11. Ceza Dairesi 2016/12215 E. , 2016/8917 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 01/11/2016 gün ve 2006/12119 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 18/11/2016 gün ve 2016/386690 KYB sayılı ihbarnamesi ile;
Memura yalan beyanda bulunmak suçundan sanık ...’ın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 343/2 ve 81. maddeleri uyarınca 7 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair ...1. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/11/2003 tarihli ve 2003/579-1272 sayılı kararını müteakip, karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun lehe hükümlerinin uygulanması talebine ilişkin olarak dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, lehe olan 5237 sayılı Kanun’un 206. maddesi gereğince 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, verilen cezanın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 58. maddesine göre mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair aynı Mahkemenin 17/03/2006 tarihli ve 2003/579-1272 sayılı ek kararının “1-5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2. maddesindeki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." şeklindeki düzenleme ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki "Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir." şeklindeki düzenleme ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27/12/2005 tarihli ve 2005/3-162-173 sayılı kararına nazaran, lehe kanunun tespit edilip uygulanması, herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasını, delil toplanmasını, takdir hakkının kullanılmasını gerektiriyorsa ya da cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin bir hükmün uygulanması imkânı sonraki kanun ile doğmuşsa, hükümde değişiklik yargılamasının duruşmalı yapılmasının zorunlu olduğu gözetilmeden, dosya üzerinden karar verilmesinde,
2- Sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun lehe olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuş ve sanığın cezasının aynı Kanun"un 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiş ise de, 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 7. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” ile 3. fıkrasındaki “Hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç; infaz rejimine ilişkin hükümler, derhal uygulanır.” şeklindeki düzenlemeler dikkate alındığında, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 06/10/2006 tarihli ve 2006/7387 esas, 2006/7351 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, suçun işlendiği tarihte yürürlükte bulunmayan 5237 sayılı Kanun"un 58. maddesi uyarınca cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
İncelenen dosya içeriğine göre kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, ...1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 17.03.2006 gün ve 2003/579-1272 E.-K. sayılı ek kararının CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 28.12.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.