11. Ceza Dairesi 2016/10541 E. , 2017/3281 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak
HÜKÜM : Mahkumiyet
I-Sanıklar hakkında “Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma“ suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik olarak sanıklar müdafiileri ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı arttırıcı ve azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar müdafiileri ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
II-Sanıklar hakkında “Resmi Belgede sahtecilik“ suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik olarak, sanıklar müdafiileri ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
1-Bozmaya uyularak yapılan yargılamada, sanıkların katılana ait şirkette muhabese bölümünde çalıştıkları, şirket hesabına ait paralar ile çekleri katılanın bilgi ve rızası dışında kişisel harcamaları için kullandıkları ve yine sanıklardan ...‘ın, sanık ...‘in azmettirmesiyle, şirkete ait çekleri, yetkisi olmamasına rağmen keşide edip kullanmak suretiyle atılı resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia ve kabul olunduğu olayda; suça konu çek asıllarının dosyada bulunmaması ve mahkemece duruşma esnasında inceleme yapılmadığının anlaşılması karşısında, belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, adli emanetin 2005/6665 ve 2005/7988 sırasında kayıtlı çek asılları celp edilerek incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve denetime olanak verecek şekilde dosya içine konulması, unsurlarının tam olduğu ve aldatıcılık niteliklerinin bulunduğunun belirlenmesi halinde, UYAP üzerinden yapılan sorgulamada tespit edilen, sanıklardan ... hakkında katılanın şirketine ait 2 adet çeki, katılanın bilgi ve rızası dışında düzenleyip kullandığı iddiasıyla Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/409 Esas-2014/263 Karar sayılı dosyasında yargılama yapıldığı, her iki dosyada da sanığın aynı şirkete ait çekleri katılanın bilgi ve rızası olmaksızın düzenleyip kullandığı, ancak dosya içeriğinden işbu dosyada dava konusu edilen çekler ile diğer dosyanın konusunu teşkil eden çeklerin aynı olup olmadığının belirlenemediği anlaşılmakla; ayrıntıları Dairemizin 2013/2234 E, 2015/824 K sayılı ilamı ile, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.12.2013 gün ve 1475-577, 30.05.2006 gün ve 173/145, 13.10.1998 gün 305/304, 20.03.1995 gün ve 48/68 ile 02.03.1987 gün ve 341/84 sayılı kararlarında açıklandığı üzere,aynı suç işleme kararının varlığının, olaysal olarak suçun işlenmesindeki özellikler, suçun işleniş biçimi, fiillerin işlendikleri yer ve işlenme zamanı, fiiller arasında geçen süre, mağdurların farklı olup olmadıkları, ihlal edilen değer ve yarar ile korunan değer ve yarar, olayların oluşum ve gelişimi ile tüm özelliklerinin değerlendirilerek belirlenmesi gerektiği, suçların işlenme tarihleri arasında az veya çok bir zaman aralığı bulunmasının zincirleme suç hükümlerinin uygulanması koşullarını etkilemeyeceği gözetilerek, mükerrer yargılama olup olmadığı ile sanığın her iki dosyadaki eylemlerinin aynı suç işleme kararına bağlı olarak zincirleme biçimde resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturup oluşturmadığının değerlendirilebilmesi için, mümkünse davaların birleştirilmesi, değil ise celp edilip incelenerek özetinin duruşma tutanağına geçirilmesi ve bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosya arasına konulmasından sonra sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiileri ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.05.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.