Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1384
Karar No: 2018/2765
Karar Tarihi: 29.03.2018

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/1384 Esas 2018/2765 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/1384 E.  ,  2018/2765 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dava, 08.09.2005 tarihinde meydana iş kazası sonucu %16 oranında sürekli iş göremez hale gelen sigortalıya bağlanan gelir, ödenen geçici iş göremezlik ödeneği ve yapılan tedavi masraflarından oluşan kurum zararının davalılardan rücuan tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26. ve 87. Maddeleridir.
    Sigortalının kaza tarihinde ... kalıp A.Ş."de depo sorumlusu olarak çalışmakta iken, forklift ile depoya malzeme taşıdığı sırada yokuşlu yolda forkliftin üzerindeki yükle birlikte savrulması üzerine yere düşmesi ile sol ayağının forkliftin tekerleri arasında kaldığı ve kırıldığı anlaşılmaktadır.
    Sigortalının kaza tarihinden yaklaşık 6 ay kadar önce ... Kalıp A.Ş. ne ait ... adresinde bulunan ... organize sanayi bölgesinin doğalgaz basınsını düşürücü istasyonunda gece bekçisi olarak çalışmaya başladığı, 1.5 -2 ay bu görevde çalıştıktan sonra ... Organize Bölgesinde bulunan işyerinde depo sorumlusu olarak çalışmaya devem ettiği, kazadan sonra işverenliği ... Doğalgaz Dağıtım İnş. Tic. Ltd. Şti."nin taşeron olarak üstlendiği ifade edilmiş ise de dosya kapsamında herhangi bir devir sözleşmesine rastlanılmamıştır.
    Bu kapsamda davanın yasal dayanakları 506 sayılı Yasa"nın 26. ve 87. maddeleri ve BK 179 maddesidir. 506 sayılı yasanın 26. maddesinde davalıların sorumluluğu kusur sorumluluğu ilkesine dayanmaktadır. 506 sayılı Yasa"nın 26/1. maddesinde, kastı, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi ya da suç sayılabilir bir eyleminin varlığı halinde işverenin rücû alacağından sorumluluğu olanağı tanınmıştır. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise “İş kazası veya meslek hastalığı, 3"üncü birkişinin kasıt veya kusuru yüzünden olmuşsa, Kurumca bütün sigorta yardımları yapılmakla beraber zarara sebep olan 3"üncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara Borçlar Kanunu hükümlerine göre rücu edilir.” hükmü getirilmiştir.
    506 sayılı Kanunun 87. maddesi hükmüne göre aracı, bir işte veya bir işin bölüm veya eklentisinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran 3. kişidir.
    Asıl işveren taşeron ilişkisinin varlığı için öncelikle, işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverenin işverenlik sıfatına devredilen iş dolayısıyla sahip olması,
    asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir.
    İşin belirli bir bölümünde değil de, tamamının bir bütün halinde, ya da bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenler de asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir.
    Aracı sıfatının kazanılmasında diğer koşullar ise, asıl işverenden istenilen işin, asıl iş, ya da işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır.
    Asıl işveren ile alt işveren arasında yapılan sözleşme ile iş kazası veya meslek hastalığına bağlı sorumluluğun alt işverene ait olduğunun kararlaştırılması ya da anahtar teslim iş olduğu ibaresinin konulmuş olması; bu sözleşmenin tarafı olmayan Kurumu bağlamaz.
    İşin bütünü başka bir işverene bırakıldığında, madde anlamında bir alt işverenlik, dolayısıyla dayanışmalı sorumluluk söz konusu olmayacaktır. Benzer şekilde, işveren kendisi sigortalı çalıştırmaksızın işi bölerek, ihale suretiyle farklı kişilere vermişse, iş sahibi (ihale makamı), asıl işveren olmayacağından, alt - asıl işveren ilişkisi de bulunmayacaktır. Burada önemli olan yön “devir” olgusudur. Devirden amaçlanan, yapılmakta olan işin, bölüm ve eklentilerinden tamamen bağımsız bir sonuç elde etmeye yönelik, işi alana bağımsız bir işveren kimliği kazandıracak bir işin devridir. Diğer iş yerlerinde sigortalı çalıştırması nedeniyle “işveren” sıfatına sahip olan kişi, devredilen iş dolayısıyla işverenlik sıfatına sahip olmadığı için asıl işveren olarak sorumlu tutulamayacaktır. Aynı şekilde, işi alan kişinin de işverenlik sıfatını, alınan işte ve o iş nedeniyle sigortalı çalıştırması sonucunda kazanmış olması aranacaktır. Alınan işte sigortalı çalıştırmayıp, tek başına işi yürüten kişi alt işveren olarak nitelendirilemeyecektir. Bu kimsenin diğer bir takım iş yerlerinde çalıştırdığı sigortalılar nedeniyle kazandığı işverenlik sıfatının sonuca etkisi ise bulunmamaktadır.
