10. Ceza Dairesi Esas No: 2013/5870 Karar No: 2017/1646 Karar Tarihi: 02.05.2017
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2013/5870 Esas 2017/1646 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Çocuk Mahkemesi'nde görülen bir dava sonucunda, sanık kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkûm edilmiştir. Ancak, sanık savunmasında suç konusu uyuşturucu maddelerin üzerinde bulunmadığını iddia etmiş ve tutanak düzenleyicilerinden görevlilerin tanık olarak dinlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, mevcut belge ve delillerin, olaya tatbik kabiliyetinin olduğu kanun maddelerine göre yeterli görülmediği için, öncelikle sanığın daha önce başka bir dava olup olmadığı veya tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında bu suçu işleyip işlemediğinin belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Eğer sanık, infaz sırasında bu suçu işlemişse, ikinci davanın kovuşturma şartının ortadan kalkmasından dolayı davanın düşeceği belirtilirken, bunun dışında ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri ise şunlardır: 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen TCK'nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve aynı Kanun'un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesi.
10. Ceza Dairesi 2013/5870 E. , 2017/1646 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : Çocuk Mahkemesi Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : 1- Sanığın savunmasında, suç konusu uyuşturucu maddelerin üzerinde bulunmadığını, olay tutanağını kabul etmediğini belirttiği dikkate alınarak; tutanak düzenleyicilerinden vicdani kanı oluşturacak sayıdaki görevlilerin tanık olarak dinlenmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması, 2- Kabule göre, mevcut belge ve deliller, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5.fıkrası ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun"un geçici 7. maddesinin, olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından yeterli görülmediğinden, öncelikle, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı bu suç tarihinden önce başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra; a) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” , b) Sanık hakkında bu suç tarihinden önce aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değişik TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun"un geçici 7. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, 191.madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”, Karar verilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık velisi ile sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, bozmanın, haklarındaki mahkûmiyet hükümleri temyiz edilmeyen diğer sanıklar ... ile ..."a CMUK’nın 325. maddesi gereğince SİRAYETİNE, 02.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.