11. Ceza Dairesi 2017/1696 E. , 2017/3296 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Sanığın UYAP aracılığı ile MERNİS üzerinden temin edilen nüfus kaydında, “ölüm: Bilinmeyen” ibaresinin yazılı olduğu dikkate alınarak, ölüp ölmediğinin araştırılması ve öldüğünün kesin olarak tespiti halinde 5237 sayılı TCK"nın 64/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca hakkındaki kamu davasının düşürülmesinde zorunluluk bulunması,
2- Sanığın ölmediğinin tespiti halinde;
a) Dolandırıcılık suçu yönünden;
Hükümden sonra, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Yasanın 34 . maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi uyarınca, 5237 sayılı TCK’nın 157/1. maddesinde düzenlenen “dolandırıcılık” suçu uzlaşma kapsamına alındığından, taraflara usulüne uygun uzlaşma önerisinde bulunularak sonucuna göre hüküm kurulmasının gerekmesi,
b) Resmi belgede sahtecilik suçu yönünden;
aa) Sanığın, kardeşi müşteki ..."a ait kimlik ve ehliyetleri sahte olarak yaptığı, bu şekilde resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinden bahisle açılan kamu davasında; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 gün ve 232-250 sayılı, 09.10.2012 gün ve 2011/8-335 Esas 2012/1804 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, belgenin nesnel olarak aldatıcılık yeteneğinin bulunması ve aldatma keyfiyetinin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatma yeteneğinin varlığını göstermeyeceği, belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu, suça konu belgelerin fotokopi olması durumunda hukuki sonuç doğurmaya elverişli nitelikte olmadığı, aslı bulunamayan evrakların aldatma kabiliyetlerinin bulunup bulunmadığının da tespit edilemediği, fiili iğfalin aldatma niteliğini göstermeyeceği cihetle; suça konu belgelerin asıllarının araştırılıp elde edilmesi halinde incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, aldatıcı nitelikte olup olmadığının kararda tartışılması, denetime olanak verecek şekilde belge asıllarının dosya içine konulması, asıllarının bulunamaması veya aldatıcı niteliğinin olmaması durumunda ise sanık hakkında atılı suçtan beraat hükmü verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi,
bb) Sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasını gerektiren suçlara ilişkin soruşturma evraklarının dosyada bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın hangi eylemlerine dayanılarak TCK"nın 43/1 maddesinin uygulandığının tespiti bakımından; suça konu soruşturma evraklarının onaylı suretlerinin getirtilerek, sanık hakkında bu eylemleri nedeniyle dava açılıp açılmadığının araştırılması, açılmış ise dava dosyalarının getirtilerek incelenmesi, suç tarihleri tespit edildikten sonra onaylı örneklerinin dosyaya eklenmesi ve sanığın eylemlerinin yenilenen kasıtla işlenen ayrı suçlar mı yoksa zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasını gerektirir nitelikte olup olmadıkları tartışıldıktan sonra hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
cc) Kabule göre de;
a) Sanık, lehe olan hükümlerin uygulanması talebinde bulunduğu halde TCK"nın 62. maddesi hakkında herhangi bir karar verilmemesi,
b) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeblerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.