İhmali davranışla görevi kötüye kullanma - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2014/7220 Esas 2016/6716 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/7220
Karar No: 2016/6716
Karar Tarihi: 23.06.2016

İhmali davranışla görevi kötüye kullanma - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2014/7220 Esas 2016/6716 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, Tapu Sicil Müdürlüğünde memur olarak görev yapmaktadır. Haciz işlemleri sırasında yasa dışı davranarak, taşınmazın satışına ilişkin gerekli incelemeleri yapmadan, katılanın alacağının hacizde ikinci sırada kalmasına ve zarara uğramasına neden olmuştur. Mahkeme, sanığın iddialarını dikkate almadığı ve yetersiz delil değerlendirmesiyle hüküm kurduğunu belirtmiştir. Sanık, suç tarihindeki iş yoğunluğundan kaynaklanan bir hatayı savunmuş olsa da, görevin gereklerine aykırı davranış veya ihmal ve gecikmenin yanında, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olunması ya da kişilere haksız bir menfaat sağlanması öğelerinden biri gerçekleşmediğinden, suçun oluşması için objektif cezalandırma şartlarının gerçekleşmesi gerektiği vurgulanmıştır. Aynı şekilde, somut olayda suçun doğurduğu maddi bir zararın belirlenmediği için, hükümlünün kişilik özellikleri ve davranışlarına göre hüküm verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle, cezanın infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar hükümün açıklanmasının geri bırakılması veya cezanın ertelenmesine karar verilmiştir. Kararda, suçun işlendiği kanun maddesi
5. Ceza Dairesi         2014/7220 E.  ,  2016/6716 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
    SUÇ : İhmali davranışla görevi kötüye kullanma
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
    Tapu Sicil Müdürlüğünde memur olan sanığın, müdür yardımcısı tarafından 06/01/2010 tarihinde kendisine havale edilen Ankara 26. İcra Müdürlüğünün 05/01/2010 gün ve 2009/18125 sayılı yazısına istinaden Safiye Özdemir adına kayıtlı taşınmaz üzerine haciz şerhini 07/01/2010 tarihinde Ankara 8. İcra Müdürlüğünün 2009/21899 sayılı dosyasından gönderilen haciz şerhinden ve yazı tekid edildikten sonra 08/02/2010 tarihinde işlediği, bu suretle katılanın alacağının hacizde ikinci sırada kalmasına ve zarara uğramasına neden olarak atılı suçu işlediği iddia edilen olayda; sanığın aksaklığın iş yoğunluğundan kaynaklandığını, suç kastının bulunmadığını savunması karşısında, suç tarihindeki iş yoğunluğu kurumundan sorulmadan, söz konusu icra dosyaları getirtilip incelenerek, taşınmazın satışının yapılıp yapılmadığı, değer tespiti ve satışı yapılmamışsa değeri tespit ettirilerek her iki icra dosyasındaki alacağı karşılayıp karşılamadığı belirlenmeden, 5237 sayılı TCK"nın 257. maddesinde belirtilen suçun oluşması için görevin gereklerine aykırı davranış veya ihmal ve gecikmenin yanında “kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olunması ya da kişilere haksız bir menfaat sağlanması” öğelerinden birinin de gerçekleşmesi gerektiği gözetilerek, objektif cezalandırma şartlarından hangisinin ne suretle gerçekleştiği denetime imkan verecek şekilde tartışılmadan yetersiz gerekçe ve eksik incelemeyle yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
    Kabule göre de;
    5271 sayılı CMK"nın 231/5. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi için, aynı maddenin 6. fıkrasında zararın ödenmesi koşulu öngörülmüş ise de, bu koşulun aranabilmesi için suçun niteliği veya işleniş biçimine ve doğurduğu sonuçlarına göre ortada maddi bir zararın bulunmasının zorunlu olduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, Dairemizce de benimsenen 03/02/2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı Kararında da açıklandığı üzere, CMK"nın 231/6-c maddesinde düzenlenen "giderilmesi gereken zarar" kavramının, somut, belirlenebilir maddi zarar olduğu, buna karşın somut olayda dava konusu edilen eylem itibariyle, katılanın giderilmesi gereken somut ve maddi bir zararının belirlenmediği gözetilerek, CMK"nın 231. maddesinin uygulanmasına engel sabıkası bulunmayan sanığın kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışları irdelenerek yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda ulaşılacak kanaate göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerekirken, 231/6. maddedeki objektif ve subjektif koşullar değerlendirilmeksizin, "katılanın uğradığı zarar giderilmediğinden" şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle CMK"nın 231/5. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
    5237 sayılı TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle atılı suçu işlediği kabul edilen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. madde ve fıkrası gereğince, cezanın infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 23/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.