10. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/24340 Karar No: 2018/2858 Karar Tarihi: 02.04.2018
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/24340 Esas 2018/2858 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2015/24340 E. , 2018/2858 K.
"İçtihat Metni"
......
Dava, sahte sigortalılık nedeniyle yersiz ödenen aylıkların istirdadı istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosya içindeki kayıt ve belgelerden; 01.07.2011 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa kapsamında aylık bağlanan davacının 12.12.2009 - 11.04.2011 tarihleri arasındaki hizmetinin Kurum denetmen raporuna istinaden sahte olduğu gerekçesiyle iptal edilerek 01.07.2011 - 26.05.2012 arası dönemine ilişkin yersiz ödenen aylıkların istirdadı için işbu davanın açıldığı, mahkemece, davalı savunmaları ve tüm dosya kapsamı nazarında davacının eylemli çalışmasının bulunduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Sahte sigortalılığa dayanan davalar hizmet tespiti içerikli olmakla, davanın yasal dayanağını oluşturan 5510 sayılı Yasa’nın 86. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, tarafların sunduğu deliller ile yetinilmemeli, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri esas alınarak kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalıdır. Yukarıda anlatılanlar nazarında mahkemece, hizmet tespiti davası gibi araştırma yapılmalı, söz konusu işyerinden sigortalılığı iptal edilmeyen ve ihtilaflı dönemde bordrolu hizmeti bulunan sigortalıların beyanlarına başvurulmalı, sahte sigortalılığa ilişkin ceza dava dosyası getirtilip o dosyadaki tanık beyanları irdelenmeli, çelişki oluşması durumunda ilgili tanıkların beyanlarına başvurulmalı, Kurum denetmen raporunda beyanlarına başvurulan tanıklar dinlenilerek uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir. O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.