11. Hukuk Dairesi 2016/454 E. , 2017/3242 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen davada sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirket ile arasında imzalanan anlaşma gereğince üretilen otomobiller ile yedek parça, orijinal aksesuar ve bakım ürünlerinin satış hakkının ve markası ve logolarının kullanım hakkının kendisine verildiğini, müvekkili şirketin marka ve logosuna ilişkin inhisari lisans hakkını kendisi ile yetkili satıcılık ve yetkili atölye sözleşmesi akdetmiş olan yetkili satıcılar ve yetkili atölyelere kullandırdığını, davalının işyeri tabelasında markası yazılarını ve logosunu kullanarak markaya tecavüz eylemini gerçekleştirdiğini ve bu eyleminin haksız rekabet de oluşturduğunu ileri sürerek davalının marka hakkına tecavüzünün durdurulmasını, davalı tarafa ait yazı ve logosunu içeren tabela ve panoların imhasını, şimdilik 5.000 TL maddi tazminat ve 5.000 TL manevi tazminata karar verilmesini, davalı şirket tarafından yapılmış olan servis hizmeti, yedek parça ve araba satışı üzerinden elde ettiği kazancın belirlenerek makul görülecek bir payın maddi tazminat miktarına eklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin özel servis hizmeti verdiğini, yetkili servis imajı vererek faaliyet gösterdiği iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, tüketicilerin, müvekkili şirketin işletmesini davacı tarafın yetkili servisi ile karıştırması ihtimalinin bulunmadığını, 1974 yılında akdettiği yetkili satıcılık sözleşmesi ile markalı otomobillerin satışı ve servis hizmetine başladığını, bu sözleşmenin 2007 yılında feshedilmesiyle özel servis olarak faaliyet göstermeye başladığını, davalının ibaresine özel servis olarak anılan markalı araçların tamir ve bakımının yapıldığını göstermek amacıyla ve 556 sayılı KHK 12. m.’ye uygun olarak yer verdiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında uzun yıllar yetkili satıcılık sözleşmesi ve servis sözleşmesinin olduğu, davalı kullanımlarının 556 sayılı KHK"nın 12.maddesi kapsamında dürüstçe ticari kullanım mahiyetinde olduğu, tazminatı gerektirir bir tecavüzün ve haksız rekabetin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Ancak dosyada mevcut davalı kullanımına ilişkin fotoğraflar ile davalının işyerindeki ve bina dış kısmındaki tanıtıcı işaretler değerlendirildiğinde, davacının inhisari lisans hakkı sahibi olduğu markasının ve logosunun davalı işletmenin tanıtımında markasal ve baskın mahiyet arz edecek şekilde yer aldığı görülmüştür. Bu durumda, davalının işyeri dışında anılan kullanımının kapsamında bir kullanım olarak değerlendirilmesi mümkün olmadığı halde yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 31/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.