Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/41363
Karar No: 2016/3740
Karar Tarihi: 18.02.2016

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2015/41363 Esas 2016/3740 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2015/41363 E.  ,  2016/3740 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava Türü : İşe İade


    YARGITAY İLAMI


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    Davacı vekili, davacının ... Büyükşehir Belediyesine ait ... Sistemler Şube Müdürlüğü işyerinde vatman olarak çalıştığını, kayıtlarda ... Şirketi işçisi olarak gösterildiğini, davalı ... Belediyesinin asıl işini bölerek alt işverene devrettiğini, davacının sendika üyesi olduğunu, davacı ve arkadaşlarının muvazaa nedeniyle ilk işe giriş tarihlerinden itibaren Belediye işçisi olduğunun tespiti ve TİS"den doğan alacakların ödenmesi talebiyle dava açtıklarını, bu taleplerden vazgeçilmesi için işverence baskı yapıldığını ve 16 işçinin iş akdinin feshedildiğini, feshin haksız olup sendika üyeliğinden istifa etmemesi nedeniyle yapıldığını belirterek davacının işe iadesi ile 4 aylık boşta geçen süre ücreti ve sendikal tazminatın 1 yıllık ücret tutarından az olmamak üzere belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı İdare vekili, husumet itirazında bulunarak davacının alt işveren işçisi olarak çalıştığını, yapılan ihale sözleşmelerinin belirli süreli olduğunu, muvazaa ve sendikal fesih iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Davalı şirket vekili ise davacının belirli süreli sözleşme ile çalıştığını ve 20.08.2012 tarihinden itibaren 4 haftalık ihbar öneli verilerek 20.10.2012 tarihinde sözleşmenin sona ereceğinin davacıya tebliğ edildiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, dosya kapsamındaki taraflar arasında akdedilen hizmet sözleşmesine göre davacıya ait iş sözleşmesinin belirli süreli olduğu, 15/08/2012 tarihli davalılardan ... Ltd. Şti."nce noter vasıtasıyla gönderilen ihtarnamede davacıyla yapılan belirli süreli iş akdinin, sözleşmenin 3. maddesi uyarınca 20/10/2012 tarihinde sona ereceğinin bildirildiği, davacıya 4857 sayılı Kanunun 17. maddesi uyarınca ihbar öneli süresince iş arama izni kullanabileceğinin belirtildiği, bu tür davalarda feshin geçerli ve haklı bir nedene dayandığını ispat yükü işverene ait olup davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin iş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğini beyan ve iddia etmiş ise de dosya kapsamında davacının iş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğine dair herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı gibi söz konusu iddiaya yönelik tanık beyanı da bulunmadığı aksine dosya kapsamındaki ... İş Sendikası"nın 23/09/2013 tarihli yazısına göre davacının 18/03/2008 tarihinde sendika üyesi olduğu ve üyeliğinin halen devam ettiği, bu bağlamda sendika üyeliğinden 4,5 yıl sonra iş sözleşmesinin bu sebeple feshedildiğinin kabulüne olanak ve imkan olmadığı, yine iş akdinin sona ereceği 20/10/2012 tarihinde davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmesi süresinin sona ermesi durumunda yeni ihale döneminde davalı şirketin ihaleyi alıp alamayacağının fesih tarihinde belirli olmaması karşısında, hizmet sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle davalı ... Ltd. Şti"nce davacıya ait iş akdinin feshinin geçerli ve haklı bir nedene dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    4857 sayılı İş Kanununun 11. maddesinde, “İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir. Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir. Esaslı nedene dayalı zincirleme iş sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini korurlar” şeklinde düzenleme ile bu konudaki esaslar belirlenmiştir.
    Belirli süreli iş sözleşmesinden bahsedilebilmesi için, sözleşmenin süreye bağlanmış olması ve belirli süreli iş sözleşmesinin yapılması için objektif nedenlerin bulunması gerekir. Objektif neden olsa bile, sözleşmenin akdedildiği tarihte, iş ilişkisinin sona ereceği tarih belli değil veya belirlenebilir de değil ise, belirsiz süreli iş sözleşmesi söz konusu olur. İş sözleşmesi taraflarca açık olarak belirli bir süreye bağlanmasa bile, işin amacından belirli süreli olduğu anlaşılıyorsa, sözleşmenin örtülü olarak süreye bağlanması söz konusu olur.
    Belirli iş sözleşmesinin varlığının kabulü için hangi durumların objektif neden olarak kabul edilebileceği İş Kanunu’nun 11’inci maddesinde örnek kabilinden sayılmıştır: İşin niteliği gereği belirli bir süre devam etmesi, belirli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması. Kanun’da gösterilen bu nedenler tahdidi olarak değil; örnek kabilinden verilmiş; benzer hallerde belirli iş sözleşmesi kurulması imkanı açık tutulmuştur. Zira, söz konusu hükümde açık olarak “..gibi objektif koşullara bağlı olarak” ifadesine yer verilmiştir.
    İş Kanunu’nun 11’nci maddesinin 2 ve 3’üncü fıkralarında zincirleme yapılan belirli süreli iş sözleşmelerinin esaslı bir nedene dayanması halinde belirli süreli olma özelliğini koruyacağı; aksi takdirde belirsiz süreli iş sözleşmesi sayılacağı düzenlenmiştir. Belirli süreli iş aktinin yapılmasının objektif nedeni varsa ve bu neden devam ediyorsa veya yeni bir neden ortaya çıkmışsa belirli süreli iş sözleşmeleri yenilenebilir şeklinde değerlendirilmelidir. Zincirleme iş sözleşmelerini belirli süreli niteliğini koruyabilmeleri için her birinde aranan objektif nedenlerin aynı olması da şart değildir.
    Taraflar arasında, İş Kanunu’nun 11’nci maddesinin 1 ve 2’nci fıkraları anlamında esaslı neden olmadan akdedilen belirli süreli sözleşme, belirsiz süreli sayılacağından, işveren, sürenin sona ermesiyle sözleşmenin sona erdiğini bildirdiğinde, işçi, sözleşmenin belirsiz süreliye dönüştüğünü, işverenin bildirim şartına uymadan iş sözleşmesini feshettiği gibi geçerli bir sebep gösterilmeden feshedildiğini ileri sürerek bir aylık hak düşürücü süre içerisinde dava açabilecektir. Bir aylık hak düşürücü sürenin başlangıcı işverenin belirli süreli sözleşmeli gibi kabul ederek sürenin geçmesiyle sözleşmenin sona erdiğini bildirdiği, belirsiz süreli sözleşmeye dönüştüğü için işverence bildirim süresine uyulmadan yapılan bir fesih anlamı kazanan bildirimin yapıldığı tarihtir.
    Dosya içeriğine göre; davacı davalı belediye bünyesinde alt işverenlerde sigortalı gösterilerek 21.01.2004-20.10.2012 tarihleri arasında ve en son davalılarca 22.11.2011-31.12.2012 tarihlerini kapsayacak şekilde yapılan hizmet alım sözleşmesi kapsamında vatman olarak çalışmıştır. Davalı şirlet tarafından 15.08.2012 tarihinde noter kanalıyla gönderilen fesih bildirimi ile iş sözleşmesinin sona erecek olması nedeniyle 20.10.2012 tarihi itibariyle iş akdine son verileceği ve 20.08.2012 tarihinden itibaren 4 hafta ihbar öneli ve ihbar süresi içinde her gün 2 saat iş arama izni kullandırılacağı belirtilmiştir. 4857 sayılı İş Kanununun 20.maddesi uyarınca iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açması gerektiğinden, davacının 20.10.2012 tarihine kadar çalışmasına devam etmesine karşın, fesih bildiriminin tebliğinden itibaren yasal süre içerisinde dava açtığı, iş akdinin hizmetin devamlılık arzetmesi ve belirli süreli yapılmasını gerektirecek objektif bir neden bulunmaması nedeniyle belirsiz süreli olarak kabul edilmesi ve davacının iş güvencesi hükümlerinden yararlanması gerektiği anlaşılmıştır.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 19. maddesi uyarınca aynı yasanın 18. maddesi kapsamında kalan işçinin iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshetmek isteyen işveren, fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Yazılı fesih bildiriminin de, fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde içermesi zorunludur.
    4857 sayılı İş Kanunu’nun 19’uncu maddesinde öngörülen yazılı şekil şartına uymamak feshi geçersiz kılar. Yazılı fesih bildiriminde, fesih açık ve kesin sebebinin gösterilmemesi, İş Kanunu’nun 20’nci maddesi anlamında feshin geçersizliği sonucunu doğurur.
    Davacının iş akdinin işveren tarafından 20.08.2012 tarihinden itibaren 4 haftalık ihbar öneli verilerek 20.10.2012 tarihinde sözleşmenin sona ereceğinin davacıya bildirildiği, ancak işverenin fesih bildiriminde, açık ve kesin bir neden belirtmediği anlaşıldığından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 19. maddesi uyarınca fesih geçerli nedene dayanmamaktadır. Davanın kabulü ile feshin sendikal nedene dayandığı ispat edilemediğinden davacının 5-15 yıl aralığındaki kıdemi de dikkate alınarak davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunması nedeni ile boşta geçen süreye ilişkin ücret ve işe başlatmama tazminatlarından müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
    4857 sayılı İş Yasasının 20/3. maddesi uyarınca hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
    HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
    1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2-Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının ... Tur. Nakl. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. işyerine İŞE İADESİNE,
    3-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminatın davalılar müştereken ve müteselsilen birlikte sorumlu olmak kaydı ile miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren 5 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
    4-Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin GEREKTİĞİNE,
    5-Alınması gereken 29,20 TL harçtan peşin alınan 21,15 TL harcın mahsubu ile 8,05 TL harç giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine"ye gelir kaydına,
    6-Davacının yapmış olduğu 360,60 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davalıların yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
    7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"ne göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili alınarak davacıya verilmesine,
    8-Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
    9-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davacıya iadesine, 18.02.2016 gününde oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.
















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi