16. Ceza Dairesi 2020/1864 E. , 2021/2227 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : TCK’nın 314/2, 62/1, 53/1, 58/9, 63 ve 3713 sayılı
Kanunun 5/1 maddeleri gereğince verilen mahkumiyet
kararına yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Ayrıntıları Dairemizin 2015/3 E. sayılı kararında ve dairemizce de benimsenen, istikrar kazanmış yargısal kararlarda açıklandığı üzere;
Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt
üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir. (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, Syf 383 vd.)
Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin "suç işlemek amacı" olması aranır. (Toroslu özel kısım syf.263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf.28, Özgenç Genel Hükümler syf.280)
Bu açıklamalar ışığında tüm dosya kapsamı nazara alındığında, sanık ... hakkında Bölge Adliye Mahkemesi ilgili dairesince de isabetli bulunan yerel mahkemenin kabulüne göre "sanığın FETÖ/PDY örgüt üyeliğinden işlem görmüş, tutuklanmış, hüküm giymiş kişilerle ve bu kişilerin yakınları ile irtibatını sürdürerek, örgütün çözülmesini ve dağılmasını önlemek için FETÖ/PDY örgüt üyeliğinden yargılanmış kişi ve ailelerine yapılan para yardımı faaliyetleri içerisinde aktif rol aldığı" hususunun soruşturma aşamasında şüpheli sıfatıyla dinlenen Fındık Ayşe Kökdoğan, Songül Şimşek, Zehra Koç, Züleyha Uluçay ve Güler Akarsu beyanları, sanık beyanları ve tape kayıtlarından eylemlerini örgütsel faaliyet kapsamında gerçekleştirdiğine dair her türlü şüpheden uzak ve kesin delil bulunmadığı, yine yerel mahkemenin hükme esas aldığı "sanığın FETÖ/PDY örgüt üyeliğinden tutuklu/hükümlü bulunan kişilerin yakınları ile sürekli irtibat halinde bulunarak bu kişilere örgütün çözülmesini önlemek amacıyla moral motivasyon yönünden manevi destekler verdiği, FETÖ/PDY örgüt üyeliğinden Sivas Cezaevinde bulunan tutuklu/hükümlü olanların cezaevi görüşü için Sivas"a geldiğinde onları karşılamak, bu kişilerin getirilip götürülmesiyle ilgili ve yine gerektiğinde evinde misafir etmek gibi aktif faaliyetlerde bulunduğu" şeklindeki eylemlerinin örgütle organik bağ içine girip süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösteren bir özellik göstermediği anlaşılmakla sanığın örgütle iltisaklı İmam İmamoğlu Eğt.İth.İhr.San.A.Ş. isimli şirkette çalışma kaydı ve Aktif Eğitim Sendikası ile Sivas Eğitimciler sendikasına üye olmaktan ibaret eylemlerinin dosyaya yansıyan kişisel özellikleri ve hükme esas alınan savunması ile olay ve olguların nitelik ve mahiyetleri nazara alındığında silahlı terör örgütüne
yardım kastıyla gerçekleştirildiği de değerlendirilemeyeceği cihetle, atılı suçtan beraati yerine delillerin değerlendirilmesinde düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebeplerden dolayı hükmün CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sanığın TAHLİYESİNE, başka suçtan hükümlü veya tutuklu bulunmadığı takdirde DERHAL SALIVERİLMESİNİN sağlanması için ilgili yer Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Sivas 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.