Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1371
Karar No: 2018/2754
Karar Tarihi: 29.03.2018

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/1371 Esas 2018/2754 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/1371 E.  ,  2018/2754 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, 26.12.2012 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu %33.20 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalıya bağlanan gelirler ve yapılan ödemeler nedeniyle oluşan Kurum zararının davalıdan 5510 sayılı Yasa gereğince rücuan tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı Kurum ve davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    26.12.2012 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle açılan bu davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 21. maddesidir.
    Rödövans sözleşmesi maden hukuku ile ilgili bir kavramdır. Belirli bir maden sahası içinde madenin çıkartılması ve çıkartılan madenin belli yerlere sevki rödövans sözleşmesine, alt işverenlik ilişkisine ya da hizmet alım sözleşmesine konu olabilir. Bunların yanına işçi temini ile işyeri devri de eklendiğinde hukuki ilişkinin boyutu daha karmaşık bir hale gelmektedir. Uygulamada, maden çıkartılmasına ve sevkine yönelik hukuki ilişkinin ne olduğu çok karşılaşılan bir sorundur. Başka bir ifadeyle söz konusu ilişkinin rödövans sözleşmesi mi, alt işverenlik ilişkisi mi, hizmet alım sözleşmesi mi yoksa işçi temini ya da işyeri devri mi olduğu sorun olarak ortaya çıkabilmektedir. Adı geçen hukuki ilişkilerin birbirlerine benzer yönlerinin olduğu da bir gerçektir.
    Fransızca “redevance” kelimesinin sözlük anlamı, kira bedelidir. Bu anlamıyla Türk hukukuna aktarılan rödövans, işletme ruhsatı sahibinin maden işletme hakkını belirli bir süre ile sınırlı olarak kiralamasının karşılığında her yıl üretilen ton başına kiracının ödemesi gereken kira bedelini ifade etmek amacıyla kullanılmaktadır. Başka bir deyişle rödövans, maden ruhsat sahalarının işletme hakkının özü kendisinde kalması koşuluyla hak sahibi tarafından sözleşme ile gerçek veya tüzel bir kişiye, belli bir kira karşılığında bir süre tahsis edilmesidir.
    Maden Kanunu"nda rödövans sözleşmesinin herhangi bir tanımı yoktur. Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliğinin 4. maddesine göre, ruhsat sahalarındaki madenlerin üretilerek değerlendirilmesi amacıyla üçüncü kişilere veya kuruluşlara tasarruf hakkı sağlamak üzere ruhsat sahasının tamamı ya da bir kısmı için ruhsat sahiplerinin bu kişilerle yapmış oldukları sözleşmelere rödövans sözleşmesi denir. Rödövans sözleşmeleri maden hukuku uygulamasında yaygın olarak kullanılan bir sözleşme tipidir. Rödövans, herhangi bir şekle tâbi olmayan, tam iki tarafa borç yükleyen, isimsiz, atipik, karma bir sözleşmedir. Maden sahası
    arama ve işletme ruhsatına sahip olan kişinin, maden işletme faaliyetini başka bir özel veya tüzel kişiye yaptırarak bunun karşılığında çıkan madenin her tonu karşılığında belli bir kira bedeli almasına “rödövans sözleşmesi” denir. Bu sözleşme gereğince rödövans veren, maden ocağının işletilmesini üstlenen özel veya tüzel kişi, ruhsat sahibine, ürettiği her bir ton maden için önceden ödemeyi taahhüt ettiği meblağ kadar bir ücret ödemektedir. Başka bir ifade ile rödövans sözleşmesi, maden işletme ruhsatı sahibinin işletme hakkını belirli bir süre için rödövansçı denilen kişiye devretmeyi, bu hakkı devralan kişinin ise belirli miktarda üretim yapmayı ve ürettiği maden miktarına göre hesaplanan yıllık rödövans bedelini ödemeyi taahhüt ettiği sözleşme olarak tanımlanabilir. Rödövans veya maden kirası sözleşmesi, "maden ruhsat alanlarının, hukuki hak ve sorumlulukları kendisinde kalması şartıyla hak sahibi tarafından sözleşme ile özel veya tüzel bir kişiye, bir süre tahsis edilmesi durumunda, maden ocağının işletilmesini üstlenen özel veya tüzel kişinin, esas ruhsat sahibine, ürettiği her bir ton maden için ödemeyi taahhüt ettiği meblağ" olarak da açıklanmaktadır. Rödövansçının kullanma hakları madencilik faaliyeti yapmak yetkisini içermektedir. Rödövansçı, bu yetkiye dayanarak maden sahasında ocak, kuyu ve galeriler açabilir ve sondaj yaparak maden varlığını tespit edebilir ve bulduğu madeni çıkarabilir. Üretilen madenler menkul mal haline gelince, devletin kamusal mülkiyetinden çıkarak onu üreten kişinin mülkiyetine girer. Rödövans sözleşmesine dayanarak maden çıkaran rödövansçı ürettiği cevherin mülkiyetine sahip olur.
