Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/3264
Karar No: 2021/1937
Karar Tarihi: 31.03.2021

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2020/3264 Esas 2021/1937 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2020/3264 E.  ,  2021/1937 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - BEDEL

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, bedel davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın kabulüne, birleştirilen davada davalı ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden bedel isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... ve davalı ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in "ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.
    Asıl davada davacılar, mirasbırakanları ..."nın adına kayıtlı 21170 parsel sayılı taşınmazmadaki 7/60 payından 1/15 payını 18.07.2008 tarihinde intifa hakkını üzerinde bırakarak birlikte yaşadığı davalı ... adına satış yolu ile temlik ettiğini, mirasbırakanın diğer yandan 12.08.2009 tanzim, 15.10.2010 vade tarihli bir bonoyla (borç sebebi nakden gösterilerek) davalı ..."a 50.000 TL borçlu gibi gösterildiğini, bu bonoyla davalı tarafından ... 3. İcra Müdürlüğü"nün 2012/1451 E sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, daha sonra 2012/681 E sayılı dosya ile yenilendiğini, davalının bu takip dosyasında mirasbırakanın maliki bulunduğu 21170 parsel sayılı taşınmazda 1/20 payına haciz uyguladığını, ayrıca mirasbırakanın yine adına kayıtlı ... ili ... İlçesindeki 376 ada 50 parsel sayılı taşınmazdaki 16 nolu bağımsız bölümünü davalı ..."a Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesiyle satmayı vaat ettiğini, 12.02.2010 tarihinde tapuya şerh edildiğini, yapılan tüm işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek 21170 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaliyle payları oranında adlarına tesciline, mirasbırakan ile davalı arasında akdedilmiş taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin iptali ile tapuya verilmiş şerhin kaldırılmasına, ... 3. İcra Müdürlüğü"nün 2012/681 E. sayılı dosyasında icra takibine konu olan ve mirasbırakan tarafından davalıya verilmiş, 50.000 TL tutarındaki bononun ve bu bonoya dayalı icra takibinin iptaline, haczin fekkine karar verilmesini, birleştirilen davada davacılar, mirasbırakanları ..."nın adına kayıtlı 21170 parsel sayılı taşınmazdaki 7/60 payının 1/15 payını davalı ..."a intifa hakkını kendi üzerinde tutarak çıplak
    mülkiyetini satış yolu ile devrettiğini, daha sonra intifa hakkının terkin edildiğini,davalı ...’nin 7/90 payını davalı ... ..."e satarak temlik ettiğini,davalı ...’ın ise söz konusu taşınmazdaki payı diğer davalı ... ...’na satış göstermek sureti ile devrettiğini, yapılan tüm işlemlerin mirastan mal kaçırma amacı ile yapıldığını ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde şimdilik 60.000 TL"nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı ..., dava konusu işlemlerin tümünün hukuka uygun olduğunu, mirasbırakanın geride daha birçok malvarlığını davacılara bıraktığını, davalı ... ..., dava konusu taşınmazı emlakçı aracılığı ile, bedelini ödemek sureti ile ve iyiniyetli olarak satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, yapılan işlemlerin muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; ‘‘...Hemen belirtmek gerekir ki, tüm dosya içeriği ve toplanan deliller itibari ile mirasbırakan tarafından davalı ... adına yapılan temliki işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanarak davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı ...’nin tüm temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.Davalı ... ...’nun temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, dinlenen tanık beyanlarından ve dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerden, davalı ...’un çekişme konusu 21170 parsel sayılı taşınmazdaki payı edinmesi sırasında kötüniyetli olduğu hususunun davacılar tarafından kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır.Ayrıca, davalar birleştirilse bile müstakil dava olma özelliklerini koruduğundan her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği kuşkusuzdur. Mahkemece bu hususa riayet edilmediği gibi, yine kabule göre de, çekişme