Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/16190
Karar No: 2018/9274
Karar Tarihi: 18.10.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/16190 Esas 2018/9274 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/16190 E.  ,  2018/9274 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 05.06.2015 tarih ve 2015/İHK-581 sayılı kararın, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Başvuru sahipleri vekili, davalıya trafik sigortalı araç sürücüsünün, karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkillerinin desteğine kusurlu bir şekilde çarpması ile gerçekleşen kazada desteğin öldüğünü açıklayıp toplam 60.337,00 TL"nin temerrüt tarihi olan 21.06.2014 tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, kusura ve tazminat miktarına itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.
    Hakem Heyetince toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre talebin kısmen kabulü ile ... için 51.566,00 TL, ... için 1.096,00 TL, ... için 3.679,00 TL"nin bilirkişinin rapor tarihi olan 09.12.2014 tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmiş; karara, başvuru sahipleri vekilince itiraz edilmiş, İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddi kararı başvuru sahipleri vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, başvuru sahipleri vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
    2-Başvuru, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Başvuru sahipleri, davaya konu kazada davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunduğu ve davalının zarardan sorumlu olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
    Hakem Heyetince, makine mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen kusur raporunu hükme esas alarak davalıya sigortalı araç sürücüsünün %25 oranında, ölen/desteğin %75 oranında asli kusurlu olduğu kabulü ile talebin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 53. maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 74. md.) gereğince; hukuk hakimi, kusurun bulunup bulunmadığı ve oranına ilişkin ceza mahkemesi kararı ile bağlı olmadığı gibi, kusura ilişkin saptamaya dayanan beraat kararı ile de bağlı değil ise de; hukuk hakimi, ceza mahkemesince belirlenmiş ve kesinleşmiş olan maddi olgu ile bağlıdır.
    Somut olaya bakıldığında; ceza yargılamasında alınan raporda; davalıya sigortalı araç sürücüsünün yoldaki çalışmaya rağmen çalışma alanına yaklaşırken hızını azaltmaması ve hızı limitlerini %10"dan %30"a kadar aşmamak kuralını ihlal ettiğinden asli, ölenin ise taşıt yolunda yayaların yürümesine ayrılmış kısımlarının kullanılmasının mümkün olmadığı hallerde taşıt trafiğini tehlikeye düşürmeyecek şekilde taşıt yolunda yürümek kuralını ihlal ettiğinden tali kusurlu olduğu kabul edilerek karar verilmiştir.
    Hakem Heyetince alınan raporda davacıların desteğinin yolun kenarına çekilip yolun boş olduğu anda karşıya geçmeyi beklemeden yolda bulunan araçları gördüğü halde aniden yola fırladığı ve sürücünün de mesafenin kısa olması sebebi ile fren tedbirinin yetersiz kaldığı, sürücünün beyanına göre; yol kenarında bekleyen yayayı gördüğü halde hızını daha fazla azaltmadığı kabul edilerek ölenin %75 oranında, davalıya sigortalı araç sürücüsünün de %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş, hakem heyetince de bu rapor karara esas alınmıştır.
    Buna göre kusur durumu ile ilgili olarak ceza mahkemesinin kazanın oluş şekline/maddi olguya ilişkin kabulü ile eldeki davadaki maddi olgu/kusur saptaması arasında çelişki doğmuştur.
    Bu durumda mahkemece; ceza mahkemesince alınan ve karara esas kabul edilen kusur bilirkişi raporu ile Hakem Heyetinin aldığı bilirkişi raporu arasında çelişki bulunduğu gözetilerek, kusurun ve maddi olgunun belirlenmesine ilişkin olarak Adli Tıp Kurumundan veya İTÜ"den tüm dosya kapsamına göre, kazadaki tarafların kusur durumlarının belirlenmesi
    konusunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli ve çelişkileri giderir şekilde rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; yazılı olduğu biçimde karar tesisi doğru görülmemiştir.