    3213 sayılı Kanun"un 7. maddesinin son fıkrasına göre, "Maden ruhsat sahiplerinin, ruhsat sahalarının bir kısmında veya tamamında üçüncü kişilerle yapmış oldukları rödövans sözleşmelerinde, bu alanlarda yapılacak madencilik faaliyetlerinden doğacak İş Kanunu, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili idari, mali ve hukuki sorumluluklar rödövansçıya aittir. Ancak bu durum ruhsat sahibinin Maden Kanunundan doğan sorumluluklarını ortadan kaldırmaz." Bununla birlikte sorumluların tespiti noktasında her olayın kendi şartları dahilinde değerlendirilmesi ve sahada yapılan faaliyetlerinin denetim ve kontrol yükümlüğünün kime ait olduğunun belirlenmesi gerekir. Kural olarak sahada yapılan her türlü faaliyetin denetim ve kontrol yükümlülüğünün sahanın işletmesini devralan rödövansçı ile birlikte ruhsat sahibine ait olduğu kabul edilir.
    Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği"ne göre, maden işletme ruhsat sahiplerinin, ruhsat sahalarının bir kısmı veya tamamı için üçüncü kişilerle yapmış oldukları rödövans sözleşmeleri ve bu sözleşmelerde yapılan değişiklikler, tarafların talebi halinde devir ve intikal işlemlerinde bilgilendirme amacıyla maden siciline şerh edilir. Tarafların birlikte rödövans sözleşmesinin iptalini talep etmeleri halinde de bu kayıtlar terkin edilir. Maden İşleri Genel Müdürlüğü hiçbir şekilde rödövans sözleşmelerine taraf değildir. Rödövans verenin borcu maden işletme iznini rödövansçıya belli bir süre için devretmektir. Maden işletme hakkına sahip olan kişiden belirli bir süreliğine işletme iznini alan rödövansçı da bunun karşılığında rödövans bedeli denen bir payı işletme iznini devreden kişiye vermektedir. Rödövans karşılığı kömür veya diğer cevherlerin üretimini yapan maden işletmelerinde ruhsat sahibine ödenen rödövans paylarının, çeşitli ödeme biçimleri söz konusu olabilmektedir. Ödemeler üretim aşamasında üretilen her birim başına; artan, azalan, sabit bir yüzde ya da miktar olabileceği gibi peşin, belirli devrelerde veya yıldan yıla ödenen bir kira biçiminde de olabilir
    3213 sayılı Kanun"un 31. maddesinin emredici düzenlemesi gereği rödövansla işletilse dahi fenni nezaretçi atama yetki ve sorumluluğu ruhsat sahibine aittir. Maden sahasında ruhsat sahibine ait alan ancak rödövans sözleşmesine dahil demirbaş eşya, iş makineleri, ulaşım araçları ve işletme tesisatı varsa bunların listeleri çıkartılıp, değerlerinin gösterilmesi gerekir. Ruhsat sahibi listede gösterilen alet ve makinelerin tamamının rödövansçıya teslim etmelidir. Rödövansçı ise rödövans bedelini ödemek, madeni tesis amacına uygun olarak kullanmak ve iyi bir şekilde işletmek borcu altındadır. Bu bağlamda madeni akılcı ve rasyonel bir biçimde işletmeyerek, maden rezervini tahrip eden rödövansçı, ruhsat sahibine karşı sorumludur.
