Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/1817
Karar No: 2017/4976
Karar Tarihi: 04.10.2017

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/1817 Esas 2017/4976 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/1817 E.  ,  2017/4976 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptal tescil davası sonunda yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istemli temyiz edilmiş olup, duruşma isteğinin değerden reddine karar verilerek,dosya incelendi, Tetkik Hâkimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı; mirasbırakan kardeşi ...’ın maliki olduğu 433 ve 683 parsel sayılı taşınmazları 05/08/2005 tarihinde davalı ...’a, 2336 parsel sayılı taşınmazı dava dışı eşi ...’a ,dava dışı ...’nin de 2336 parsel sayılı taşınmazı 13/06/2006 tarihinde davalı yeğeni ...’e satış yoluyla temlik ettiğini, yapılan temliklerin mirasçılardan mal kaçırmaya yönelik ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek çekişme konusu taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile muris adına tesciline karar verilmesini istemiş,15/10/2014 tarihli duruşmada yalnızca kendi payına düşen kısmı istediğini beyan etmiştir.
    Davalı ...; mirasbırakan ... ile akrabalığının bulunmadığını gerçek bir satış işlemiyle taşınmazların kendisine temlik edildiğini, muvazaanın sözkonusu olmayıp, satış tarihinden itibaren taşınmazları kendisinin kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ...; kendisine yapılan satışın usul ve yasaya uygun olduğunu, davacının iddiasını eşdeğer bir belgeyle ispat etmesi gerektiğini,satış bedelini ödediğini, murisin dava dışı eşi ...’yaptığı temlikin de geçerli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Görevsizlik kararının Dairece; çekişmeli üç parça taşınmazın tapu kayıtlarının iptaliyle terekeye iadeleri istenildiğine göre dava değerinin tayininde taşınmazların tam değerlerinin dikkate alınması ve buna göre görev hususunun değerlendirilmesi gerekirken davacının payı üzerinden değerlendirme yapılarak görevsizlik kararı verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; muris ... tarafından davalı ...’e ve dava dışı eşi ...’ye yapılan temliklerin muvazaalı olduğu, davalı ...’nin de dava dışı ...’nin yeğeni olması nedeniyle 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı ve iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişme konusu taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının davacının miras payı oranında iptali ile davacı adına tesciline karar karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 433 ve 683 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazların tamamı mirasbırakan adına kayıtlı iken 05.08.2005 tarihinde bizzat hareketle tamamını davalı ...’e satış suretiyle, çekişme konusu 2336 parsel sayılı müfrez tarla vasıflı taşınmazın tamamı muris adına kayıtlı iken yine bizzat hareketle 28.04.1987 tarihinde dava dışı eşi ...’a satış suretiyle temlik ettiği, dava dışı ...’nin de 23336 parsel sayılı taşınmazın tamamını 13.06.2006 tarihinde davalı yeğeni ...’a satış suretiyle devrettiği, mirasbırakan adına kayıtlı ve paydaşı olduğu başkaca 423, 1200, 2338 parsel sayılı taşınmazların bulunduğu kayden sabittir.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706., Türk Borçlar Kanunun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; mirasbırakan ...’nün çekişme konusu taşınmazlar dışında paydaş olduğu başkaca taşınmazlarının bulunduğu, davalı ...’nin hastalığı sürecinde mirasbırakana yardımcı olduğunun tanık beyanlarıyla anlaşıldığı, davalı ...’ye yapılan temlike konu taşınmazın mirasbırakan tarafından 1987 yılında dava dışı eşine,eşi tarafından 13.06.2006 tarihinde davalı ...’ye satış suretiyle temlik edildiği,davalı ... yönünden mirasbırakanla bir yakınlığı olmadığı, Çiftçi Kayıt Sistemi belgesine göre çekişme konusu 433 ve 683 parsel sayılı taşınmazları 2006 yılında davalının kullandığı ve tanık beyanlarına göre de davalı ...’in bu taşınmazlarda tarımsal faaliyette bulunduğunun sabit olduğu hususları nazara alındığında açıklanan olgu ve deliller yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde, mirasbırakan ...’ın mirasçılardan mal kaçırma ve muvazaa kastıyla hareket ettiği ispatlanamamıştır.
    Bu durumda, mahkemece,muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğinin her iki davalı yönünden reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
    Davalılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün belirtilen nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi