Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1718
Karar No: 2021/704

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/1718 Esas 2021/704 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/1718 E.  ,  2021/704 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki asıl ve birleşen menfi tespit ve kurum işleminin iptali davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, her iki davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı asıl davada; davalı tarafından aleyhine bir yıl içinde ikinci defa uyarı sebebiyle aralarındaki sözleşmenin 3 ay süreyle feshi ve 500 TL cezai şart bedelinin tahsili; SUT hükümlerine uygun düzenlenmeyen reçeteler sebebiyle 272.099,25 TL’nin tahsili ve sözleşmenin protokol hükmüne aykırılık nedeniyle 1 yıl süreyle feshi ile protokolün 6.3.19 maddesi uyarınca da 5.208.874,30 TL cezai şartın tahsili ile sözleşmenin 2 yıl süreyle feshine dair işlemler düzenlendiğini, işlemlere dayanak olan müfettiş raporunun esas ve usul bakımından hukuka aykırı olduğunu, ilk uyarı işlemine konu 2008 yılı reçetesinin süresi içinde değil 2009 yılında incelenerek uyarı işlemi düzenlediğini, kendi kusuruyla geç işlem tesis eden davalının bu kez aynı yıl içinde ikinci kez uyarı sebebiyle 500 TL cezai şart ve 3 ay süreli fesih işlemi uygulalamasının haksız olduğunu, 5.208.874,30 TL lik cezai işleme dayanak olan protokolün 6.3.19 sayılı hükmünün koşullarının oluşmadığını, eczane ve çalışanlarının sahte ilaç kupürü ya da sahte reçete ibrazının söz konusu olmadığını, ilacın hastane eczanesinde bulunmaması nedeniyle taraflarından alındığını, raporlara imza atan doktorların aynı odada kalmaları sebebiyle birbirlerinin kaşelerini kullandıklarını beyan ettiklerini, doktorların hareketinin kendi kusuru olmadığını, hastane sekreterlerinin de raporlar imzaya toplu götürüldüğünden imzalarda eksiklik olabileceğini belirttiği dikkate alındığında, bundan eczanenin sorumlu tutulamayacağını, yine eczanenin hastanın ilacı gerçekten kullanıp kullanmadığını kontrol etmesinin mümkün olmadığını, bu fiillerin hiçbirinin kendisinden sadır olmadığını, raporda 01.07.2007 öncesi fiiller için cezai şart uygulanamayacağı belirtilmesine rağmen kurum tarafından bu husus dikkate alınmaksızın cezai şart uygulandığını, protokol ilişkisinde eczanenin zayıf taraf olduğunu, 10 kat ceza uygulanmasının sebepsiz zenginleşmeye yol açacağını, devletin tek kuruş zarara uğratılmadığını belirterek, 01.11.2010 tarihli B.13.2.SGK.4.06.20.03/16-663.104 sayılı yazı ile bildirilen 500 TL kesinti, sözleşmenin 3 ay süreyle feshi işlemlerinin iptali ile borçlu olmadığının tespitine; 01.11.2010 tarihli B.13.2.SGK.4.06.20.03/14-801.280 sayılı yazı ile bildirilen 2 yıl süreli fesih işleminin iptali ile 5.208.874,30 TL cezai şart bedeli bakımından borçlu olmadığının tespitine + %40 inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davacı birleşen davada; davalı tarafça aleyhine düzenlenen 01.11.2010 tarihli B.13.2.SGK.4.06.20.03/14-801.280 sayılı yazı ile bildirilen SUT ve protokol hükümlerine uygun düzenlenmeyen rapor ve reçetelere ait ilaç bedeli 272.099,25 TL ‘nin tahsili ve protokolün 6.3.24 hükmüne aykırı hareket edilmesi sebebiyle sözleşmenin 1 yıl süreli feshine dair cezai işlem bakımından borçlu olmadıklarının tespiti ile fesih işleminin iptaline karar verilmesini +%40 inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı; davacının eczanesine ait araçta yapılan aramada, 38 sağlık karnesi, 18 sağlık kurulu raporu, 33 kişiye ait 850 fotoğraf, 36 küpürü kesik ilaç, 14 küpürü bulunan reçete ve 5127 ilaç küpürü ve barkot bulunduğunu, uygulanan cezaların protokole uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; davacının eşinin sanık olarak yargılandığı ceza davasında dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarının sabit olmadığından beraatine karar verildiği, kararın Yargıtayca Onanarak 03/12/2015 tarihinde kesinleştiği, bilirkişi raporunda da işlemlerin haksız olduğunun tespit edildiği, sahte olduğu iddia edilen raporların hukuken sahte olarak kabulünün mümkün olmadığı, eczane işletmesinin gelir durumu analizi sonucunda salt fatura edilen ilaç bedellerinin büyük bölümünü davacının eşinin çalıştığı Dicle Üniversitesi Hastanesinden düzenlenmiş olması nedeniyle hukuka aykırılık bağı yaratılamayacağı, 2008 ve 2009 yıllarına ait protokollerin 4.3.1 maddeleri doğrultusunda davalı kurum tarafından reçetelerdeki eksikliğin giderilmesi için eczacıya ek süre verilmeksizin doğrudan cezai şart uygulanmasının protokol hükümlerine aykırı olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne, icra inkar tazminatı taleplerinin ise reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
    Davalı kurum tarafından 01.11.2010 tarihli 14-801.280 sayılı yazı ile; Sağlık Uygulama Tebliği hükümlerine uygun düzenlenmeyen rapor ve reçetelere ait Gilvec isimli ilaç bedeli 272.099,25 TL nin tahsiline, davacının eşinin görev yaptığı hastanenin hematoloji kliniğinde reçeteleri kalfası aracılığıyla toplatarak tararflar arasındaki protokolün 6.3.24. hükmüne aykırı hareket edilmesi nedeniyle sözleşmenin 1 yıl süreyle feshi ve yatan hastalara reçete edilen ve hastalarca kullanılmadığı tedavi defteri, kür defteri ve hasta dosyasından anlaşılan sahte rapor ve reçetelerle (108 hastaya ait) hastaya teslim edilmeyen ilaçlar teslim edilmiş gibi işlem yapılıp kurum zarara uğratıldığından protokolün 6.2.19. hükmüne aykırı davranılması nedeniyle 520.887,43 TL reçete bedelinin 10 katı tutarında 5.208.874,30 TL cezai şart bedelinin tahsili ile sözleşmenin 2 yıl süreyle feshine dair işlemler davacıya bildirilmiştir. Yine 01.11.2010 tarihli 16-663.104 sayılı yazı ile; Nisan 2010 dönemine ait Hamile Bezmez"e ait 31.03.2010 tarihli reçetede Prabex yazmasına rağmen Arvales verilmesi, ...’e ait reetede Amoklavin yazdığı halde Augumentin verilmesi sebebiyle protokolün 6.3.9 hükmü uyarınca 250 TL cezai şart bedeli ile bir kez uyarı alınmasına (06/07/2010 tarihli yazı) bağlı olarak 20.11.2009 da da aynı maddeden 1 kez uyarı alınması sebebiyle uyarı cezasının 3 ay fesih olarak cezai şart bedelinin ise tekrar sebebiyle 500 TL olarak değiştirildiğine dair işlem davacıya bildirlimiştir. Davacı tarafça asıl ve birleşen davada bu iki yazı ile bildirilen işlemler dolayısıyla borçlu olmadığının tespiti ve sözleşme feshine dair işlemlerin iptali talep edilmiştir. Görüldüğü üzere dava konusu cezai şart bedeli ve sözleşmenin feshine dair işlemlerin gerekçeleri ile dayanak protokol hükümleri ve bu işlemlere konu olan eylemler farklı farklıdır. Somut uyuşmazlıkta birden fazla cezai işlem dava konusu olmasına rağmen, hükme esas alınan bilirkişi raporunda kurum yazıları ile bildirilen cezai işlemler ve cezai işlemlere konu her eylem bakımından ayrı ayrı değerlendirme yapılmamış, hangi protokol hükmünün uygulanacağı tespit edilip hükmün unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve gerçekleşmiş ise fesih süresinin yahut cezai şart tutarının ne kadar olması gerektiği dosya kapsamında yer alan ceza dosyası ve kurumca hazırlanan soruşturma raporu dahil taraf delilleri kapsamında Yargıtay ve taraf denetimine uygun şekilde irdelenmemiştir. Mahkemece de dava konusu cezai işlemler bakımından ayrı ayrı değerlendirme ve gerekçelendirme yapılmamıştır.
    Hal böyle olunca mahkemece; önceki bilirkişi heyetinden farklı ve alanında uzman bilirkişi heyetinden, müfettiş soruşturma raporu, Ceza dosyası ve taraf delilleri kapsamında uyuşmazlığa konu kurum işlemleri ve işlemlere konu eylemler bakımından hangi protokol hükümlerinin uygulanacağı, uygulanacak hükümlerde yer alan unsurların somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğinin tereddüte mahal bırakmayacak şekilde tespiti bakımından rapor aldırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi