Esas No: 2022/956
Karar No: 2022/1105
Karar Tarihi: 22.11.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/956 Esas 2022/1105 Karar Sayılı İlamı
T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/956 Esas - 2022/1105
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2022/956 Esas
KARAR NO : 2022/1105
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/09/2022
KARAR TARİHİ: 22/11/2022
K. YAZIM TARİHİ: 06/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ; müvekkili şirketin, çeşitli alanlarda kullanılan kumlama tesis ve ekipmanlarını kendi geliştirdiği üstün ...'ı ile imâl etmekte ve satmakta olduğunu, bu kapsamda taraflar arasında manuel kumlama tesisinin imâl ve satımı konusunda 15.06.2021 günlü 97.500 Euro bedelli sözleşme akdedildiğini, davalı yanca sözleşmenin imzalanmasından 1 hafta sonra (22.06.2021 günü) 29.250 Euro tutarında avans ödemesi yapıldığını, manuel kumlama tesislerinin kurulumunun, satıcıdan hariç olarak alıcının da sahanın hazırlanması başta olmak üzere birçok şart ve yükümlülüğünü yerine getirmesi ile başarıya ulaşabileceğini, bu nedenle, taraflar arasındaki sözleşmenin 5.1 maddesinde açıkça “Taraflar işbu sözleşmenin konusuna dair mümkün olan en üst düzeyde işbirliği içerisinde çalışacaklarını beyan, kabul ve taahhüt eder.” şeklinde bir ibareye yer verildiğini, yine bu kapsamda tarafların yükümlülüklerinde belirsizlik oluşmasının önüne geçmek üzere Teklif Formunun “ 3-Teklif Kapsamı Dışında Kalan Konular” başlıklı maddesinde ve buna paralel olarak Satış Sözleşmesi 5- Minimum Gereksinimler, Teslimat Esasları ve Tarafların Diğer Yükümlülükleri ” başlıklı maddesinde son derece yalın biçimde müvekkilinin sözleşme maddeleri haricinde hiçbir taahhüdü olmadığı belirtildikten sonra özellikle nelerin kapsam dışında kaldığı hususu bir kez daha olası tereddütlere yer vermeyecek şekilde açıkça sıralandığını, hâl böyle iken, davalı yanca sahanın tesliminden tutun da kumlama tesisinin montajına kadar kendilerince ifa edilmesi gereken yükümlülüklerin neredeyse hiçbirisi yerine getirilmemiş ve ayrıca sözleşme hükümleri uyarınca yapılması gereken ödeme borcunu ifa etmediğini, davalı yanın bütün bu olumsuz tavrına karşılık, müvekkili tarafından olumsuz referanstan kaçınmak ve iş etik değerleri uyarınca yapıcı davranılarak uhdesinde bulunan işler tam ve eksiksiz biçimde tamamlanarak davalı yana teslim edildiğini, dolayısı ile, davalı yanın sözleşmeden kaynaklı olarak 97.500 Euro sözleşme bedelinden kendilerince ödenen 29.250 Euro'luk avans ödemesinin mahsubu sonrası bakiye 68.250 Euro tutarında borçları bulunduğunu, bu hususta sözleşme bedelinin tamamının davalı yana fatura edilmiş ise de, davalı tarafından asılsız iddialar ile faturanın iade edildiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere bakiye kalan 68.250 Euro'dan şimdilik 3.000 Euro'su talep ve dava edildiğini, detayları verilen sözleşme dışı işlerin, müvekkili tarafından ifa edildiği ve fakat bedelinin (5.000 + 2.000 + 4.000 Euro olmak üzere toplamda 11.000 Euro) ödenmediği için her üç kalem alacak için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000'er TL'den 30.000-TL talep edildiğini, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkımız saklı kalmak üzere şimdilik davalı yanın sözleşmeden kaynaklı olarak 97.500 Euro sözleşme bedeli borcundan, kendilerince ödenen 29.250 Euro'luk avans ödemesinin mahsubu sonrası bakiye kalan 68.250 Euro'dan şimdilik 3.000 Euro'sunun fiili ödeme tarihindeki Türk Lirası karşılığının Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 27/06/2003 tarihli kararında “özellikle tacirler arasındaki ilişkilerde, süresinde ödenmeyen mal ve hizmet bedeli dolayısıyla, alıcının faiz dışında ödemek zorunda kaldığı ve sözlü akdin inikadı sırasında taraflarca kararlaştırılmış ek bir miktar” şeklinde tanımlanmasından ötürü taraflar arasındaki sözleşmenin 4.1 maddesi uyarınca aylık %5 oranındaki vade farkı ve ek olarak TTK 1530/2 maddesi uyarınca belirlenecek olan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek TTK 1530/7 maddesi uyarınca hesap edilecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, müvekkili tarafından sözleşme dışı işler olarak yerine getirilen ve fakat karşılığı ödenmeyen zemin imalatına ait gerekli statik hesaplamalar dan ötürü şimdilik 10.000-TL, çukur açma işlemi için gerekli çizim &modellemeden ötürü şimdilik 10.000-TL, yönlendirme saçlarına ait gerekli iki adet çizim & modellemeden ötürü şimdilik 10.000-TL olmak üzere sözleşme dışı işler nedeniyle şimdilik toplamda 30.000-TL'sının ayrı ayrı temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama gideri ile vekâlet ücreti karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı, davasını yetkisiz mahkemede ikame ettiğini, taraflar arasındaki 15.06.2021 tarihli 15.06.2021 tarihli Satış Sözleşmesi "Uyuşmazlık Hali" başlıklı 12. Maddesine göre, Davacı ile Müvekkil arasında doğabilecek tüm uyuşmazlıklar bakımından İstanbul Anadolu Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri yetkilidir." dendiğini, davacı, bu durumun bilincinde olduğunu, nitekim bahse konu Sözleşme, tek taraflı olarak Davacı tarafından düzenlenmiş olduğunu ve bu nedenle işbu davaya dair arabuluculuk başvurusunu da ... Arabuluculuk Bürosu'na yaptığını, bu yönden de, işbu davanın ... Asliye Ticaret Mahkemeleri tarafından görülmesi gerektiğini, müvekkili Şirket tarafından davacı aleyhine ikame edilen davanın, bu nedenle ... Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, davacının kendi düzenlediği Sözleşme hükümlerine bu aşamada itiraz etmesinin kötü niyetli olduğunu, davacının talepleri zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı itirazında bulunduklarını belirtmiş, davacının üstlendiği işi ayıplı ve eksik olarak ifa ettiğini, ayıpların yanı sıra, davacının, işi süresinde teslim etmediğini ve halen geçerli bir teslim/kabul işlemi yapılmadığını, davacının, teklif, sözleşme ve mevzuatını ihlal ettiğini, müvekkilinin, tespit raporunun düzenlenmesinin ardından davacının üstlendiği işteki ayıpların tamirini üçüncü kişilere davacının nam ve hesabına yaptırmak durumunda kalmış ve zarara uğramış olduğunu, müvekkilinin, davacının üstlendiği işin ayıplı ve eksik olması nedeniyle, tamir işleri yaptırılana kadar üçüncü taraflardan kumlama hizmeti satın almak durumunda kalmış ve bu nedenle de zarara uğradığını, davacının iddialarının aksine, taraflar arasında düzenlenen geçerli kabul belgesi bulunmadığını, davacının, sözleşme ve teklif kapsamında üstlenmediği işlerin kendisinden talep edildiğini ve sözleşme dışı ifada bulunduğuna dair iddiaları, somut olayın gerçeklerine aykırı olduğunu, davacının, müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirmediğine yönelik iddiaları ile, ayıplı ve süresinde olmayan ifasına dair sorumluluğu müvekkile yüklemeye çalıştığını, davacının vade farkı talebinin de reddedilmesi gerektiğini, döviz türünden alacak talebinin de reddedilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle ve fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın yetkisizlik ve zamanaşımı nedeniyle reddine, Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde, davanın ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ...E. Sayılı davası ile birleştirilmesine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, satış sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın dayanağı 15/06/2021 tarihli Satış Sözleşmesinin 12. maddesinde; "....İş bu sözleşmenin uygulanmasından, icrasından veya bu sözlemeden kaynaklananan veya bu sözleşmeyle ilişkili olan tüm uyuşmazlıkların ... Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir" şeklinde düzenleme yapıldığı, tarafların ise tacir olduğu görülmüştür.
Davalı yan da dosyaya süresinde sunduğu cevap dilekçesi ile bu hususta yetki itirazında bulunmuştur.
6100 sayılı HMK'nun 17. maddesinde "Tacirler, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeleriyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır." düzenlemesine yer verilmiştir. Yetki sözleşmesinin (şartının) bulunması halinde bu durumun nazara alınması (süresinde sunulacak cevap dilekçesiyle itirazda bulunmak koşuluyla) ve kesin yetki kuralı kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu halde davanın HMK. 17. maddesi uyarınca yetki şartında belirlenen yer mahkemesinde görülmesi gerekir (Yargıtay 19.HD.nin 28.01.2016 tarih; 2015/9554 Esas ve 2016/1043 Karar sayılı ilamı ve benzer diğer kararları). Somut uyuşmazlıkta davaya bakmaya, tacir olan davalı ile tacir olan davacı arasında akdedilen 15/06/2021 tarihli Satış Sözleşmesinin 12. maddesinde kararlaştırılan (yetki şartında bildirilen) ... (Nöbetçi) Asliye Ticaret Mahkemesi yetkilidir. Yetkinin kesin olduğu hallerde, mahkemenin yetkili olması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-ç maddesine göre dava şartlarından olup, aynı Kanunun 115/2. maddesi uyarınca dava şartı noksanlığının tespiti halinde davanın usulden reddine karar vermek gerekir. Bu nedenle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yetkiye ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK'nın 114/1-ç ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın yetkili ... Nöbetçi Asliye Ticaret mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK'nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK'nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
5-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri İlgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) karar verildi.22/11/2022
Katip Hakim
E-imzalıdır. E-imzalıdır.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.