21. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/6202 Karar No: 2015/9781 Karar Tarihi: 04.05.2015
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/6202 Esas 2015/9781 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalıların, iş kazası sonucu ölen murisinin maddi ve manevi tazminatının ödetilmesine karar verilen davada, mahkeme isteğin kısmen kabulünü kararlaştırmıştır. Ancak, daha sonra yapılan bir ıslah dilekçesi hukuk ve usule aykırıdır, böylece davalıların temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmuştur. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 176 ve devamı maddeleri, ıslah müessesesinin mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu ve talep sonucunu değiştirebilmesi imkanını sağladığını belirtmektedir. Ayrıca, ıslahın tahkikatın bitimine kadar yapılacağının düzenlemesi karşısında, Yargıtay'ın bozma kararından sonra ıslah yapılamayacağı ortaya konmuştur. Kanunun 177. maddesinde yapılacak ıslahın tahkikatın bitimine kadar yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.
21. Hukuk Dairesi 2015/6202 E. , 2015/9781 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacılar murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, 11.12.2007 tarihindeki iş kazası sonucu vefat sigortalının hak sahibi eş ve çocuklarının maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davacı ..., ... ve ...."ın davalı ... aleyhine açmış olduğu maddi tazminat davalarının reddine. Davacı ..., .................."ın davalı ... aleyhine açmış olduğu manevi tazminat davalarının reddine. Davanın davacı ..."nin davalı ... aleyhine açmış olduğu maddi tazminat davasının kabulü ile; 83.224,83 TL maddi tazminatın haksız fiil tarihinden işleyecek yasal faizi ile adı geçen davalıdan alınarak adı geçen davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin saklı tutulmasına. Davanın davacı ..."nin davalı ... aleyhine açmış olduğu maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 4.905,57 TL maddi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte adı geçen davalıdan alınarak adı geçen davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine. Davacı ..."in davalı ... aleyhine açmış olduğu maddi tazminat davasının reddine. Davacı ..."nin davalı ... aleyhine açmış olduğu manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 20.000,00TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden işleyecek yasal faizi ile adı geçen davalıdan alınarak adı geçen davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine. Davacı ..., ... ve ..."nın davalı ... aleyhine açmış olduğu manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile; ayrı ayrı 12.500,00"er TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden işleyecek yasal faizi ile adı geçen davalıdan alınarak adı geçen davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. 09/12/2014 tarihli kararda sair yönlerden bir hata bulunmamakla birlikte maddi tazminat davaları bakımından Bozma sonrasında yapılan ıslaha değer verilerek neticeye varılması doğru olmamıştır. Şöyle ki; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 176. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya talep sonucunu değiştirebilmesi imkânını sağlamaktadır. İki taraf da duruşmada hazır iseler ıslah sözlü olarak yapılabilir. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Başka bir anlatımla ıslah, açılmış bir davada taraflarca yapılmış usule ilişkin işlemlere yönelik olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir talepte bulunma olanağı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur. Ancak aynı yasanın 177. Maddesine göre ıslahın tahkikatın bitimine kadar yapılacağının düzenlemesi karşısın da Yargıtay’ın bozma kararından sonra ıslah yapılamayacağı ortadadır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 4.2.1948 gün 1944/10 E. 1948/3 K. Sayılı kararı da bu yöndedir. Bu açıklamalardan olarak somut olayda; davacı ..."ın maddi tazminat davası bakımından Dairemizin 21.04.2014 tarihli bozma kararı sonrasında dava değerinin artırıldığı 08.12.2014 tarihli ıslah dilekcesine itibar edilerek hüküm kurulması isabetli olmamıştır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ..."a iadesine, 04/05/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.