17. Hukuk Dairesi 2015/16198 E. , 2018/9273 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın maddi tazminat yönünden reddine, manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının kusurlu hareketi ile gerçekleşen kazada müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını açıklayıp 2.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini artırmıştır.
Davalı, kusura ve tazminat miktarına itiraz ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre davacının maluliyeti bulunmadığından maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 4.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkindir.
“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen TBK"nın 46. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmektedir. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi, Adli Tıp Şube Müdürlükleri veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler
dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Mahkemece Atatürk Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı bölümünde alınan raporda Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğüne göre davacının kaza sonucunda fonksiyon kaybına uğramadığı ancak Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Yönetmeliğine göre %23 oranında özürlü olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece alınan maluliyete ilişkin bu rapor davacının maluliyetinin bulunmadığını belirttikten sonra %23 oranında özürlü kaldığını belirtmekle kendi içerisinde çelişmektedir. Kaldı ki maluliyete ilişkin düzenlenen rapor kaza tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği"ne uygun düzenlenmiş de değildir.
O halde mahkemece, yukarıda verilen hukuksal bilgiler dikkate alınarak Atatürk Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı bölümünden davacının maluliyeti olup olmadığı, yaralanmasının niteliği, iş güçten kalma süresinin tespiti bakımından Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının ve davalının da itirazlarını karşılayacak şekilde çelişkiyi giderecek ek bir rapor alınarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Bozma ilamının neden ve şekline göre davacı vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik sair temyiz itirazları ile davalının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair, davalının tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalıya geri verilmesine 18/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.