Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/1893
Karar No: 2017/4974
Karar Tarihi: 04.10.2017

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/1893 Esas 2017/4974 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/1893 E.  ,  2017/4974 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM-MUHTESAT BEDELİNİN
    TAZMİNİ

    Taraflar arasında görülen el atmanın önlenmesi, yıkım ve muhtesat bedelinin tazmini davası sonunda yerel mahkemece asıl ve karşı davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı/karşı davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Asıl dava, imar parseline el atmanın önlenmesi,yıkım, karşı dava ise muhtesat bedelinin tazmini isteklerine ilişkindir.
    Davacı/Karşı davalı; maliki olduğu 26480 ada 2 parsel sayılı taşınmazda davalının işgalci olduğunu, sözkonusu parselin imar sonucu oluşup, kendilerine ait 3 parsel sayılı taşınmazın 26480 ada 2 parsel sayılı taşınmaza revizyon gördüğünü, imar öncesi durumda davalının Hazine adına kayıtlı taşınmaz üzerine ev, duvar yaptığını ve ağaç diktiğini, taşınmaz üzerinde davalının mülkiyet ya da şahsi hakkının bulunmayıp iyiniyetli olmadığını ileri sürerek sözkonusu taşınmaza davalının el atmasının önlenmesine,muhtesatların yıkımına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı/Karşı davacı; dava konusu taşınmazı 1988 yılında davacıdan haricen satın aldığı halde davacının kötüniyetli olarak taşınmazı kadastro çalışmaları esnasında adına tespit ettirdiğini, haricen satın aldıktan sonra buraya ev yaptığını, etrafını duvarla çevirip ağaç diktiğini, 2004 yılında imar sonucu evinin davacının taşınmazına kaydığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 20.000-TL muhtesat bedelinin davacı/karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece; 3194 Sayılı İmar Kanunu ile oluşturulan imar parsellerinde tecavüzlü durumda olan muhtesat ve tesislerin bedeli ödenmeden yıkımına karar verilemeyeceği, davalı/karşı davacının, Hazine adına kayıtlı taşınmazı işgal ettiği, imar uygulaması ile oluşan yeni parsel maliki davacı/karşı davalının bu bedeli ödemeden yıkım isteyemeyeceği gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile, çekişme konusu taşınmaza el atmanın önlenmesine ve muhtesatların yıkımına, davacı/karşı davalı tarafından depo edilen 36.386-TL’nin davalı/karşı davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
    Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden; 26480 ada 2 parsel sayılı taşınmazın intikalen 12/01/2005 tarihinde davacı/karşı davalı adına tescil edildiği, davacı/karşı davalının parselinin geldisi 3 no’lu kadastral parsel olup 4/1/1966 tarihinde davacı/karşı davalının babası ... adına tescil edildiği, 22/05/2001 tarihli imar uygulamasıyla 26480 ada/1 parsel, 22/07/2004 tarihli imar uygulamasıyla da 26480 ada 2 parsel olarak yine davacı/karşı davalının babası adına tescil gördüğü, 18/12/2012 ve 12/02/2014 tarihli bilirkişi rapor ve krokisine göre davalı/karşı
    davacıya ait evin imar uygulamasından önce 107 m2’lik kısmının Hazineye ait eski 548 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığı, davalı/karşı davacının 2004 tarihli imar uygulaması sonucu oluşan 26480 ada/2 parsel sayılı taşınmazda toplam 366 m2’lik alanı kullandığı,bunun 163 m2’sinin ev olarak, geri kalan 203 m2’sinin bahçe ve ağaçlık alan olarak kullanıldığı,davacı/karşı davalı parseli içindeki ve tecavüzlü durumdaki yapıların imar uygulamasından önce yapıldığı, davalı/karşı davacının da 1988 yılından beri harici satışa dayalı olarak sözkonusu yeri kullandığını iddia ettiği, mahkemece davacı parseline tecavüzlü yapı ve muhtesatın kaim değeri olarak 36.386,00-Tl’nin depo ettirildiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; yasal ayrıcalıkların dışında ayrılmaz parçanın (mütemmim cüz"ün) mülkiyeti ve buna bağlı olarak tasarruf hakkı üzerinde bulunduğu arza bağlıdır. Bu husus ...nun 684. maddesinde açıkca vurgulanmıştır. Ne varki, yürürlükten kalkmış olan 6785 sayılı yasanın l605 sayılı yasa ile değişik 42/c ve halen yürürlükte bulunan 3l94 sayılı imar yasasının l8. maddelerinde özel hükümler getirilmek suretiyle ayrılmaz parça (mütemmim cüz) olan yapı ile arz arasındaki hukuki ilişki kesilmiş bazı durumlarda yapı, üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Böylece yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı yada ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerine kullanma imkanı sağlanmıştır.
    Öte yandan, zeminin maliki olan kişinin taşınmazı bizzat kullanma yetkisi sınırlanmış, ayrılmaz parça (mütemmim cüz) durumunda olan yapı üzerinde tasarruf etme gücü özel yasa ile kısıtlanmıştır.
    298l sayılı yasanın 3290 sayılı yasa ile değişik l0/c maddesi de aynı doğrultuda hüküm getirmiştir.
    Gerçekten, bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşaa etmiş imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamaz. İşte bu nedenle yukarıda değinildiği gibi yasa koyucu imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğunu duymuştur.
    Somut olaya gelince, davalı/karşı davacı harici satım iddiasını ispatlayamamış olup Hazineye ait taşınmaz üzerine ev yaptığı, 3194 Sayılı İmar Kanunu 18/9. maddesine göre davalı/karşı davacının imar öncesi kadastral parselde ve imar sonrası oluşan parsellerde mülkiyetten veya tahsisten kaynaklanan kayden ve irsen bir hakkının bulunmadığı anlaşıldığına göre karşı davanın reddi gerekirken yazılı olduğu üzere kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
    Davacı/Karşı davalı vekilinin temyiz itirazı belirtilen nedenle yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi