Hukuk Genel Kurulu 2000/7-1617 E., 2001/11 K.
KOMİSYON KARARINA İTİRAZ
TESCİL
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki "komisyon kararına itiraz ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Pozantı Kadastro Mahkemesi"nce davanın kabulüne dair verilen 15.11.1993 gün ve 1989/60 E. 1993/38 K.sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 7.Hukuk Dairesi"nin 8.6.1995 gün ve 1994/165 E. 1995/6507 K. sayılı ilamiyle;
(...Kadastro sırasında 1 ada 2 parsel sayılı 5865 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydına ve zilyetliğe dayanılarak, İ.. ve F... A... adına tesbit edilmiştir. Hazinenin taşınmazda tapu kaydı yüzölçümü fazlasının Hazineye ait olduğuna dayanan itirazı komisyonca kabul edilip Hazineye de pay verilmek suretiyle tesbitine karar verilmiştir. Davacı İ.. ve F.. A... tesbit nedenlerine dayanarak Hazine payına yönelik dava açmıştır. Dava sırasında da Yargıtay"ca tapu kaydı uygulaması ile zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının yeterince araştırılmadığı yönünde bozma yapılan ve bu bozma kararına uyarak davası devam eden 2 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlar ile 1 ada 1 ve 3 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili dava dosyaları bu dosya ile birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davacıların davasının kabulüne, 2 ada 2 parselin davacı F... A... adına, 1 ada 2parselin davacı İ... ve F.. A... adına, 2 ada 3 parselin davacı R... A... adına, 1 ada 3 parselin davacı H... R... A., DD ve AE adına, 1 ada 1 parselin R, Y ve MA adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan inceleme,araştırma ve uygulama sonunda davacı tarafın dayandığı tapu kayıtlarının sabit sınırlı olduğu kabul edilmiş, sabit sınırlı sayılmadığı takdirde dahi miktar fazlası üzerine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının davacılar yararına gerçekleştiği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç uyulan bozma ilamı içeriğine ve dosya kapsamına uygun düşmemektedir.Bozma ilamında dayanılan tapu kaydının sınırlarının sabit olmadığı vurgulanmış olup mahkemece bu hükme uyulduktan sonra tapu kaydının sınırlarının sabit olduğunun kabulü mümkün olmadığı gibi esasen tapu kaydının tepe sınırı itibariyle sınırlarının sabit olduğu da kabul edilemez.Taşınmazın öncesinin bir bütün iken büyük bir bölümü kamulaştırıldıktan sonra paydaşlar arasında 10.5.1965 tarihli ifraz haritası düzenlenmiştir.Bu harita ve düzenlenen ifraz parselleri tapu kaydındaki arta kalan miktarlara uygundur.Bu işlem 1965 yılında yapılmıştır.Bağımsız zilyetliğin bu tarihten başladığının kabulü gerekir.Bu tarihten önce taşınmaz üzerinde zilyetliğin varlığından söz edilemez. Düzenlenen ifraz haritasında miktarlar belirlenmiş ve satın alma tapudaki bu miktarlara dayanılarak yapılmış olmasına göre zilyetliğin bu tarihten itibaren başlatılması zorunludur.Tesbit 1981 yılında yapıldığına göre ifraz tarihinden tesbit tarihine kadar 20 yıllık süre dolmamıştır.Öyle ise ifraz haritasındaki miktarlara değer verilmesi ve miktar fazlasının Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekir. Bu durumda ifraz haritasında asfalt şosenin doğusunda gösterilen 1, 2 ve 3 sayılı parsellerin toplamı 2590 m2 olup bunun karşılığında 2 ada 1,5,6 ve 7 sayılı parsellerde bu miktarı aşacak şekilde taşınmaz kişilere verilmiş ve kesinleşmiştir.Hal böyle olunca 2 ada 2 ve 3 sayılı parsellerin tümümün Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
İfraz haritasının asfalt şosenin batısında kalan 4,5 ve 6 parsel sayısı ile gösterilen taşınmazların toplam yüzölçümü 3330 m2 dir. O halde bu bölümden 3330 m2 lik bölümünün kuzeydeki 4 sayılı parselin karşılığı olan 1 ada 1 sayılı parselden kuzeyden başlamak suretiyle 3330 m2 lik bölümün tesbit maliki adına tesciline, bu parselde geri kalan 1475 m2 lik bölümün ve 1 ada 2 ve 3 sayılı parsellerin tamamının Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, komisyon kararına itiraz ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacılar yararına zilyedlikle mülk edinme koşulları oluştuğundan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Özel Daire, yukarıda açıklanan nedenle kararı bozmuş, yerel mahkeme, bozma kararına uymak suretiyle yaptığı inceleme ve araştırma sonucunda davacıların davalarını kanıtladığını gerekçe göstererek davanın kabulüne karar vermiş, önceki kararda direnmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, 31.1.2001 gününde ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.