Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/2360 Esas 2017/3351 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/2360
Karar No: 2017/3351
Karar Tarihi: 03.05.2017

Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/2360 Esas 2017/3351 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Karar metninde, sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyeti, ancak dolandırıcılık suçundan beraat ettiği belirtilmektedir. Resmi belgede sahtecilik suçunun korunan hukuki yararının kamu güveni olduğu ve suçun mağduru toplumu oluşturan bireyler olduğu ifade edilmektedir. Ayrıca, suçun zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasına engel olmadığı ve farklı kişilerin çıkarlarının zarar görmesinin suçun niteliğini değiştirmediği vurgulanmaktadır. Mahkeme, sanığın sahte senetleri düzenleyip bir şirkete vermesinin zincirleme suç kapsamında değerlendirildiği ve cezanın arttırılmasında isabetsizlik görülmediği sonucuna vararak, sanığın sahtecilik suçundan mahkumiyetine hükmetmiştir. Dolandırıcılık suçunda ise, suçun yasal unsurlarının dosya içeriğine göre oluşmadığı ve savunmanın inandırıcı gerekçelerle reddedildiği gerekçesiyle sanığın beraatine karar verilmiştir.
Kanun maddeleri olarak, belgede sahtecilik suçlarının TCK'nın 204-212. maddelerinde Kamu Güvenine Karşı Suçlar bölümünde yer aldığı ifade edilmiştir.

11. Ceza Dairesi 2017/2360 E. , 2017/3351 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık
HÜKÜM : Resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet Dolandırıcılık suçundan beraat

Belgede sahtecilik suçlarında suçun konusu belge olup korunan hukuki yarar kamu güvenidir ve suçun geniş anlamda mağduru toplumu oluşturan bireylerdir. Nitekim belgede sahtecilik suçlarına ilişkin TCK"nn 204-212. maddeleri Kanunun Kamu Güvenine Karşı Suçlar bölümünde yer almaktadır. Bununla birlikte belgede sahtecilik suçunun işlenmesiyle haksızlığa uğrayan gerçek ve tüzel kişilerin suçtan zarar görmeleri mümkündür. Belgede sahtecilik suçunun işlenmesi nedeniyle farklı kişilerin çıkarlarının zedelenmiş olması suçun bu öncelikli niteliğini değiştirmeyeceği gibi zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasına da engel değildir. Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, mağdur ve katılan sayısınca sahte senetlerin farklı zamanlarda katılana verildiğine dair dosya kapsamında delil bulunmadığı da değerlendirildiğinde, eylemin 5237 sayılı TCK"nın 43/2. madde kapsamında zincirleme suçu oluşturacağı cihetle; sanığın sahte senetleri düzenleyip katılan ... şirketine vermesi eyleminde cezanın 5237 sayılı Yasanın 43/2. delaletiyle 43/1. maddesi uygulaması ile arttırılmasında isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak olunmamış; yapılan yargılamada toplanan deliller karar yerinde incelenip, yüklenen suçun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı arttırıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş ve incelenen dosya içeriğine göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sahtecilik suçundan mahkumiyete ilişkin sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazları ile yüklenen suçun yasal unsurları itibarıyla oluşmadığı, dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan dolandırıcılık suçundan sanığın beraatine ilişkin katılanın temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 03.05.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.