konusu 21170 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakan tarafından pay temlik edildiği halde, pay oranı ve tapu maliki belirtilmeden, davacılarla irtibat kurulmadan hüküm kurulmuş olması da isabetli görülmemiştir. Hal böyle olunca davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmesi, toplanan tüm deliller dikkate alınarak ve davacıların tazminat isteği değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir...’’ gerekçesi ile bozulmuş,bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleştirilen davanın tazminat isteği yönünden kabulüne,birleştirilen davada davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere, Anayasamızda hak arama özgürlüğünün kullanılabilmesi ve adil yargılama hakkının unsurlarından olan, taraflar arasında silahların eşitliği ilkesinin hayata geçirilebilmesi için gerekli yargılama giderlerini ödemede sıkıntıya düşecek veya ödeyemeyecek durumda bulunan kişilere, her türlü mali ve hukuki korunma taleplerinde kolaylık sağlanması, sosyal hukuk devletinin ilkelerinden olup, bu gereğin yerine getirilebilmesi de adli yardım ile mümkündür. Bu nedenle adli yardım müessesesi 1086 sayılı HUMK"un 465 ila 472 maddeleri ile 6100 sayılı HMK"nin 334 ila 340. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
    Öte yandan; 6100 sayılı HMK"nin 336/3. maddesinde adli yardım talebinin kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtay"a da yapılabileceği açıkça belirtilmiştir.
    Somut olaya gelince, adli yardım yönünden yasal şartların oluştuğu görülmekle davalılardan ...’nin adli yardım talebinin kabulüne karar verilip, işin esasının incelenmesine geçildi.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1942 doğumlu mirasbırakan ...’nın 14.09.2012 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı eşi ... ile davacı çocukları ... ve ...’in kaldıkları, mirasbırakan adına kayıtlı 21170 parsel sayılı taşınmazdaki 115/900 payından 1/90 payını 21.5.2008 de, geriye kalan 7/60 payından 1/15 payını 18.07.2008 tarihinde birlikte yaşadığı davalı ...’ye satış yolu temlik ettiği, davalı ...’nin çekişme konusu taşınmazdaki 7/90 payını 14.7.2009 tarihinde oğlu olan davalı ...’a satarak devrettiği, davalı ... tarafından ise söz konusu payın 21.10.2009 tarihinde diğer davalı ... ...’na satış yolu ile devredildiği,
    yine mirasbırakanın adına kayıtlı 376 ada 50 parsel sayılı taşınmazdaki 16 nolu bağımsız bölümünü 23.11.2009 tarihli Gayrimenkul Satış Vaaadi Sözleşmesi ile davalı ...’a satmayı vaad ettiği, 16 nolu bağımsız bölümün tapu kaydına 12.02.2010 tarihinde söz konusu durumun şerh edildiği, ... 3.İcra Müdürlüğü’nün 2012/681 E sayılı dosyası ile alacaklı (davalı) ... tarafından borçlu mirasbırakan ... aleyhine, 15.10.2009 vade, 12.08.2009 keşide tarihli, 50.000 TL lik senet nedeni ile takip başlatıldığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, HMK 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince de hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır.
    Somut olayda davacılar, asıl ve birleştirilen davalarda ayrı ayrı taleplerde bulunmuşlardır. Mahkemece 6100 sayılı HMK"nın 373/3. maddesi gereğince bozma ilamına uyulduğuna göre bundan sonra mahkemece yapılacak iş bozmaya ve HMK"nın 297. maddesine uygun yeni bir karar vermekten ibarettir. Ne varki, mahkemece asıl ve birleştirilen davalarda ayrı ayrı hüküm kurulup yargılama giderleri,harç ve vekalet ücretleri her bir dava için ayrı ayrı hesaplanmadığı gibi davalılar ... ve ...’ ın 21170 parselde davalı ... ..."na devrettikleri 7/90 pay dışında başkaca payları olmadığı halde, bu davalılar hakkında tapu iptal ve tescil hükmü kurulması da doğru değildir.
    Ayrıca, asıl ve birleştirilen davalarda hangi miktarın kabulüne karar verilip hangi miktarın reddine karar verildiği de denetime olanaklı şekilde kararda belirtilmemiştir.
    Hâl böyle olunca, bozma ilamına göre, HMK"nın 297. maddesine uygun biçimde davada yeni bir karar verilmesi için hüküm bozulmalıdır.
    Davalıların değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre temyize konu diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 31.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.














    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi