Esas No: 2004/8886
Karar No: 2005/2737
Karar Tarihi: 17.3.2005
Kamu Kurumlarını Temsil - Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2004/8886 Esas 2005/2737 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2004/8886 E., 2005/2737 K.
4. Hukuk Dairesi 2004/8886 E., 2005/2737 K.
- KAMU KURUMLARINI TEMSİL
- 4353 S. MALİYE VEKALETİ BAŞ HUKUK MÜŞAVİRLİĞİNİN VE MUH... [ Madde 18 ]
- 4353 S. MALİYE VEKALETİ BAŞ HUKUK MÜŞAVİRLİĞİNİN VE MUH... [ Madde 21 ]
"İçtihat Metni"
Davacı İçişleri Bakanlığı temsilcisi Hikmet tarafından, davalı Cengiz aleyhine 23.6.2003 gününde verilen dilekçe ile 2330 sayılı Yasa gereğince ödenen nakdi tazminatın rücuen tahsilinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın usul açısından reddine dair verilen 13.4.2004 günlü kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı temsilcisi ilçe jandarma komutanı Murat tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, 2330 sayılı Yasa gereğince ödenen nakdi tazminatın rucuen tazmini istemine ilişkindir.
Dava ilçede görevli hazine avukatı bulunmaması nedeniyle davacı temsilcisi olan ilçe jandarma komutanı tarafından açılmıştır. 23.6.2003 günlü dava dilekçesinde, davacı olarak İçişleri Bakanlığı"nın, davacı vekili olarak ise İlçe Jandarma Komutanının gösterilmiş olması davanın temsilci tarafından açıldığını doğrulamaktadır. Nitekim dava da İçişleri Bakanlığı temsilcisi olarak İlçe jandarma komutanı tarafından takip edilmiştir. Mahkemece davacı temsilcisine HUMK.nun 163. maddesi uyarınca davacı kurum adına davayı takip etme yetkisini içeren yazılı belgeyi mahkemeye sunmak üzere kesin süre verilmiş, istenen belgenin sunulmadığı nedeniyle dava usul açısından reddedilmiştir. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
4353 sayılı Yasanın 18. maddesinde "...umumi muvazene içindeki dairelere ait hukuk ve ceza davalarında ve her türlü icra takiplerinde; mahkemeler, icra daireleri ve dava ve icra işleri ile alakalı sair merciiler nezdinde temsil vazifesi Maliye vekaletine bağlı Hazine avukatı ve yardımcı avukatları tarafından görülür. Hazine avukatı bulunmayan yerlerdeki dava ve icra işlerinde bu daireler amirleri tarafından temsil olunur." denilmektedir. Yine aynı Yasa"nın 21. maddesinde de; "...Hazine avukatı bulunmayan yerlerde daire amirleri temsil salahiyetlerini, sıfatlarını söylemek ve icabında hüviyetlerini tevsik etmek suretiyle kullanırlar..." düzenlemesi bulunmaktadır.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler itibariyle hazine avukatı bulunmayan ilçede açılan iş bu davada davacı olan İçişleri Bakanlığı"na izafeten Jandarma Genel Komutanlığı"nın o ilçedeki daire amiri olan ilçe jandarma komutanının temsilci bulunduğu ve temsil yetkisini bu sıfatını söylemek ve gerekirse hüviyeti ile kanıtlamak suretiyle kullanacağı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacı temsilcisinin temsil yetkisi yasadan kaynaklandığından ayrıca belgelendirilmesi gerekmez. Şu durumda 4353 sayılı Yasa"nın 18. ve 21. maddelerinde Hazine avukatı bulunmayan yerlerde daire amirlerinin temsil yetkilerinin bulunduğu hüküm altına alınmış olmakla mahkemece temsilci sıfatıyla ilçe jandarma komutanı tarafından Bakanlık adına takip edilen davaya bakılarak işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ve yasaya aykırı gerekçe ile hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle (BOZULMASINA), bozma nedenine göre diğer yönlerin şimdiden incelenmesine yer olmadığına, 17.3.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.