11. Ceza Dairesi 2016/5551 E. , 2017/3279 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Gerekçeli karar başlığına “2005-2009 yılları arası” şeklinde yanlış yazılan suç tarihinin, suça konu faturaların KDV indiriminde kullanılması nedeniyle, 2005 takvim yılı için 21.01.2006, 2006 takvim yılı için 21.01.2007, 2007 takvim yılı için 25.01.2008, 2008 takvim yılı için 25.01.2009 ve 2009 takvim yılı için 25.07.2009 olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüş, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05.03.2002 gün ve 28/179 sayılı kararında da açıklandığı üzere, her bir takvim yılında işlenen “sahte fatura kullanmak” suçlarının birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturacağı gibi, aynı takvim yılı içerisinde farklı dönemlerde birden çok sahte fatura kullandığı anlaşılan sanık hakkında zincirleme suça ilişkin hükümler uygulanması gerekirken, beş farklı takvim yılında işlenen “sahte fatura kullanmak" suçlarının tek suç kabulü ile yazılı şekilde uygulama yapılması isabetsizliği aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış, 2005 takvim yılı için dosya içerisinde mevcut son faturanın 20.12.2005 tarihli olduğu gözetilerek, atılı suça ilişkin zamanaşımı henüz dolmadığından, vergi suçu raporu ile vergi tekniği raporu kapsamındaki tespitler, sanığın savunması, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı itibarıyla sanığa yüklenen suçun sübuta erdiğini kabul eden mahkemenin takdirinde bir isabetsizlik görülmediği cihetle tebliğnamedeki bozma isteyen düşüncelere iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığa verilen hapis cezası kısa süreli olmadığı halde, hüküm fıkrasında, "TCK"nın 53/4. maddesi gereği kısa süreli hapis cezası ertelendiğinden, TCK‘nın 53/1. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına" denildiği, takip eden bölümde ise; TCK‘nın 53. maddesi hükümlerinin uygulanmasına karar verilerek, "Sanığın cezası ertelendiğindiğinden TCK‘nın 53/3. maddesi gereğince kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından TCK.nun 53/1 fıkra hükümlerinin uygulanmamasına." şeklinde hüküm kurularak çelişki yaratılması,
Yasaya aykırı ise de; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı Yasanın 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan; 5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımların hükümden çıkartılması suretiyle yerine, “Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından hiçbir şekilde uygulanamayacağının gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte değerlendirilmesi“ cümlesi eklenmek suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.