    Alınan iş, işverenin asıl işinin bölüm ve eklentilerindeki işin bir kesimi veya yardımcı işler kapsamında bulunmalıdır. Diğer bir anlatımla, bir işverene ait iş yerindeki üretim sürecine, başka bir işverenin dahil olması durumunda “aracıdan” söz edilebilecektir. Asıl işverenden alınan iş, onun sigortalı çalıştırdığı işe göre ayrı ve bağımsız bir nitelik taşımaktaysa, işi alan kimse alt işveren değil, bağımsız işveren sayılacaktır. Bu noktada belirleyici yön; yapılan işin, diğerinin yardımcı parçası olup olmadığıdır. İş yerindeki üretimle ilgili olmayan ve asıl işin tamamlayıcı niteliğinde bulunmayan bir işin üstlenilmesi durumunda aracıdan söz etme olanağı kalmayacak ve ortada iki bağımsız işveren bulunacaktır.
    İşin bütünü başka bir işverene bırakıldığında, iş anahtar teslimi verildiğinde veya işveren kendi iştigal konusu olmayan bir işi kendisi sigortalı çalıştırmaksızın bölerek ihale suretiyle farklı kişilere vermişse, iş sahibi (ihale makamı) Yasanın tanımladığı anlamda asıl işveren olmayacağından, bir alt-üst işveren ilişkisi bulunmayacaktır.
    ... Kalıp A.Ş ile ... Doğalgaz Dağıtım İnş. Tic. Ltd. Şti ve arasında olduğu ileri sürülen devir sözleşmesi kapsamında sorumluluklarının belirlenmesi için kaza tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 179. maddesinin irdelenmesi gerekir. Buna göre bir mameleki veya bir işletmeyi aktif ve pasifleriyle birlikte devralan kimsenin, bunu alacaklılara ihbar veya gazetelerde ilan ettiği tarihten itibaren onlara karşı mamelekin veya işletmenin borçlarından mesul olacağını, iki yıl süreyle evvelki borçlunun da devralanla birlikte müteselsilen sorumlu olacağını öngörmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 28.11.2001 tarihli, 2001/21-1030 Esas ve 2001/1077 Karar sayılı ilamında ayrıntıları açıklandığı üzere; Borçlar Kanunu"nun 179. maddesinin içinde "müteselsil bir borç" vardır. Devir alan şirket devir eden şirketin borçlarından ötürü sorumlu olduğu gibi, iki yıl müddetle evvelki borçlu (devreden) dahi, yenisi (devralan) ile birlikte müteselsilen sorumlu olur. Borçlar Kanununun müteselsil borçlara ilişkin 141. maddesine göre teselsülün kanun hükmünden doğduğu hallerde kamu düzeni söz konusu olacağından tarafların iradeleriyle teselsülün ortadan
    kaldırılması hükümsüzdür. (Dr. H. Öser / W. Scöhe-nenberger Borçlar Hukuku ... 1950 sh. 905-906) O nedenle, bu müteselsil borç kanun hükmünden (B.K. 179"dan) doğduğundan; teselsülden kaynaklanan sorumluluğun dışlanması geçersizdir ve hukuki sonuç doğurmaz. Sorumluluğun zamanı "Devir anıdır." Devrin fiilen gerçekleştiği tarihte doğmuş ve nedeni vücut bulmuş borçlar bu sorumluluğun kapsamında kalmaktadır. İşletmenin devirden önceki borcunun nakli kural olarak alacaklıya karşı hüküm ifade etmesi B.K. 173 ve 174. maddeleri gereğince alacaklının onamına bağlı ise de, 179. madde bu kurala bir istisna getirmiş alacaklının rızasına gerek görülmeksizin borcun devir alana intikal ettiği kabul edilmiştir.
    Müteselsil borcun özelliği alacaklının müteselsil borçlulardan hepsinden veya birinden alacağın tamamını veya bir kısmını istemekte serbest oluşudur. (A. Von Tuhr, Borçlar Hukuku, ... 1953, s 845 vd.) Sözü edilen hukuki esaslara göre eski ve yeni borçlunun müteselsil sorumluluğu iki yıllık bir devre için kabul edilmiş olup, bu iki yıl, (muaccel borçlar için) devrin, alacaklının ihbarı ya da gazetelerde ilan tarihinden itibaren başlar.
    İnceleme konusu davada; ... Doğalgaz Dağıtım İnş. Tic. Ltd. Şti. ile ... Kalıp A.Ş arasında olduğu ileri sürülen devir unsuru BK 179 madde kapsamında irdelenmemiş eksik inceleme ve değerlendirme sonucu karar verilmiştir. ... - Doğalgaz Dağıtım İnş. Tic. Ltd. Şti ve ... Kalıp A.Ş. arasındaki devir sözleşmesinin temini ile içeriği, tarafların yükümlülükleri, işletmenin devir olgusu ve devrin ilan tarihi araştırılarak, devir sözleşmesi hükümleri anılan madde kapsamında irdelenerek, davalılardan ... Doğalgaz Dağıtım İnş. Tic. Ltd. Şti. ve ... Kalıp A.Ş."nin sorumluluğunun devir sözleşmesinin içeriğine göre ve anılan madde hükmü kapsamında devreden ve devralan işveren olarak ve devrin ilanından itibaren işlemeye başlayacak 2 yıl süre ile sınırlı biçimde bulunup bulunmadığı ortaya konulmaksızın karar verilmesi isabetsiz bulunmuştur. Mahkemece bu hususlar göz önünde tutularak uzman bilirkişi heyetinden alınacak kusur raporuna göre oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incemele ve değerlendirme sonucu karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hükmü temyiz etmeyen davalı yönünden, davacı Kurum lehine oluşan usulü kazanılmış hak durumu da gözetilerek karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi