Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4073
Karar No: 2020/2449
Karar Tarihi: 03.03.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/4073 Esas 2020/2449 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, bir aracın muvazaalı olarak devredilmesinin iptali istemiyle açılmıştır. Davacı borçlu tarafından satın alınan araç, daha sonra farklı kişilere devredilmiştir. Davacı, aracın mal kaçırma amacıyla diğer davalılara devredildiğini iddia ederek tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, satışın muvazaalı olduğunun ispatlanmadığından bahisle davanın reddine karar vermiştir. Temyiz incelemesi sonucunda, davaya dahil olan diğer davalıların İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptalini gerektirecek yakınlık, tanışıklık ve borçlunun mali durumunu bilme gibi unsurların varlığı değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
İİK'nun 277-283. maddeleri tasarrufu iptal davalarını düzenlemektedir. İİK'nun 282. maddesi, tasarrufun iptal davalarının borçlu, borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılacağını belirtmektedir. İİK'nun 283/II maddesi ise iptal davasının üçüncü kişinin elinden çıkarmış olduğu malın yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü kişinin tazmin edilmesi gerektiğini belirtmektedir.
17. Hukuk Dairesi         2018/4073 E.  ,  2020/2449 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili; davalı borçlu ... hakkında takip yapıldığını, takibin semeresiz kaldığını, dava konusu ... plakalı aracını mal kaçırma amacı ile diğer davalılara devrettiğini belirterek, bu tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı borçlu, aracı davalı ..."dan aldığını, bedelini ödeyemeyince aracı iade ettiğini muvazaanın olmadığını belirtmiştir.
    Davalı ..., aracın bedeli ödenmediğinden, geri alındığını belirtmiştir.
    Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
    Mahkemece, satışın muvazaalı olduğunun ispatlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları üç grup altında ve İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu
    hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK. m. 281). Bu yasal nedenle de davacı tarafından İİK.nin 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi mahkeme bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K. 25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı ).
    İİK.nun 282. maddesi gereğince tasarrufun iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. Buna göre borçlu ile onunla hukuki muamelede bulunun kişi zorunlu hasım konumundadır.
    İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.
    Somut olayda, dava konusu araç 01.07.2011 tarihinde borçlu tarafından davalı ..."dan satın alınmış, 12.10.2011 tarihinde davalı ..."e satılmış, o 09.01.2012 tarihinde davalı ..."ya, o da 21.05.2012 tarihinde davalı ..."e, 24.05.2012 tarihinde yeniden Mehmet satın almış, 05.11.2012 tarihinde dava dışı ... onun tarafındanda 04.03.2015 tarihinde ... , devamında ... , ... ve ... isimli şahıslara satılmıştır.
    Buna göre, davalı ... aracı borçluya satan şahıs olup, kendi adına hiçbir satış işlemi yapılmadığından taraf sıfatı yoktur.Ancak dava konusu aracın ... satın alan ... ve diğer ... , devamında ... , ... ve ... isimli şahıslar yönünden davacıdan bu şahısları davaya dahil edip etmeyeceği yada İİK"nun 283/2 maddesine göre bedele dönüştürüp dönüştürmediği sorulmamıştır.
    Yapılacak iş, davacıdan anılan şahısları davaya dahil edip etmeyeceği yada İİK"nun 283/2 maddesine göre bedele dönüştürüp dönüştürmediği sorularak, davaya dahilleri istenildiğinde, taraf teşkilini tamamlamak aksi durumda ise bedele dönüşme halinde davalıların İİK"nun 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptalini gerektirecek yakınlık, tanışıklık borçlunun mali durumunu bilme gibi unsurların varlığı değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 03/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi