23. Hukuk Dairesi 2015/5051 E. , 2015/6111 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Erzurum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/03/2015
NUMARASI : 2014/525-2015/280
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı kooperatif üyesi olan müvekkilinin, parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle ihraç edildiğini, müvekkiline gönderilen ihtarnamelerin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, davalı kooperatif yönetim kurulunun 06.03.2014 tarih ve 2014/3 sayılı ihraç kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; HMK"nın 324/2. maddesi uyarınca süresinde delil avansının yatırılmaması halinde bu delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacağının düzenlendiği, davacının süresinde delil avansını yatırmadığı, davacının davalı kooperatife borcu olup olmadığı, varsa miktarı, ihtarnamelerdeki borcun davacının kooperatife olan borcuna uygun olarak hesaplanıp hesaplanmadığı bilirkişi incelemesi yaptırılmadan tespit edilemediğinden, davacının davasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinin yürürlükte bulunduğu dönemde Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi iken, 6335 sayılı Kanun"un 2. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’un 5. maddesinde yapılan değişiklikle Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasında ilişki görev ilişkisi olarak değiştirilmiş ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir. Dava, 01.07.2012 tarihinden sonra açılmış olup, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 99. maddesi uyarınca ticari dava niteliğini haiz ise de, yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmamakta ise, 6102 sayılı TTK"nın 5/4. maddesinde Asliye Hukuk Mahkemesi"nce davaya devam edilmesi ve görevsizlik kararı verilmemesi gerektiği açıkça öngörüldüğünden, dava ve karar tarihi itibariyle bu davaya Asliye Hukuk Mahkemesi olarak bakılmasında bir usulsüzlük bulunmamakta ise de,
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu"nun 23.07.2015 tarih ve 1157 sayılı kararı ile Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 03.08.2015 tarihinde faaliyete geçirilmesine, Başkan ve Üyelerinin atanmasına karar verilmiş olup, mahkemece, HMK"nın 114/1-c maddesi hükmü uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın anılan 115/2. madde hükmü uyarınca usulden reddine karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
3-Kabule göre; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 27. ve davalı kooperatif anasözleşmesinin 14. maddelerinde parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen kooperatif üyelerinin ihracı prosedürü düzenlenmiş olup, bu tür davalarda, mahkemece öncelikle, aidat borcunun ödenmesi için üyeye iki ihtarın gönderilip gönderilmediği ve bu ihtarların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, ilk ihtarnamenin ödemesi 30 gün geciktirilmiş borcu içerip içermediği, böyle bir borcun ödenmesi için birinci ihtarda 10 gün, ikinci ihtarda 1 aylık sürenin verilip verilmediği, bu süre içerisinde ödememe halinde müeyyidenin ne olduğunun ve ödenmesi istenen borcun miktarının ve neye ilişkin olduğunun açık ve anlaşılır olarak belirtilip belirtilmediği tespit edilmelidir. Tüm bu aşamalarda bir eksiklik bulunmaması halinde ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
Davalı kooperatifin anasözleşmesinin 14. maddesinin parasal yükümlülükler ile ilgili ihraç prosedürüne ilişkin 2. fıkrasında, ihraç kararı verilmeden önce parasal yükümlülüklerini ödeme gününden itibaren 30 gün geciktiren ortaklara 10 günlük ödeme süresi içeren ilk ihtarnamenin gönderilmesi gerektiği öngörülmüştür.
Diğer yandan, HMK"nın 266/1. maddesi "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz." hükmünü içermektedir.
Somut olayda, Mahkemece, 16.12.2014 tarihli duruşmanın (2) no"lu ara kararı ile, "Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak dosyanın kooperatifler konusunda uzman bir bilirkişiye tevdi ile, davacının kooperatife borcu olup olmadığı, varsa miktarı, ihtarlarda belirtilen borcun doğru hesaplanıp hesaplanmadığı, ihraç koşullarının oluşup oluşmadığı konusunda rapor tanzim edilmesinin istenmesine, bilirkişiye 300,00 TL ücret takdirine, bilirkişi ücreti ve posta masrafının davacı tarafça HMK"nın 120/2, 324/2. maddeleri uyarınca iki haftalık kesin süre içerisinde mahkeme veznesine depo edilmesine, depo edilmediği takdirde bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtarına (ihtarat yapıldı)" şeklinde karar verilmiştir. Ara kararda gider avansına yönelik HMK"nın 120/2. maddesi de belirtilmiş ise de, ara karar ile bilirkişi ücreti ve posta masrafı yatırılması istenildiğinden, istenilen avansın HMK"nın 324. maddesindeki delil avansı niteliğinde olduğu açıktır. Davalı kooperatif tarafından keşide edilen 22.05.2013 tarihli birinci ihtarnamede 30.04.2013 tarihi itibariyle 18.269,00 TL"nin ödenilmesi istenilmiştir.
Bu durumda mahkemece ilk ihtarnamenin şekli bakımdan incelenmesine başlanıp, 30.04.2013 tarihinden itibaren ödemesi 30 gün geciktirilmemiş aidat borcunun yer aldığı bu ihtarnameye dayanılarak, ihraç kararı verilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, ilk ihtarnamenin bu yönden hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle değerlendirilmesinin mümkün olduğu, esasen gerçek borcun incelenmesine sıra gelmediği, dolayısıyla gerçek borç yönünden henüz bilirkişi incelemesine gerek bulunmadığı gözden kaçırılarak, yanılgılı gerekçe ile bilirkişi ücreti yatırılması için süre verilmesi ve sonucunda davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, hükmün re"sen BOZULMASINA, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, alınması gereken harç peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.09.2015 tarihinde oybirliğiyle kabul edildi.