    Rödövansçı kiraya verenin izni olmaksızın, kiralananın işletme usulünü, kira süresinin bitiminden sonra etkisi görülebilecek biçimde değiştiremez. Rödövansçı, maden sahasında gelişigüzel arama ve madencilik faaliyetinde bulunamaz, maden sahasında sonradan yararlanmayı ortadan kaldıracak şekilde faaliyette bulunamaz. Rödövansçı madenin bakımını sağlamak ve küçük onarımları yapma yükümlülüğü altındadır. Bu bağlamda rödövansçı maden sahasını, kuyuları ve galerileri iyi bir şekilde muhafaza eder ve emniyet tedbirlerini alır. Aksi halde yeterli tedbirleri almayan rödövansçı bu suretle sebep olduğu zararlardan ruhsat sahibine karşı sorumlu olur. Rödövans sözleşmesi ile maden ruhsatlı sahanın tamamı veya bir kısmı başkasına verilebilir. Rödövans sözleşmesinde ruhsat sahibi madenci, rödövansçının sahada maden işletmesi için gerekli olan bütün ortamı sağlamak zorundadır.
    Maden ruhsat sahibinin birden fazla maden sahası varsa her bir maden sahasının işletme hakkını değişik kişilere rödövans karşılığı verebilir. Böyle bir durumda Maden Kanunu"nun 5. maddesindeki hakların hisselere bölünmezliği hükmüne aykırı değildir. Çünkü her bir maden sahası için geçerli olan maden işletme hakkı kendi içinde hisselere bölünüp işletilmek üzere farklı kişilere verilmemektedir. Maden işletme ruhsatı belli bir bölgedeki maden ruhsat sahası için geçerlidir. Başka bir deyişle her maden sahası için bir maden ruhsatı, arama ruhsatı ve bir de maden işletme ruhsatı bulunmaktadır. İşletme ruhsatı; işletme faaliyetlerinin yürütülebilmesi için verilen yetki belgesidir. Rödövansçıya devredilen, sadece işletme hakkıdır. İşte, bu işletme hakkının hisselere bölünmesi Maden Kanunu tarafından yasaklanmıştır.
    Rödövans sözleşmesiyle rödövansçı bir maden sahasını işletirken diğer maden sahalarını maden hakkı sahibi işletebilir. Bu ihtimalde, taraflar arasında tam bir bağımsızlık söz konusu ise, rödövans sözleşmesi ve şartları varsa işyeri devri hükümleri uygulanır. Buna karşılık, rödövans sözleşmesi imzalanmasına karşın, ruhsat sahibi ile rödövansçı arasındaki ilişkide asıl yönetim yetkisi ruhsat sahibinde ise, rödövansçının üretim yapmak için kiraladığı maden ocağında kendine ait iş organizasyonu ve hukuki bağımsızlığı yoksa, işçi temini ilişkisi söz konusu olur ve bu ilişki kanuna aykırı olduğundan geçersiz sayılarak rödövansçının işçisi gibi görünen kişiler, iş organizasyonuna fiilen dahil oldukları ruhsat sahibinin işçileri sayılırlar.
    Maden sahasında işletme hakkının kiraya verilmesinde (rödövans sözleşmesi) rödövansçı, madeni, sözleşmede belirtilen şartlar çerçevesinde kendi adına işletir. Rödövansçı, madeni kendi adına işletemiyorsa, üretim, çalışma ve organizasyon açısından ruhsat sahibine tam olarak bağlı ise bu durumda rödövanstan değil, alt işverenlik ilişkisinden ya da ihaleden söz edilir. Dolayısıyla rödövans sözleşmesi rödövansçının bağımsızlığını ve inisiyatifini tamamen ortadan kaldıracak şekilde düzenlenemez. Rödövans sözleşmesinde, asgari üretim miktarı ile ton başına verilecek ücretin belirlenmesi hukuki ilişkiyi rödövans olmaktan çıkarmaz. Rödövans sözleşmesinde rödövansçı istediği kadar işçi alıp çıkartabilir, kanunlara aykırı olmamak şartıyla üretim sürecini istediği gibi yönetebilir, vardiyalar oluşturabilir, çalışma şartlarını belirleyebilir. Rödövansta önemli olan belirli nitelikte ve miktardaki madenin belirli zaman dilimleri içinde çıkartılarak istenilen yerlere sevkini yapmaktır.
    Rödövans sözleşmesi maden ruhsatının devri anlamına gelmediğinden, devir sözleşmesinin Maden İşleri Genel Müdürlüğünde yetkili memur huzurunda yapılması zorunluluğu yoktur. Maden ruhsat sahibi ile (madenci) ile rödövansla sahayı işletecek olan (rödövansçı) rödövans sözleşmesini isterlerse adi yazılı şekilde, isterlerse noterde düzenleme şeklinde yapabilirler.
    Rödövansçının maden üretim faaliyetini bağımsız şekilde yürütmediği, gerek üretim ve gerekse işçiler üzerinde yönetim yetkisinin ruhsat sahibinde olduğu sonucuna varılırsa, rödövans ya da hizmet alımı değil, işçi temini söz konusu olur. Üretim faaliyeti ve işçiler üzerindeki yönetim yetkisinin rödövans sözleşmesiyle maden ocağını devralan kişiye ait olduğu anlaşılıyorsa, diğer bir deyişle rödövansçı, ruhsat sahibinden almış olduğu maden üretim işinde hukuken bağımsız, maden üretim işi ruhsat sahibinin maden üretim organizasyonuna dahilse,
    sözleşme tarafları arasında ne işçi temini ne de birbirinden bağımsız iki işveren ilişkisi söz konusudur.
    Maden işletme ruhsatı kiralayan rödövansçı kişi veya şirketin maden çıkarma ve işletme yeterliliğine ve uzmanlığına sahip olması gerekir. Buna göre rödövansçının maden işletme yeterliliği ve uzmanlığı yoksa hukuki işlem muvazaalı kabul edilir. Maden ruhsat sahibi ile rödövansçı arasında kiralayan ile kiraya veren ilişkisi söz konusudur. Kiralayan, kiraladığı şeyde bağımsızdır. Bu sebeple rödövansçının kiraladığı maden sahasında hukuki, idari ve teknik bağımsızlığının bulunması gerekir.
    Öte yandan, 506 sayılı Yasanın 87. maddesi hükmüne göre; aracı, bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran üçüncü kişi olarak tanımlanmış, sigortalıların üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bununla sözleşme yapmış olsalar bile, bu kanunun işverene yüklediği ödevlerden dolayı, aracı olan üçüncü kişi ile birlikte asıl işverenin de sorumlu olacağı belirtilmiştir. Maddede “aracı” olarak nitelenen üçüncü kişi, gerek mevzuatta, gerekse öğreti ve yargı kararlarında; alt işveren, tali işveren, taşeron, alt müteahhit, alt ısmarlanan gibi adlarla anılmaktadır. 506 sayılı Kanun yönünden uygulama olanağı bulunmamasına karşın belirtilmelidir ki; 4857 sayılı İş Kanununun 2. maddesinde asıl işveren – alt işveren ilişkisi, bir işverenden, iş yerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu iş yerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişki olarak tanımlanmış, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun da, alt işveren, bir işverenden, iş yerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişi olarak tarif edilmiştir. Aracı kavramı, her şeyden önce, asıl işverenin varlığını, bir başka işverenin asıl işverene ait işin bir bölümünü yapmayı üstlenmesini ve asıl işverene ait iş yerinde veya iş yerinin bir bölümünde iş alanın kendi adına sigortalı çalıştırmasını gerektirir. Asıl işverenle aracı arasındaki ilişki taşıma, eser ve benzeri sözleşmelere dayanabilir ise de, hiç bir şekilde hizmet akdi unsurları bulunmamalıdır. Burada önemli olan yön, asıl işverene ait işin bir bölümünün aracı tarafından görülmesidir. Aracı kavramının belirleyici özelliği, asıl işverene ait işten bir bölüm iş alınması ve bu işte kendi adına sigortalı çalıştırılmasıdır. Asıl işveren; 506 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi hükmüne göre, sigortalıları çalıştıran gerçek veya tüzel kişi olup,asıl - alt işveren ilişkisi için, iş yerinde asıl iş sahibinin de işçi çalıştırıyor olması gerekir. İşverenden alınan iş, işverenin sigortalı çalıştırdığı işe göre ayrı ve bağımsız bir iş yeri olarak değerlendirilebilecek nitelikte ise, işi alan kimse aracı değil, bağımsız işverendir. İşin bütünü başka bir işverene