1. Hukuk Dairesi 2017/3673 E. , 2017/4961 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın davanın kısmen kabulüne- kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ecrimisil istemine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakanı ... ile davalının paydaşı oldukları 28148 ada 1 ve 2 nolu parsel ile 28149 ada 1 ve 2 nolu parsel sayılı taşınmazların davalı tarafından şantiye ve depo olarak kullanılmak suretiyle işgal edildiğini, mirasbırakanının 01.07.2002 tarihinde keşide ettiği ihtarnameden de sonuç alamaması üzerine davalı aleyhine ... 15. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/272 Esas sayılı dosyası ile ecrimisil istemli açtığı davanın kabul edildiğini ileri sürerek, 18.10.2004 tarihinden dava tarihine kadar 5.500,00 TL ecrimisilin faizi ile tahsiline karar verilmesi isteğiyle eldeki davayı açmış, yargılama sırasında ıslah ile 11.149,49 TL ecrimisilin tahsilini istediğini bildirmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın reddine ilişkin verilen karar Yargıtay 3. Hukuk Dairesi"nce "...Dosya içerisinde mevcut ... 9 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/397-2007/525 sayılı dava dosyasında diğer paydaş ile davalı arasında görülen davada, 18/10/2004-18/11/2005 tarihleri arasında işlemiş ecrimisil bedeli olarak 11.744,17 YTL istenilmiş, davalının haksız işgali mahkemece sabit görülerek Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmiştir. Aynı parseller için davalının 18.11.2005"e kadar haksız işgali kesinleşmiş mahkeme kararına göre sabit olduğundan 18.10.2004 tarihinden 18.11.2005 tarihine kadar ecrimisil miktarına hükmedilmesinde tereddüt olmadığı gibi işgalin bu tarihten dava gününe kadar da sürüp sürmediği araştırılmadan eksik incelemeye dayalı yetersiz bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmasının doğru olmadığı " gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile 01.05.2006-19.06.2007 tarihleri arasında işlemiş ecrimisil bedeli olarak 7.954,66-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, ecrimisil istenilen dönemde dava konusu taşınmazlarda davacının mirasbırakanı ... ile davalının paydaş oldukları, mirasbırakan ...’in diğer paydaş dava dışı ... ile 01.07.2012 tarihinde davalılara gönderdiği ihtarnameden sonuç alamamaları üzerine ... 15. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/272 Esas sayılı dosyası ile açtıkları davada 09.07.2002 – 18.10.2004 arası dönem için ecrimisile hükmedildiği ve kararın kesinleştiği, diğer paydaş ...’nin ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/397 Esas sayılı dosyası ile açtığı davada 18.10.2004-18.11.2005 arası dönem için ecrimisile karar verildiği ve kararın kesinleştiği, anılan dava dosyasındaki keşif tarihi olan 19.06.2007 itibariyle kullanıma son verildiğinin tespit edildiği, davalılar tarafından taşınmazın bu tarihten önce boşaltıldığına ilişkin bir delil sunulmadığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar bozma ilamına uyan mahkemenin kararı bozma ilamında değinildiği gibi değil ise de, temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. O halde 01.05.2006-19.06.2007 arası dönem için ecrimisile hükmedilmesi kural olarak doğrudur.
Ne var ki, davacı dava dilekçesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 5.500,00-TL ecrimisilin tahsilini istemiş, bilahare davanın reddine dair kararın bozulması üzerine bozmadan sonra yaptığı ıslah ile istemini 11.149,49 TL"ye çıkartmıştır.
Bilindiği ve Yargıtayın 04.02.1948 tarih ve 10/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında düzenlendiği üzere ıslah, soruşturma ve yargılama bitinceye kadar yapılabilir, Yargıtay"ca karar bozulduktan sonra hüküm mahkemesince yeni tahkikat sırasında ıslah yapılmasına olanak yoktur. Nitekim 06.05.2016 gün 2015/1- 2016/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile de 04.02.1948 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı"nın değiştirilmesine gerek olmadığına karar verilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 177/1. maddesi de aynı doğrultuda ıslahın, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği hükmünü içermektedir. Bozmadan sonra ıslahın olanaklı olduğuna dair açık ya da örtülü bir hüküm de yasada yer almamaktadır.
O halde, bozma kararından sonra yapılan ıslaha değer verilmeyerek dava dilekçesindeki istekle bağlı kalınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle 30.03.2011 tarihli ıslah dilekçesi dikkate alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.