21. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/13695 Karar No: 2015/9723 Karar Tarihi: 04.05.2015
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/13695 Esas 2015/9723 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2014/13695 E. , 2015/9723 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılrdan işverene ait işyerinde 15/10/1999-10/10/2005 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Davacı, 15.10.1999 ile 01.06.2001 tarihleri arasındaki hizmetinin iş akdinin feshi tarihi olan 10.10.2005 tarihindeki net ücreti 650 TL ye nispetle bulunacak ücret üzerinden tespit edilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacının 15.10.1999-01.06.2001 tarihleri arasında kurum taban ücreti üzerinden çalıştığının tespitine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden , davacının davalı işyerinden 01.06.2001 ile 09.10.2005 tarihleri arasında hizmetinin bildirildiği, mahkemece dinlenilen bordro tanıklarının beyanları arasında çelişki bulunduğu , bu çelişkinin giderilmesi için resen seçilerek dinlenen tanıklardan ...."in davacının 2001 yılı mayıs ayında işe başladığını , diğer tanık ....."ın ise bilgisi olmadığını beyan ettiği anlaşılmaktadır. 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527,30.6.1999 gün 1999/21-549-555,5.2.2003 gün 2003/21-35-64,15.10.2003 gün 2003/21-634-572,3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 10.11.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Somut olayda; tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmeden sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur. Mahkemece yapılacak iş; bordrolarda isimleri bulunan diğer kayıtlı çalışanlar arasından re"sen seçilecek bordro tanıklarını dinlemek, zabıta marifeti ile veya davalı Kurum"dan sorularak; talep edilen dönemde davalı işyerine komşu olan işyeri sahipleri ile bu işyerlerindeki çalışmaları kayıtlara geçmiş kişileri tespit ederek dinlemek ve böylece tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidererek toplanan delillere göre varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ...ne iadesine 04.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.