Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili arsa sahibi ile davalı yüklenici arasında imzalanan 18.06.2004 tarihli sözleşme uyarınca davalı yüklenicinin edimlerinin bir kısmının hiç yerine getirmediğini, bazılarının ise eksik ve kusurlu olarak yerine getirdiğini ayrıca, bağımsız bölümlerin süresi içinde teslim edilmediğini ileri sürerk, müvekkilinin bu nedenle uğradığı zararların tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 21.06.2012 gün ve 2011/3078 E., 2012/4630 K. sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı şirket vekili temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, temyiz eden davalı şirket vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Mahkemece verilen 21.10.2010 gün 2008/214 E., 2010/769 K. sayılı ilk kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesinin 21.06.2012 gün ve 2011/3078 E., 2012/4630 K. sayılı bozma ilamında, özellikleri belirtilen üç kişilik yeni bir bilirkişi kurulu oluşturularak Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp, dava konusu gayrimenkulle ilgili eksik ve gizli ayıpların giderilme bedelleri ile ayrıca ayıplı imalât nedeni ve davacının uğradığı zarar ile gecikme tazminatının hesaplatılması gerektiği ifade edilmiştir. Hâl böyle olunca mahkemece Yargıtay ilgili Dairesinin açıklanan bozma ilamında belirtilen hususlar gözardı edilerek taşınmazların üçüncü şahıslara satıldığından bahisle inceleme yapılamayacağı gerekçesiyle, bozma öncesi verilen raporlara dayalı olarak karar verilmesi, bozma ilamının amacına uygun düşmemektedir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş yeni oluşturularacak bilirkişi kurulu ile taşınmaz üzerinde keşif yapılıp, daha önce alınan bilirkişi raporlarında belirtilen ekikliklerin gizli veya açık ayıp olup olmadığı tesbit edilip varsa açık ayıpla ilgili taleplerin reddi, diğer zararlara ilişkin taleplerin ise rapor sonucuna göre hüküm altına alınmasından ibaret olup, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir. SONUC: Yukarıda (1) no"lu bendde açıklanan nedenlerle, davalı şirket vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) no"lu bendde açıklanan nedenlerle, davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.