Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/4287
Karar No: 2015/6185
Karar Tarihi: 01.10.2015

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/4287 Esas 2015/6185 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2015/4287 E.  ,  2015/6185 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul(Kapatılan) Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
    TARİHİ : 19/12/2013
    NUMARASI : 2013/37-2013/466

    Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti, dairenin tahsisi, mümkün olmazsa tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -

    Davacı, 25.04.2000 tarihli 39 no"lu yönetim kurulunun kararıyla kooperatif ortaklığına kabul edilerek, kendisine tahsis edilen A blok 11 no"lu daire için 30.11.2005 tarihine kadar 20.000,00 TL aidat ödemesi yaptığını, 04.12.2005 tarihinde yapılan genel kurulda yönetim kurulu değiştikten sonra genel kurullara çağrılmadığını, kooperatife müracaat ettiğinde kayıtlarda ismi olmadığından ortaklığının yok sayılmaya çalışıldığını ileri sürerek, ortaklığının tespiti ile A blok 11 no"lu dairenin adına tahsisi, aksi halde ödemiş olduğu aidatın eskalasyon değeriyle hesaplanarak tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının kooperatif üyesi olmadığını, kooperatif eski başkanı A.. M.."in Kadıköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2003/148 E. sayılı ceza davasında zimmet, sahte evrak, dolandırıcılık suçlaması ile yargılamasının devam ettiğini, ayrıca başka bir soruşturmanın da devam ettiğini, kooperatifin gerçek üye listesinin Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2004/1121 D.İş sayılı dosyasında belirlendiğini, davacı tarafından bildirilen ödeme belgelerinin, defter suretlerinin sahte ve sonradan düzenlenmiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının daire tahsisi istemiyle açmış olduğu davada, yapılan ödemelerin tespiti, davacının üyeliği bakımından da akçalı yükümlülüklerinin bulunup bulunmadığının tespiti ve genel kurul kararları uyarınca üye kaydının yapılıp yapılmadığının tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasının zorunlu olduğu, davalının dava dosyasına verdiği cevaplarda 2004 Nisan ayı öncesi tarihli belgelerin ve defter suretlerinin kesinleşen ilamlarla sahteliğinin ve sonradan düzenlendiğinin saptandığını, kooperatife ödemesinin bulunmadığının bildirilip buna ilişkin sunulan delillerin aksine davacı tarafça 2001, 2002, 2003, 2004, 2005 tarihli bir kısım tahsilat makbuzları ile senetlerin sunulduğu, bu delillerin doğruluğunun araştırılması için bilirkişi incelemesi zorunlu olduğundan bekletici mesele yapılan dosyanın onama ilamı ile kesinleşmesi üzerine davacı tarafa bilirkişi incelemesi bakımından 20.11.2012 tarihinde HMK"nın 94. maddesi kapsamında ilk sürenin verildiği, daha sonra dava dosyasının incelenmesinde davalının bilirkişi gider avansını yatırmadığının saptandığı, davacının davayı takip etmediği 19.12.2013 tarhli celsede 21.02.2013 tarihli karar gereğince bilirkişi incelemesinin yapılmasını talep ettiği, HMK"nın 94. ve 280 vd. maddeleri gereğince yasal koşulları oluşmadığından istemin reddine karar verildiği, HMK"nın 94. maddesi kapsamında verilen kesin süreye rağmen bilirkişi delil avansının yatırılmadığı, toplanan delillere göre davalının sunduğu delillerin aksinin yasal ve maddi delillerle ispatlanamadığı gerekçesiyle, HMK"nın 94. kapsamında verilen süre gerekler yerine getirilmemiş olmakla dosya kapsamına aşama itibariyle toplanan delillere göre değerlendirme sonunda yasal koşulları oluşmayan ve kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-Dava, genel olarak üyeliğin tespiti ile bu üyeliğe bağlı dairenin tahsisi, tahsis mümkün olmazsa konut karşılığı tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece 20.11.2012 tarihli duruşmada, 12 No"lu ara karar ile, “Bilirkişiler için takdir edilecek olan her bir bilirkişi için ayrı ayrı 200,00 TL bilirkişi kurulu ücretinin taraf vekilleri tarafından, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi sunulduğu takdirde itiraz dilekçesinin sunulduğu tarihte itiraz eden tarafça, ek gider avansı olarak iki haftalık kesin süre içinde yatırılması halinde dosyanın belirlenecek inceleme gününde dosyanın bilirkişi incelemesine verilmesine” karar verildiği, verilen kesin sürenin 13. günü olan 03.12.2012 tarihinde bilirkişi ücreti yatırılmadığından inceleme yapılamadığına dair tutanak tutulduğu, 21.02.2012 tarihli duruşmada mahkemece, “HMK"nın 281. maddeye göre; mahkememizin 22.11.2012 tarihli ara karar gereğince dosya ve defterler üzerinde inceleme zorunlu olmakla, ara karar gerekleri aynen yerine getirilmek kaydı ile, dosyanın belirlenecek inceleme gününde bilirkişi incelemesine verilmesine” karar verildiği, 19.12.2013 tarihli duruşmada davacı vekilince, “..bilirkişi incelemesi bakımından 21.02.2013 tarihli karar gereğince bilirkişi incelemesi yapılması ...”nın talep edildiği, mahkemece HMK"nın 94. maddesi uyarınca kesin süreye rağmen bilirkişi delil avansı yatırılmadığı gerekçesiyle, kanıtlanamayan davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
    Mahkemece 20.11.2012 tarihli duruşmada “ek gider avansı" ibaresi kullanılmış ise de ara karar ile yatırılması gereken bilirkişi ücretinin niteliği gözetildiğinde yatırılacak ücretin HMK"nın 324. maddesinde düzenlenen delil avansı niteliğinde olduğu açıktır.
    6100 sayılı HMK"nın 324. maddesi "(1) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler.
    a-Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır.
    b-Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır." hükmünü içermektedir.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 12.12.2012 tarih ve 2012/9-1170 Esas, 1172 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere "mülga 1086 sayılı HUMK"nın 163. maddesi ile 6100 sayılı HMK"nın 94. maddesi uyarınca kesin süreye ilişkin ara kararının hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde açık olması, taraflara yüklenen yükümlülüklerin, yapılması gereken işlerin neler olduğunun açıklanması gerekir. Ayrıca kesin süreye uymamanın doğuracağı hukuki sonuçların açık olarak anlatılması ve anlatılanların tutanağa geçirilmesi, bunlara uyulmaması durumunda mevcut kanıtlara göre karar verilip, gerektiğinde davanın reddedileceğinin açıkça bildirilmesi suretiyle ilgili tarafın uyarılması gerektiği her türlü duraksamadan uzaktır. Bazı hallerde kesin sürenin kaçırılması, o delile veya hakka dayanamamak gibi ağır sonuçları birlikte getirmekte, davanın kaybedilmesine neden olmaktadır. Böyle bir durumda, geciken adaletin adaletsizlik olduğu düşünülerek, davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere getirilen kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. (Benzer ilkelere Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 18.02.1983 gün ve 1980/1-1284 E., 1983/141 K.; 22.11.1972 gün ve 8-832 E., 935 K.; 13.10.2010 gün ve 17-510 E., 485 K.; 28.04.2010 gün ve 2-221 E., 241 K. ve 28.03.2012 gün ve 19-55 E., 249 K. sayılı ilamlarında da değinilmiştir.)
    Somut olayda, mahkemece, 20.11.2012 tarihli duruşmada kesin süre verilmiş ise de kesin süreye uymamanın doğuracağı hukuki sonuçların açıklanmadığı, verilen kesin süre dolmadan bilirkişi incelemesi yapılamadığına dair tutanak tutulduğu, 21.02.2012 tarihli duruşmada ise HMK"nın 94. maddesine uygun olarak verilmemiş olan 20.11.2012 tarihli ara karara atıfla ara karar oluşturulduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, HMK"nın 94. maddesi hükmüne uygun olarak verilmemiş olduğu anlaşılan kesin sürenin sonuç doğurmayacağı gözardı edilerek yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    2-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi