1. Hukuk Dairesi 2020/3287 E. , 2021/1938 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTAL VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Asıl davada davacı Hazine, ... ada 1 parsel sayılı taşınmazın maliki olan ... tarafından 30/05/2003 tarihinde 2139 yevmiye numaralı resmi senetle dava dışı 3 parça taşınmaz ile birlikte ..."e devredildiğini, ... ada 1 parselin tescil işleminin memur tarafından unutulduğunun tespit edildiğini ancak ...’in bu sırada 13/09/2005 tarihinde dava konusu taşınmazı davalı ..."a temlik ettiğini ileri sürerek davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın ... adına tescilini istemiştir.
Birleştirilen İskenderun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/385 Esas sayılı dosyasında davacı ..., asıl davadaki iddiaları tekrarla ve davalı ... ile ...’nin el ve işbirliği içinde hareket ettiklerini ileri sürerek taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Asıl ve birleştirilen davada davalı ..., kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, birleştirilen davada davacı adına yapılmış bir tescil olmadığından mülkiyet hakkını kazanmadığını, taşınmazı iyi niyetle edindiğini, diğer davalı ... 3 adet taşınmazı teminat olarak birleştirilen davanın davacısına devrettiğini, dava konusu taşınmazı devretmek hususunda anlaşmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın davalı ... yönünden kabulü ile davalı ... yönünden pasif husumet yokluğundan reddine dair verilen karar ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından eksik peşin harcın harçtan muaf olmayan davacı ..."e ikmal ettirilerek yargılamaya devam edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi için kaldırılmış, yeniden yapılan yargılama ile eksik harç tamamlanarak mahkemece asıl davanın kabulüne birleştirilen davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair verilen kararın davacı Hazine ve davalı ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından HMK"nın 353/1-b/2 maddesi gereğince yerel mahkeme kararı infazı kabil olmadığı gerekçesi ile düzletilerek yeniden hüküm kurulmuş, asıl ve birleşen davanın kabulüne ilişkin karar Dairece ‘‘....Somut olaya gelince; yukarıda belirtilen yasal düzenlemelere göre, 30.05.2003 tarihli mülkiyetin nakline ilişkin işlemin ‘’tasarruf’’ aşamasında kaldığı, bir başka ifade ile intikali sağlayan tescilin yapılmadığı gözetildiğinde dava konusu taşınmazın birleştirilen davanın davacısına geçtiğini söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, asıl ve birleştirilen davada davalı ...’nın davalı ... ile el ve işbirliği içerisinde hareket ettiği iddiası kanıtlanamamış olup, davalı ...’in malik olduğunu gösterir sicildeki kayda güvenerek iyi niyetle kazanım sağlayan davalı ...’nın TMK."nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanabileceği de kuşkusuzdur.Hal böyle olunca; asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
Kabule göre de, dava konusu ... ada 1 parselin 08.09.2016 tarihinde imar uygulaması sonucunda kütük sayfası kapatılarak 1261 ada 23 parsele gittiği, ancak taşınmazın gittisi olan 1261 ada 23 parselin ne kadarlık bir kısmının eski ... ada 1 parselden geldiği açıkça saptanmadan infazda tereddüt oluşturacak şekilde tapu iptal ve tescile hükmedilmesi de isabetsizdir...’’ gerekçesi ile bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, asıl dava davacısı Hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacı Hazine"nin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanunu"nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazine"den harç alınmasına yer olmadığına, 31.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.