1. Hukuk Dairesi 2015/1987 E. , 2017/5045 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, duruşma isteği değerden reddedildi, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Davacı, maliki olduğu 204 ada 124 parsel sayılı taşınmaza 204 ada 128 parsel sayılı taşınmazın maliki olan davalılar tarafından el atıldığını ileri sürerek davalıların el atmalarının önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalıların taşınmaz sınırında müdahalesinin bulunmadığı, tersimat hatası olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 204 ada 124 parsel sayılı taşınmazın davacıya, 204 ada 128 parsel sayılı taşınmazın davalılara ait olduğu, 20.5.2014 tarihli fen bilirkişi raporuna göre çekişmeli taşınmazların geldisi olan 204 Ada 3 ve 5 parsel sayılı taşınmazların müşterek sınırını oluşturan noktalardan 30 nolu kırık noktasının, ilk tesis kadastro tespitinde mesafesinin 301 metre olarak esas alındığı ve bu değerler ile tersimat ve bilgisayar girdilerinin oluşturulmuş olduğu ancak, bu mesafenin 321 metre olması gerektiği, bu durumda oluşan sınırın kadim kullanım sınırı ile birebir aynı olduğu ve parsellerde tersimat hatası bulunduğunun belirtildiği, tersimat hatasının giderilmesi bakımından taraflarca herhangi bir girişimde bulunulmadığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 5304 sayılı Yasa ile değişik 41. maddesi ve kanunun tatbik şeklini gösteren 20.04.2006 tarihli yönetmeliğin 6. maddesi hükmü gereğince, ölçü, hesaplama, tersimat ve sınırlandırma hatalarından kaynaklanan yanlışlıkların ve eksikliklerin hangi usul ve esaslar dairesinde ve hangi mercii tarafından düzeltileceği öngörülmüş olup, bu düzenlemelere göre; kadasto sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerde geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda belirtilen sebeplerden ötürü meydana gelecek hataların ilgilisinin Kadastro Müdürlüğü’ne müracaatı üzerine veya müdürlükçe re’sen düzeltilmesi, sonucunun ise taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ edilmesi öngörülmüş, ilgilisi tarafından tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde düzeltmenin kaldırılması için Sulh Hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltmenin kesinleşeceği yasaca benimsenmiştir.
O halde, tersimat hatalarının düzeltilme işlemlerinde yasal olarak ve öncelikle idarenin (Kadastro Müdürlüğünün) görevli ve yetkili olduğu ve idarece tersimat hatasının düzeltilmesine yönelik tasarrufun sonucu itibariyle eldeki davayı etkileyeceği sabittir.
Somut olaya gelince; davacı, davalıların taşınmazına haksız olarak müdahale ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış, mahkemece tersimat hatası olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de eldeki davanın çözüme kavuşturulabilmesi bakımından öncelikle tersimat hatasının giderilmesinin gerekeceğinde kuşku yoktur.
Hal böyle olunca; taraflara 3402 sayılı Yasanın 41. maddesi gereğince idareye (Kadastro Müdürlüğü"ne) başvurarak hatanın düzeltilmesi için imkan tanınması, başvurmaları hâlinde orada belirlenecek çap durumu gözetilmek suretiyle bir hüküm kurulması, başvurmamaları ve tersimat hatasının düzeltilmemesi durumunda mevcut çap kaydına itibar edilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.