Esas No: 2018/1450
Karar No: 2020/691
Karar Tarihi: 11.06.2020
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/1450 Esas 2020/691 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO 2018/1450
KARAR NO : 2020/691
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 07/02/2018
NUMARASI : 2015/743 Esas - 2018/106 Karar
BİRLEŞEN İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2016/233 E - 2016/186 K. SAYILI DOSYADA
ASIL VE BİRLEŞEN DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ : 11/06/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19/06/2015 tarihinde davalı ... şirketine trafik sigorta poliçesi ile sigortalı ... plakalı çekici ve buna bağlı ... plakalı römork sürücüsü olan ... direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu asli ve tam kusuru ile sebebiyet verdiği tek taraflı trafik kazasında vefat ettiğini, davacı ...'nin müteveffanın eşi, ...'nin ise kızı olduğunu, davacıların eş ve babalarının vefatı ile onun desteğinden mahrum kalacaklarının aşikar olduğunu, kaza tespit tutanağına göre dava konusu trafik kazası müteveffanın kusuru ile gerçekleşmiş ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/02/2011 tarih ve 2011/17-787 E., 2012/92 Karar sayılı kararının, davalı ... şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı isteyebileceklerinin hükme bağladığını, ... vefatı ile onun desteğinden mahkum kalan müvekkillerinin BK madde 53 gereği maddi ( destekten yoksun kalma ) zararlarının davalı ... şirketince karşılanması gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik davacı ... için 3.000,00 TL ve kızı ... için 2.000,00 TL olmak üzere toplam 5.000,00TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan sorumluluğu, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan azami poliçe teminatı limitleri ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili birleşen dava dosyasına vermiş olduğu dava dilekçesinde aynı vakıalara dayanarak müteveffa ... kızı ... için fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan sorumluluğu kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan azami poliçe teminatı limitleri ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili asıl dava ve birleşen davada cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın kaza nedeni ile müvekkili şirkete başvuruda ve ihbarda bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile ... plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde 10.3.2015-2016 tarihlerini kapsar şekilde Karayolları Motorlu Araçlar ZMM ( trafik ) sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin ancak maddi zararın varlığı ispat edildiği takdirde maddi zarardan sorumluluğu - poliçe azami teminat limiti ile sınırlı olarak- söz konusu olacağını, kusurun tespitini takiben bu davadaki taleplerle ilgili sigorta konusunda bilirkişi raporu alınması ve taleplerin sigorta poliçesi teminatına girip girmediğinin araştırlıması/değerlendirilmesi gerektiğini, poliçede belirtilen teminat limiti üst sınır olup, hak sahiplerine toplam ödenecek rakamın tamamını oluşturduğunu, kazadaki araç sürücüsü ... kazanın meydana gelmesinde % 100 kusurlu kusurlu olduğunu, davacının taleplerinin teminat dışı olduğundan davanın reddine karar verilmesini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde BK 44/1 maddesi gereği tazminatın kusur oranında indirilmesi gerektiğini, kazanın davacıların murisinin bizzat kendi kusuru nedeni ile meydana gelmesi nedeni ile mahkemece hakkaniyet indirimi yapılmasını, uygulanacak faizin yasal faiz olması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, "Asıl dosya ve birleşen dosya yönünden davanın kabulüne, Davacı ... için 86.730,73 TL, davacı ... için 43.365,37 TL maddi tazminatın asıl dava tarihi olan 24/07/2015 tarihinden, davacı ... için 43.365,37 TL maddi tazminatın birleşen dava tarihi olan 07/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine" karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacılar murisinin sürücüsünün murisi ... tek taraflı kazada %100 kendi kusuru sebebiyle vefat etmesi nedeniyle destekten yoksun kalanların tazminat talep edemeyeceklerini zira zararın artmasına veya doğmasına sebep olan kişinin sonuçlarına da katlanması gerektiği dolayısıyla işleten sorumluluğunu üstlenen Trafik Sigortacısının da sorumluluğu bulunmadığını, dava haksız fiile dayandığından avans faizi yürütülmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 03/04/2015 tarihinde davalı ... şirketine 03/04/2015-10/03/2016 tarihleri arasında ZMSS poliçesi ile sigortalı olan ... plakalı çekici ve buna bağlı 41 TL - 722 plakalı römorkun davacıların miras bırakanı sürücü ... sevk ve idaresindeyken tek taraflı kaza yapması sonucu, ... vefat ettiği, davacıların bu vefat nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulundukları anlaşılmıştır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesine göre, “İşletenlerin, bu Kanun'un 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”. Aynı Kanun'un 85/1.maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.", 85/son maddesinde ise "işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinden, zorunlu mali sorumluluk sigortasının motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.Davacıların desteğinin, ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile olsun, salt vefat etmiş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup, desteğin kusurunun olması, davacıların hakkına halel getirir bir unsur olarak kabul edilemez. Dolayısıyla destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın, sigortacıdan talep edilmesi mümkündür. Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır (Yargıtay 17. HD. 2014/17669 E. 2017/919 K.) (HGK'nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK'nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas, 2012/92 karar, HGK'nun 16.1.2013 gün ve 2013/17-1791 esas ve 2013/74 karar sayılı ilamları).Davacılar desteğinin sürücüsü olduğu araç ile meydana gelen tek taraflı trafik kaza neticesinde vefat ettiği, davacıların, mirasçı olarak değil, zarar gören 3. kişi konumunda bulundukları, bu nedenle murisin kusurunun, davacılara yansıtılamayacağı, destekten yoksunluk zararını, davalı taraftan talep edebilecekleri anlaşılmaktadır.Davalı tarafça, Trafik Sigortası Genel Şartlarının A.6.c ve d maddeleri uyarınca, destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin, trafik sigortası teminatı dışında bırakıldığı ileri sürülmüş ise de 2918 sayılı Kanun'un 90. maddesi, 6704 sayılı Kanun ile değişikliğinden önce, "Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında, Borçlar Kanunu'nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır" şeklinde olup değişiklikten önce, tazminat hesabının Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca yapılacağı düzenlenmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 55. maddesine göre destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1451. maddesine göre, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, sigorta sözleşmeleri hakkında Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır. 2918 sayılı KTK'nın 95. maddesine göre, sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.Somut olayda poliçe tanzim tarihi 03/04/2015, kaza tarihi 19/06/2015 tarihindir. Yeni genel şartlar 01.06.2015 tarihinde, Karayolları Trafik Kanununun 92. maddesinde değişiklik yapan yasa ise 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yeni Genel Şartlar C-11. maddesinde, bu genel şartlar yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanır hükmü mevcut olup, poliçenin 16/02/2015 tarihinde tanzim edildiği, dolayısıyla poliçe düzenleme tarihi, genel şartlar hükümlerinin yürürlük tarihinden önce olması nedeniyle, Yeni Genel Şartlar hükümlerinin, dava konusu olayda uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöne değinen istinaf itirazının reddine karar verilmiştir. Davalıya sigortalı araca ilişkin düzenlenen poliçede kullanım şeklinin "ticari" olduğu yazılı olduğundan, ilk derece mahkemesince hüküm altına alınan tazminatlara ticari avans faizi uygulanmasında bir isabetsizlik yoktur. Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası'na göre alınması gereken 11.849,12 TL karar harcından peşin alınan 2.963,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.886,12 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.11/06/2020