17. Hukuk Dairesi 2015/16245 E. , 2018/9269 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin yolcusu olduğu aracın karıştığı kazada yaralandığını, ön camın patlaması sebebi ile
yüzünde kesikler oluştuğunu, görme kaybına uğradığını, asıl davada kazaya neden olan aracın işleten ve sürülerinin, birleştirilen davada aracın trafik sigortacısının meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu açıklayıp 8.000,00 TL iş göremezlik, 8.000,00 TL tedavi gideri ile 50.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, kusura ve tazminat miktarlarına itiraz ederek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece toplanan delillere göre asıl davada davalı ...Ş. aleyhine açılan daimi sakatlık tazminatı davasının reddine, birleştirilen davada davalı ...Ş. aleyhine açılan tedavi giderlerine ilişkin davada Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan tedavi giderleri olmak üzere toplam 6.177,00-TL maddi tazminata hükmedilmesine, ancak bu rakamdan daha önce borçlar kanunun 76 maddesi uyarınca davalı ...Ş."den tahsil edilen 5.000,00-TL mahsubu ile bakiye 1.177,00-TL 04/08/2009 Tarihinde işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, birleştirilen davada davalılar ... ve ... aleyhine açılan davadan vazgeçildiğinden bu davalılar aleyhine açılan davanın açılmamış sayılmasına, davalı ... aleyhine açılın manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 3.000,00-TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin asıl davaya yönelik tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin birleştirilen davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç
edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacıca göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında,
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, T.M.K"nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar, olayın oluş şekli, yaralanmanın niteliği dikkate alındığında takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
Davacı vekilinin birleştirilen davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davacı vekili birleştirilen davada 9.000,00 TL tedavi giderinin davalı ...Ş."den tahsilini talep etmiş, yargılama sırasında Borçlar Kanunun 76 maddesi uyarınca hüküm edilebilecek tazminattan tahsil edilmek yada davacının davasının reddi halinde ise, ödeme tarihinden itibaren hükmedilecek faizleri ile birlikte geri ödenmek şartıyla davalının davacıya 5.000,00 TL kısmi ödeme yapmasına karar verilmiş, anılan karar doğrultusunda davalı ... şirketince 31.10.2012 tarihinde 5.000,00 TL davacıya ödenmiştir. Yapılan yargılama sonunda alınan bilirkişi raporuna göre davacının tedavi gideri zararının 6.177,00 TL olduğu tespit edilmiş, hüküm kurulurken daha önce ödenen
5.000,00 TL"nin mahsubu ile bakiye 1.177,00-TL"nin 04/08/2009 tarihinde işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davalı ... şirketi davacının tedavi gideri zararı olan toplam 6.177,00 TL"nin tamamı için temerrüde düşmüş olup geçici ödeme kararı ile ödenen 5.000,00 TL yönünden faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değil bozma sebebi ise de bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin asıl davaya (... Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas, 2015/297 Karar sayılı kararı) yönelik tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin birleştirilen davaya (... Asliye Hukuk Mahkemesinin ... Esas, 2012/460 Karar sayılı kararı) yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin birleştirilen davaya (... Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas, 2010/383 Karar sayılı kararı ) yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 2. bendinin sonuna “ Borçlar Kanunun 76. maddesi uyarınca davalı ...Ş."den tahsil edilen 5.000,00-TL"ye temerrüt tarihi olan 04/08/2009 tarihinden ödeme tarihi olan 31.10.2012 tarihine kadar avans faizi işletilmesine,” ibaresinin yazılarak hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 47,20 TL fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davacıya geri verilmesine 18/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.