23. Hukuk Dairesi 2015/4334 E. , 2015/6201 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/02/2015
NUMARASI : 2013/320-2015/181
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı, davalı kooperatif üyesi olarak 22.06.2013 tarihinde yapılan kooperatif olağan genel kuruluna kendi adına asaleten ve üye M....vekaleten katıldığını, gündem sırasına göre 4. maddede bilanço ile gelir-gider cetvellerinin müzakereye açıldığını ancak kendisinin ve vekili olduğu üyenin muhalefetine rağmen okunan raporun oy çokluğu ile kabul edildiğini, aynı şekilde 4. maddede kabul edilen rapor doğrultusunda 5. maddede yine kendisinin ve temsil ettiği üyenin muhalefetine rağmen gerek yönetim kurulu gerek denetim kurulu üyelerinin oy çokluğu ile ibra edildiğini ancak bilanço ve gelir gider tablosunun toplantı öncesi üyelerin tetkikine sunulmadığı gibi, bilançoda ve gelir gider tablosunda kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden kooperatif aleyhine başlatılan icra kovuşturmalarındaki gerçek borç miktarlarının gösterilmediğini, bu nedenle de bilançonun kabulü ile kurulların ibrasının anasözleşme ve yasaya aykırı olduğunu, aynı şekilde 7. maddede kooperatif aleyhine neticelenen mahkeme kararlarından dolayı zuhur eden maddi zararların tüm üyelere yansıtılması ile tahsilat yapılmasına ilişkin 8 kabul 2 red oy ile alınan kararın dahi ana sözleşme ve yasaya aykırı olduğunu, çünkü üyelere miktarı bilinmeyen ancak zarar olarak nitelenen kooperatif borcu için yönetim kuruluna yetki verilemeyeceğini, bu borcun kooperatif amacının gerçekleşmesine imkan vermeyecek ve üyelerce katlanılmaz ölçüde olduğunu, 8. maddede ise hem miktarı bilinmeyen borçların tasfiyesi, hem de kooperatifin amacının gerçekleştirilmesine yönelik olarak belirlenen aylık 650,00 TL aidatın yasal olmadığı gibi tamamen afaki ve hayali olduğunu ileri sürerek, davalı kooperatifin 22.06.2013 tarihli olağan genel kurulunda alınan bu kararların kooperatifler yasası ile anasözleşmeye aykırı olması nedeni ile iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, mahkeme kararlar ile müvekkili kooperatifin mahkûm edildiği tazminatlar ile takip dosyalarında alacaklı şirketin sahibinin davalı olduğunu, davalının hakkını kötüye kullanarak bu davaları açtığını, genel kurul kararlarının yasaya ve anasözleşmeye uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı A... A.... 22.06.2013 tarihli olağan genel kurulunda alınan 4, 5, 7 ve 8 no"lu kararların kooperatifler yasasıyla anasözleşme ve yüksek mahkeme kararlarına aykırılık teşkil ettiğinden iptali için dava açtığı, kararların objektif iyiniyet esaslarına aykırılık teşkil ettiğinden iptali yönünde talepte bulunulmadığı, 8. maddenin oylamasına katılmadığı ve oylama yapılmadan toplantıyı terk ettiğinden bu maddenin iptalini isteme hakkının bulunmadığı, diğer 4, 5, ve 7. maddelerin oy çokluğuyla kabul edilen maddeler olduğu, bu maddelerin kabul edilmesi yönünden alınan kararların yürürlükteki mevzuat hükümlerine uygun olduğu, objektif iyiniyet esaslarına aykırılık teşkil eden bir durum bulunmadığı, ibra kararının kapsamının belirlenmesinde sözlü açıklamaların da doktrinde kaynak olarak kabul edildiği, gündemin 7. maddesinde de bu yolun kullanıldığı, bu nedenle iptali gereken genel kurul kararı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
Dava kooperatif genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir.
1163 sayılı Yasa"nın 53. maddesi uyarınca genel kurul kararlarının iptalini talep edebilmek için toplantıda hazır bulunan ortağın, verilen karara muhalif olması ve keyfiyeti de tutanağa geçirtmesi yani muhalafet şerhi koyması gerekir. Somut olayda, verilen ve iptale tabi olan kararlara yönelik davacının herhangi bir muhalefet şerhi koyması söz konusu değildir. Bu itibarla, eldeki davanın incelenebilmesi için gerekli olan bu dava şartının gerçekleşmemesi nedeniyle, davanın 6100 sayılı HMK"nın 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddi gerekirken, esastan reddi doğru olmamıştır.
Bunun yanında, mahkemece davalı vekilinin müracaatı üzerine davalı yanca yapılan yargılama giderlerinin gerekçeli kararda hüküm altına alınmamasına rağmen- davacıdan tahsiline yönelik maddi hata düzeltmesi adı altında işlem yapılarak kararın arkasına yazıldığı görülmüştür. Ne var ki mahkemece gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ilave yapılmak suretiyle maddi hata düzeltmesi yapılması mümkün olmadığı gibi bu tür bir işlemin tavzih yoluyla (HMK 305 vd.) dahi gerçekleştirilmesi mümkün değildir.
Izah edilen sebeplerle usul ve yasaya aykırı olan kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.