    3-Başvuru sahipleri vekili, desteğin ölümü ile geride desteğin eşi ve 2 çocuğunun kaldığını açıklayarak destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuş, hakem heyetince karara esas alınan raporda davacı... desteğin ölüm tarihinde 18 yaşında olduğu ve 20 yaşının tamamlanmasına kadar desteğe muhtaç olduğunu kabul ederek 20 yaşın hitamına kadar destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmıştır. Anılan hesaplama yöntemi Dairenin yerleşmiş kararlarına uygun değildir.
    Destekten yoksun kalma tazminatı hususunda aktüerya alanında uzman bilirkişiden alınacak raporda, davacıların her biri için destekten yoksun kalacakları sürenin, çocuklar için, yaşları, okuldaki eğitim durumları, içinde yaşadıkları sosyal ve ekonomik koşullar değerlendirilerek ayrı ayrı belirlenmesi suretiyle destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması gerekir.
    Somut olayda başvuru sahibi çocuk ... , meydana gelen kazada babasını kaybetmiş olup, dosya kapsamından ..."nun üniversite öğrencisi olduğu anlaşılmaktadır. Karara esas alınan aktüer bilirkişi raporunda, ... "nun 20 yaşına kadar müteveffa babasından destek göreceği kabulü ile hesaplama yapılmıştır. Yerleşik ve kabul gören uygulamaya göre yüksek öğrenim gören ya da görme ihtimali bulunan çocukların 25 yaşına kadar destek alacağı dikkate alınarak destek tazminatı hesaplanması gerekmektedir.
    Bu durumda, rapor düzenleyen bilirkişiden, başvuru sahibi ... yönünden 25 yaşına kadar destek alacağı gözetilerek hesaplama yapılması konusunda ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması da bozmayı gerektirmiştir.
    4-Destekten yoksun kalma tazminatı miktarının saptanması bakımından alınan bilirkişi raporunda; başvuru sahibi eş ..."nun %8.55 evlenme ihtimali bulunduğu kabul edilerek, hesaplanan tazminattan bu oranda indirim yapıldığı görülmektedir.
    Vefat edenin bakımından yararlanan eşin, yeniden evlenmesi veya fiili olarak bakım ihtiyacını karşılar biçimde birliktelik yaşaması halinde bakım ihtiyacının sona erdiği ve yitirilmiş destek ediminin yeni bir destek edimiyle karşılanmış olacağı dikkate alınarak, hayatta kalan eşin desteklik süresi içerisinde yeniden evlenme ihtimalinin
    belirlenmesi gerekir. Bu bağlamda, eşin yaşı, 18 yaşından küçük çocuk sayısı, sağlığı, görünümü, ekonomik durumu gibi etkenler değerlendirilerek bu belirlemenin yapılması gerekir.
    Dairemiz"in yerleşmiş içtihatları gereği; evlenme ihtimali oranları belirlenirken, destek gören eşin kaza tarihindeki yaşına göre, AYİM Evlenme İhtimali Tablosu"ndaki belirlemelerin esas alınması gerekmektedir. O halde, başvuru sahibi eş ..."nun kaza tarihindeki yaşının 40 olduğu, buna göre AYİM tablosuna göre evlenme ihtimalinin %9 olduğu ve 18 yaşından küçük iki çocuğu bulunduğu gözetilerek her bir çocuk sebebi ile %5 indirim yapıldığında başvuru sahibi eş Ayşe Topçu"nun evlenme ihtimalinin bulunmadığı gözetilerek evlenme ihtimali adı altında bir indirim yapılmaması gerekirken; hatalı şekilde hesaplanan tazminattan indirim yapılarak karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
    5-Davalı ... kazaya neden olan aracın trafik sigortacısıdır. 2918 sayılı KTK.nun 98/1, 99/1. maddeleri ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları"nın B.2. maddesi uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigorta şirketinin tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir.
    Somut uyuşmazlıkta, davalı ... şirketine kazanın 13.06.2014 tarihinde ihbar edildiği görülmektedir. Bu durumda davalı ... şirketinin rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrası olan tarihte temerrüde düştüğünün kabul edilmesi gerekirken yazılı şekilde bilirkişi raporu tarihinden itibaren faizle sorumlu tutulması doğru olmamıştır.
    SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle başvuru sahipleri vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3), (4) ve (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle başvuru sahipleri vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacılara (başvuru sahiplerine) geri verilmesine 18/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi