1. Hukuk Dairesi 2015/1651 E. , 2017/4997 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar bir kısım davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi Dilet ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava; tasarrufun iptali isteğine ilişkin olup davanın reddine ilişkin olarak önceden verilen karar Dairece; “... ehliyetsizlik iddiasına dayalı “tasarrufun iptali”isteminin iptal yanısıra tescil isteğini de kapsadığı kabul edilerek yargılama sırasında muris öldüğüne göre öncelikle iştirakin sağlanması zorunluluğunun gözetilmesi, davaya muvafakat etmeyen mirasçılar bulunduğuna göre miras şirketine Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi, böylelikle davanın görülebilirlik koşulunun yerine getirilmesi, daha sonra murisin temlik tarihi itibariyle ehliyetli olup- olmadığının saptanması bakımından varsa murise ait sağlık kurulu raporları, reçeteler vs. istenerek 2659 sayılı Yasanın 7. ve 16.maddeleri gereğince Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulundan rapor alınması ...” gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamında uyuşmazlığın niteliği vurgulanmak suretiyle izlenmesi gereken yol açıkça belli edilmiştir.
Bilindiği üzere; mahkemenin Yargıtay"ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğar. Diğer taraftan yerel mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu müessese, mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir (09.05.1960 gün, 21/9 sayılı YİBK).
Somut olayda; bozmaya uyulmakla ilgilileri yönünden usulü kazanılmış hak doğmasına karşın bu temel usul kuralı gözardı edilerek bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki; muris ... yargılama sırasında öldüğü, mirasçılardan ... ... ve ..."in davaya muvafakat etmediği dolayısıyla davada tereke temsil edilmediği halde miras şirketine Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca temsilci atanmadan yargılamaya devam edildiği, ayrıca mahkemece ilgili yerlerden murisin hasta kayıt ve müşahade evraklarının getirtilmediği, sonuç olarak Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulundan mirasbırakanın temlik tarihinde hukuki ehliyetinin olup -olmadığı konusu duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulmaksızın sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Hâl böyle olunca; miras şirketine Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi, böylelikle davanın görülebilirlik koşulunun yerine getirilmesi, daha sonra murisin temlik tarihi itibariyle ehliyetli olup- olmadığının saptanması bakımından varsa murise ait sağlık kurulu raporları, reçeteler vs. istenerek 2659 sayılı Yasanın 7. ve 16.maddeleri gereğince Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulundan rapor alınması, yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda tarafların tüm delillerinin toplanması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, murisin temlik tarihi itibariyle ehliyetsiz olduğunun saptanması halinde davanın kabulüne, hukuki ehliyete haiz olduğunun saptanması halinde ise diğer iddianın üzerinde durularak hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi için karar bozulmalıdır.
Davalı ..."nin temyiz itirazlarına gelince; davalı hükmü katılma yoluyla temyiz etmiş ise de, davacının temyiz dilekçesi vekiline 04.12.2014 tarihinde tebliğ edildiği halde, 19.12.2014 tarihli dilekçe ile kararı temyiz etmiştir. Bu durumda, 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nın 433/2. maddesinde belirlenen 10 günlük yasal temyiz süresi geçirilmiştir.
Hâl böyle olunca,
1-Davacılar ..., ... ve ... vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollamasıyla ) 1086 sayılı HUMK."nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
2- Davalının temyiz isteğinin ise, 1086 sayılı HUMK’nın (2494 sayılı Kanun ile değişik) 433/2. maddesi uyarınca süreden REDDİNE, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.