3. Hukuk Dairesi 2017/358 E. , 2017/500 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 24.01.2017 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı vekili Av.... geldi. Karşı taraf davalı ... vekili Av.... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dava, kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde; Davacı şirketin tuğla fabrikası ve müştemilatı, içinde bulanan demirbaşları ile birlikte davalı ..."e yevmiye nolu sözleşmesi ile 08/01/2003 tarihinde kiraya verildiğini, kira sözleşmesinin 30/10/2007 tarihinde kağıt üzerinde feshedilmiş ise de, davalının taşınmazı teslim etmediğini, 31/03/2008 tarihinde yaptırılan tespit sırasında taşınmazın boşaltıldığının anlaşılması üzerine davacının taşınmaza girebildiğini, aylık kira bedelinin net 5.000,00 TL olduğunu, 2006 yılı ocak ayından tespite kadar geçen sürede de herhangi bir kira bedelinin ödenmediğini belirterek 2006 yılı 12 ay 2007 yılı 30/10/2007 tarihine kadar aylık 5.000,00 TL"den 110.000,00 TL kira alacağının ve 01/11/2007 tarihinden 31/03/2008 tarihine kadar geçen 5 aylık süre için 25.000,00 TL"nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi, 135.000,00 TL"nin 120.000,00 TL"si için davalı hakkında yapılan icra takibi tarihi olan 26/02/2008 tarihinden itibaren 15.000,00 TL"sı için dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
.../...
-2-
Davalı vekili; Davalının mecurda 30/10/2007 tarihine kadar kiracı olarak bulunduğunu, 30/10/2007 tarihinde tarafların biraraya gelerek sözleşmeyi karşılıklı olarak feshettiklerini, davacıya borcu bulunmadığını, sözleşmenin feshinden sonra davacının mecuru müştemilatı ile birlikte 01/11/2007 tarihinde ile davacı arasında imzalanan sözleşmenin de 21/11/2007 tarihi itibariyle feshedildiğini, davalının, kiracı sıfatının 30/10/2007 tarihinde sona erdiğini, davalının, kiracı olarak bulunduğu döneme ait tüm kira bedellerini davacı şirketin yetkilisi ..."e ödediğini, ödemelerin genellikle çek vermek suretiyle yapıldığını, ayrıca davacı şirket tarafından kira bedellerine ilişkin olarak fatura düzenlendiğini, davalının, davaya konu 2006/2007 yıllarında davacıya kira bedeli ve kira bedeline ek olarak çin 179.078,00 TL ödeme yaptığı, yapılan tüm ödemelerin kira ödemesi olduğunu zira taraflar arasında kira ilişkisi dışında başka ilişki bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Davada dayanılan ve hükme esas alınan 01/02/2003 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, sözleşmenin hangi tarihte feshedildiği ve davacının kira alacağının bulunup bulunmadığı noktasındadır. Kira sözleşmesinde kira bedelinin aylık net 3.000 YTL olup bir yıllık kira bedelinin üçer aylık dönemler şeklinde ve her üç ayın sonunda ödenmek üzere çek olarak peşinen verileceği, 1. yıl sonunda diğer yıllara ait aylık kira bedeli 100.000 adet 13,5"luk tuğla bedeli kadar olacağı, tuğla fiyatının belirlenmesinde fiyatlarının esas alınacağı ancak bunun yanında piyasa değerlendirilmesinin de yapılabileceği ve buna göre aylık kira belirlenebileceği kararlaştırılmıştır. Davacı, 2006 yılı ocak ayından kiralananın boşaltıldığının tespit edildiği 31/03/2008 tarihine kadar 27 aylık aylık kira bedelinin tahsilini talep etmiş, davalı ise; kira sözleşmesinin 30/10/2007 tarihinde feshedildiğini taşınmazın 01/11/2007 de dava dışı 3.kişiye kiraya verildiğini belirterek tüm borcunu verdiği çeklerle ödendiğini savunmuştur. Mahkemece alınan 30/12/2011 tarihli bilirkişi raporunda, davacı ... arasında yapılan kira sözleşmesinin 30.10.2007 tarihinde sona erdiği, 140.778,00 TL"si tutarındaki çek karşılığı ödemelerin bankalardan sorgulanması gerektiği, sonuçlarına göre davalının, borcunun kalıp kalmadığının tespit edilebileceği bildirilmiş, bunun üzerine alınan 27/08/2014 tarihli ek raporda; 107.228,00 TL tutarındaki çek karşılığı ödemelerin bankalardan doğrulanamadığı, davalının 57.110,00 TL borcunun kaldığının, tespit edildiği bildirilmiş, 29/09/2015 tarihli son bilirkişi raporunda ise “Davacının 2005-2006 ve 2007 yılına ait yasal defterlerinin HMK. nun 222. maddesi uyarınca sahibinin lehine delil vasfında olmadığını, davacı, davalıdan 135.000,00 TL kira parasını tahsil etmek için dava açtığını, davalıdan 194.078,00 TL tahsil etmesi sebebiyle, davalıdan 59.078,00 TL fazla kira parası tahsil ettiğini takip tarihi itibariyle davalıdan alacağının bulunmadığını tespit ettiğini bildirmiştir. Mahkemece, bu son rapor esas alınarak hüküm kurulmuştur. Oysa, bilirkişi raporları birbiri ile çelişkili olup hüküm kurmaya elverişli değildir. Bu durumda, mahkemece; taraflar arasındaki 01/02/2003 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesinin 30/10/2007 tarihinde tarafların anlaşması ile feshedildiği, davacı kiralayan tarafından kiralananın 01/11/2007 tarihinde 3.kişiye yeniden kiraya verildiği anlaşılmakla; davacı kiralayanın 01/11/2007 tarihine kadar varsa ödenmeyen
.../...
-3-
kira bedelini isteyebileceği ve ödemeyi ispat yükünün de davalı kiracıda olduğu gözetilerek bankalardan ödemelere ilişkin gelmeyen cevaplar da ikmal edildikten sonra yeniden bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde red kararı verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK"nun 440/1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.