bırakıldığında, madde anlamında bir alt işverenlik, dolayısıyla dayanışmalı sorumluluk söz konusu olmayacaktır. Benzer şekilde, işveren kendisi sigortalı çalıştırmaksızın işi bölerek, ihale suretiyle farklı kişilere vermişse, iş sahibi (ihale makamı), asıl işveren olmayacağından, alt - asıl işveren ilişkisi de bulunmayacaktır. Burada önemli olan yön “devir” olgusudur. Devirden amaçlanan, yapılmakta olan işin, bölüm ve eklentilerinden tamamen bağımsız bir sonuç elde etmeye yönelik, işi alana bağımsız bir işveren kimliği kazandıracak bir işin devridir. Diğer iş yerlerinde sigortalı çalıştırması nedeniyle “işveren” sıfatına sahip olan kişi, devredilen iş dolayısıyla işverenlik sıfatına sahip olmadığı için asıl işveren olarak sorumlu tutulamayacaktır. Aynı şekilde, işi alan kişinin de işverenlik sıfatını, alınan işte ve o iş nedeniyle sigortalı çalıştırması sonucunda kazanmış olması aranacaktır. Alınan işte sigortalı çalıştırmayıp, tek başına işi yürüten kişi alt işveren olarak nitelendirilemeyecektir. Bu kimsenin, diğer bir takım iş yerlerinde çalıştırdığı sigortalılar nedeniyle kazandığı işverenlik sıfatının sonuca etkisi ise, bulunmamaktadır. Öte yandan, alınan iş, işverenin asıl işinin bölüm ve eklentilerindeki işin bir kesimi veya yardımcı işler kapsamında bulunmalıdır. Diğer bir anlatımla, bir işverene ait iş yerindeki üretim sürecine, başka bir işverenin dahil olması durumunda “aracıdan” söz
    edilebilecektir. Asıl işverenden alınan iş, onun sigortalı çalıştırdığı işe göre ayrı ve bağımsız bir nitelik taşımaktaysa, işi alan kimse alt işveren değil, bağımsız işveren sayılacaktır. Bu noktada belirleyici yön; yapılan işin, diğerinin yardımcı parçası olup olmadığıdır. İş yerindeki üretimle ilgili olmayan ve asıl işin tamamlayıcı niteliğinde bulunmayan bir işin üstlenilmesi durumunda aracıdan söz etme olanağı kalmayacak ve ortada iki bağımsız işveren bulunacaktır. 506 sayılı Kanunun 87. maddesi hükmüne göre aracı, bir işte veya bir işin bölüm veya eklentisinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran 3. kişidir.
    Asıl işveren alt işveren ilişkisinin varlığı için, öncelikle, işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverinin işverenlik sıfatına sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir.
    İşin belirli bir bölümünde değil de tamamının bir bütün halinde ya da bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenler de asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir.
    Alt işveren sıfatının kazanılmasında diğer koşullar ise, asıl işverenden istenilen işin, asıl iş, ya da, işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır.
    Somut davada; sigortalının ... Madencilik Taş. İnş. Tur. Gıda Haz. Yem. Tic. San. Ltd. Şti. 17 nolu rödevans sahasında bulunan kömür ocagında +400 taban yolunda baca sürülmesi işlemi için tertip edildiği esnada üzerine kavlak düşmesi ve ardından taban yoluna yuvarlanması sonucu kazalandığı anlaşılmaktadır.
    Ceza ve tazminat dosyaları olup olmadığı araştırılarak, davalı şirket ile TTK Genel Müdürlüğü arasında yukarıdaki açıklamalar ışığında, rödevans sözleşmesinin içeriği irdelenip, taraflar arasındaki ilişkinin alt işveren -üst işveren ilişkisi olup olmadığı hususları araştırılarak olayın gerçekleştiği iş kolunda iş güvenliği bakımından uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerekeceği, buna göre davada kusurlu olan tarafların kusur oran ve durumlarını ayrıştırarak, oluşa uygun nitelikte kusur raporu alınarak, elde edilecek sonuca göre karar vermek gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı şirket ve davacı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 29.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi