MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Basit cinsel saldırı
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAMEDEKİ
DÜŞÜNCE : Bozma

İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Mağdurenin sekreter olarak çalıştığı, sanık ...’un ise yönetim kurulu üyesi olduğu dernek tarafından mağdure ile sanığa karşı Asliye Hukuk Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyasına konu alacak davasının açıldığı, ayrıca yine mağdure ve sanık haklarında Cumhuriyet Başsavcılığınca ... sayılı soruşturmanın yürütülerek her ikisi hakkında derneğin parasını zimmetlerine geçirdikleri iddiası ile 5237 sayılı TCK’nın 155/2, 43/1 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açıldığının dosyadaki iddianame örneği ve müzekkere içeriğinden anlaşılması karşısında, anılan dava dosyalarının incelenmesi ve onaylı örneklerinin dava dosyası içerisine alınmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Suçun işlendiği tarihte ...’de (... Derneği) yönetim kurulu üyesi ve saymanı olarak görev yapan sanığın aynı dernekte sekreter olan mağdureye karşı eylemlerini hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilerek TCK"nın 102"nci maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendi uyarınca cezasının arttırılmasına karar verilmiş ise de, söz konusu bendin uygulanabilmesi için, sanıkla mağdure arasında bir hizmet ilişkisinin bulunması ve suçun bu hizmet ilişkisinin sanığa vermiş olduğu bir kısım yetkiler sebebiyle mağdure üzerinde kurulan nüfuzun kötüye kullanılması suretiyle işlenmesi zorunludur.
Dernek yönetimiyle ilgili bütün işleri görme ve yürütme, genel kurulu toplantıya çağırmanın yanında derneğe ait işlerin görülmesinde kullanılmak üzere hizmet veya vekâlet sözleşmeleriyle personel görevlendirme gibi işlemleri yapma yetkisinin dernek yönetim kuruluna ait olduğu (Jale Akipek, Turgut Akıntürk ve Derya Ateş Karaman, Türk Medenî Hukuku, Birinci Cilt, Başlangıç Hükümleri Kişeler Hukuku, 10. Bası, İstanbul, 2013, s. 620), yönetim kurulu üyelerinden birinin bu yetkiye doğrudan sahip olmadığı, ayrıca dosya kapsamından da, dernekte çalıştırılmak üzere personel görevlendirme veya görevine son verme gibi işlemleri yapma yetkisinin yönetim kurulu üyesi ve sayman olan sanık tarafından kullanılabileceğine dair herhangi bir görevlendirmenin de bulunmaması karşısında, sanık hakkında hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuzun kötüye kullandığından bahisle hakkında 5237 sayılı TCK’nın 102/3-b maddesiyle cezanın arttırılmasına karar verilmesi,
Hükümden sonra Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi yönünden kısmî iptal kararı verildiğinden, anılan husus nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.