11. Hukuk Dairesi 2016/673 E. , 2017/3256 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen davada bozmaya uyularak verilen 14/10/2015 tarih ve 2015/648-2015/793 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili müvekkili şirkete nakliyat sigortası poliçesi ile sigortalı bulunan ilaç hammaddesinin sorumluluğunda hava yolu taşımacısı ait uçağa yüklenerek taşındığını, emtianın hava alanına inişinde biri sigorta konusu emtia olmak üzere 2 kabın hasarlı olduğunu, davalılar tarafından üstlenilen taşıma işlemi sırasında meydana gelen hasardan dolayı davalıların sorumluluğu bulunduğunu, hasar ihbarını müteakip yaptırılan ekspertiz raporunda belirlenen hasar miktarı olan 3.644,06 TL"yi 16.08.2012 tarihinde ödeyen müvekkili şirketin 1472 md. hükmü gereğince sigortalısının haklarına halef olduğunu ileri sürerek 3.644,06 TL tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan rücuen tahsiline, yargılama harç ve giderleri, vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davanın husumet yokluğu sebebi ile reddinin gerektiğini,aşıyan sıfatını haiz olmayıp aracı konumunda olarak sadece bu taşıma işini organize ettiğini, taşıma işlemini ifa edenin açısından davanın reddine karar verilmesini, yüke gelen zararda süresi içinde ve yazılı olarak ihbar yapılmamasının hava yolu taşıyıcısının sorumluluğunu kaldıracağını, hasarın 28.04.2012 tarihinde meydana geldiğini, müvekkili şirketin hasarı 11.06.2012 tarihinde davalı tarafından aleyhine gönderilen rücu ihtarnamesi üzerine öğrendiğini savunarak davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddinin gerektiğini, dava açma hakkının yalnız alıcı veya göndericiye ait olduğunu, oysa davanın taraf sıfatı taşımayan sigorta şirketi olan .... tarafından açıldığını, sigortacının bu nedenle halefiyet yolu ile talepte bulunma ve dava açma hakkının bulunmadığını, davacının süresi içerisinde ihbarda bulunma mükellefiyetini yerine getirmediğini, diğer yandan dava konusu olaya hükümlerinin uygulanacağını, davacının TTK hükümlerine dayanarak taşıma ücreti talep etmesinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, ispatı halinde zararın doğruda ön görülen sınırlı sorumluluk limitleri dahilinde ödeneceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, tüm dosya kapsamı itibari ile uluslararası taşıma hukukuna uygun olarak alınan bilirkişi raporu gereğince meydana gelen zararın 3,4292 TL olduğu dikkate alındığında davacının davalıdan zarar itibari ile talep edebileceği rücuen tazminat miktarı olan 2.955,85 TL"den her iki davalının da sorumlu oldukları gerekçesiyle bu miktar itibariyle davanın kabulüne, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve uyulan bozma ilamında davalıların müteselsilen sorumlu oldukları belirtilmesine karşın mahkemece hüküm fıkrasında davalılardan tahsiline karar verilmiş ise de temyiz edenin sıfatına göre bu hususun bozma nedeni sayılmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 151,41 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı ..."dan alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 174,21 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı alınmasına, 31/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.