Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/2365
Karar No: 2017/4977
Karar Tarihi: 04.10.2017

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/2365 Esas 2017/4977 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/2365 E.  ,  2017/4977 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ,YIKIM,ECRİMİSİL

    Taraflar arasında görülen el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davası sonunda yerel mahkemece davanın el atmanın önlenmesi ve yıkım isteği yönünden kabulüne, ecrimisil bakımından reddine ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Dava, imar parseline el atmanın önlenmesi,yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
    Davacılar; paydaşı oldukları 21895 ada 2 parsel sayılı taşınmaza davalıların mirasbırakanı ...’ın müdahalede bulunduğunu ileri sürerek,mirasçılarının tespiti ve davaya dahil edilmeleri için yetki verilmesine,taşınmazlarına haksız el atmanın önlenmesine,işgale konu bölümün yıkılmasına ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 5.600-Tl ecrimisilin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalılar; mirasbırakanlarının müdahalede bulunduğu iddia edilen yerin kadastro çalışması ile mirasbırakanları adına tespit edildiğini ve kendisine ait taşınmaz üzerine iki katlı bina yaptığını, imar uygulaması sonucu çekişme konusu taşınmazda davacıların pay sahibi olduklarını, imarla oluşan bu durum karşısında taşınmazlarının güncel ve gerçek değerinin ödenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece; davalıların mirasbırakanı ...’ın paydaş olduğu 21895 ada 11 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın 73 m2’ lik kısmının imar uygulaması sonucu davacılara ait 2 parsel sayılı taşınmaza tecavüzlü bulunduğunun saptandığı gerekçesiyle el atmanın önlenmesine, taşınmaz üzerinde bulunan bina ile kömürlüğün yıkılmasına,tecavüzün imar uygulaması sonucu oluştuğu gerekçesiyle ecrimisil isteğinin reddine, depo edilen 32.430,00-Tl kaim değerin davalılara ödenmesine karar verilmiştir.
    Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden; 21895 ada 2 parsel sayılı taşınmazda davacıların 21895 ada 11 parsel sayılı taşınmazda ise davalıların mirasbırakanı ...’ın paydaş oldukları, her iki parselin 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca yapılan imar uygulaması sonucu oluştuğu, davalıların mirasbırakanı ...’ın paydaşı olduğu 11 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 2 katlı toplam 115 m2’lik yığma yapının 23.09.2013 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide A harfi ile gösterilen çatı payı dahil 73 m2 lik kısmının imar uygulaması sonucu davacılara ait 2 parsel sayılı taşınmaza tecavüzlü hale geldiği,krokide B harfi ile gösterilen 9 m2 lik briket kömürlüğün tamamının davacılara ait 2 no’lu imar parseli üzerinde kaldığı,davacı parseli içindeki ve tecavüzlü durumdaki yapıların imar uygulamasından önce yapıldığı, davacı parseline tecavüzlü binanın kaim değerinin depo edildiği, davalılar vekilinin 12.11.2014 ve 13.11.2014 dilekçeleriyle dava konusu binanın davalılarca tahliye edildiğini beyan ettiği,dilekçe ekinde sunulan tutanak başlıklı bila tarihli belge içeriğine göre binanın davalılardan ... tarafından davacılar ... ve ...’a teslim edildiğinin yazılı olduğu anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) “Mülkiyet Hakkının İçeriği” başlıklı 683. maddesi; “Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.” hükmünü içermektedir.
    Yasal ayrıcalıkların dışında ayrılmaz parçanın (mütemmim cüz"ün) mülkiyeti ve buna bağlı olarak tasarruf hakkı üzerinde bulunduğu arza bağlıdır. Bu husus ...nun 684. maddesinde açıkça vurgulanmıştır. Ne var ki, yürürlükten kalkmış olan 6785 sayılı yasanın l605 sayılı yasa ile değişik 42/c ve halen yürürlükte bulunan 3l94 sayılı imar yasasının l8. maddelerinde özel hükümler getirilmek suretiyle ayrılmaz parça (mütemmim cüz) olan yapı ile arz arasındaki hukuki ilişki kesilmiş bazı durumlarda yapı, üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Böylece yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı yada ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerine kullanma imkanı sağlanmıştır.
    Öte yandan, zeminin maliki olan kişinin taşınmazı bizzat kullanma yetkisi sınırlanmış, ayrılmaz parça (mütemmim cüz) durumunda olan yapı üzerinde tasarruf etme gücü özel yasa ile kısıtlanmıştır.
    298l sayılı yasanın 3290 sayılı yasa ile değişik l0/c maddesi de aynı doğrultuda hüküm getirmiştir.
    Gerçekten, bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşaa etmiş imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamaz. İşte bu nedenle yukarıda değinildiği gibi yasa koyucu imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğunu duymuştur.
    Somut olaya gelince;davalıların,davacı parseline tecavüzlü binayı boşalttıklarına dair sunulan 12.11.2014 ve 13.11.2014 dilekçeler ile ekindeki tutanak başlıklı belge içeriğinin mahkemece değerlendirilmeden karar verilmesi doğru olmadığı gibi, anılan tecavüz imar uygulaması sonucu oluştuğuna göre tecavüzün tarafların kendi irade ve arzuları dışında idari bir kararla oluştuğu gözetilerek tecavüzlü yapının malikine kusur atfedilemeyeceği,bu durumda davanın açılmasına sebebiyet verdiği de söylenemeyeceğinden davalıların yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağının da gözardı edilmesi isabetli olmamıştır.
    Davalılar vekilinin temyiz itirazı belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi