MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık
HÜKÜM : Sanıklar hakkında ayrı ayrı
1)TCK" nun 204/1, 43, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
2)TCK" nun 158/1f, son, 43, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet


Resmi belgede sahtecilik ve banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçlarından sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler sanıklar müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık ..."ın ... San. isimli firmanın, sanık ..."ın oğlu olan sanık ..."un ise ...San. A.Ş. nin yetkilisi olduğu, ... Ltd. Şirketi yetkilisi katılan ile .... San. Şirketi ortağı ve yetkilisi olan sanık ..."ın aralarında gerçekleşen ticari ilişki nedeniyle, sanık ..."ın şirketi adına 11.10.2005, 11.09.2005, 12.08.2005, 15.10.2005, 30.09.2005 ve 20.09.2005 tarihli katılanın şirketi lehine düzenlenen 14.655, 14.655, 15.917, 37.500, 10.000 ve 37.500 YTL meblağlı çekleri düzenlediği, ancak çekleri oğlu olan diğer sanık ..."a yetkisi olmadığı halde imzalattırarak piyasa sürdüğü ve vadesi geldiğinde çeklerin bankaya ibrazında karşılıksız olmaları nedeniyle ödenmediği, müşteki şirketin bu çekleri ciro ettiği kişi veya şirketlere ödemek zorunda kaldığı, bu suretle sanıkların üzerilerine atılı zincirleme resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işledikleri iddia edilen olayda;
1)Sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Sanıkların üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunun gerektirdiği cezanın miktar ve nevi itibariyle, TCK"nın 204/1, 66/1-e ve 67/4 maddelerine göre hesaplanan 12 yıllık dava zamanaşımı süresinin, suç tarihi olan 15/10/2005 ile inceleme tarihleri arasında 15/10/2017 tarihinde dolduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanun"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak kamu davalarının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
2)Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık ..."ın rahatsızlığından dolayı oğlu olan sanık ..."un babasının şirket işlerini de yürüttüğü, sanık ... tarafından sözlü olarak, gerekse sanıklar müdafiinin temyiz sonrası gönderdiği 12/04/2004 tarihli vekaletnameye dayanarak yetkilendirildiği ve sanık ..."un çek keşide ettiği, katılanın: "Biz bu 6 çeki şüphelilerin ... işyerlerinde teslim aldık. Zaten çekin ön yüzünde imza vardı. Arka yüzündeki imzaları bizim huzurumuzda ... imzaladı. Babam burda yok diye söylüyordu. Hatta aynı imzalar olmasına rağmen banka tarafından ödenen bir iki çek daha olmuştu." şeklinde beyanda bulunduğu sanık ..."un imzasını kabul ederek çekleri aldığı, sanıkların borcu kabul ettikleri, çekin sahte olmadığı anlaşıldığından, sanıkların üzerilerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçundan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.