11. Hukuk Dairesi 2016/590 E. , 2017/3189 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen davad erilen 16/06/2015 tarih ve 2013/130-2015/125 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı-karşı davalı vekili,müvekkili adına bareli markanın davalının yapımcılığının üstlendiği programda kullanılmasının müvekkilinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek, tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, durdurulması ve önlenmesini talep ve dava etmiş, karşı davanın ise, reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, davacı markasının cins isim olması nedeniyle tescil edilemeyeceğini, müvekkilinin yapımcılığını üstlendiği programın 2010 yılı yından itibaren yayınlandığını ve davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin tecavüz ya da haksız rekabet teşkil eden bir eyleminin bulunmadığını kaldı ki, davacının yayına uzun süre sessiz kaldığını savunarak, asıl davanın reddini, karşı davada ise, anılan ibarenin herkes tarafından kullanıldığını ve ayırt ediciliğinin bulunm markanın hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı taraflarca ibaresinin bir program adı olarak kullanıldığı, markasal kullanım olarak yorumlanamayacağı, baresinin internet ortamında sosyal ağların hayatımıza girmesiyle 10-15 yıllık süreçte kullanılmaya başlanan ve günümüzde yaygın kullanıma sahip bir kavram olup, tanımlayıcı nitelikte olduğu, dava konusu işaretin de tanımlayıcı özelliğini koruduğu ve belli sınıflar yönünden ayırt ediciliğinin bulunmadığı, markanın kullanım yoluyla ayırt edici hale geldiğinin de tespit edilemediği, bu nedenle markanın tescilli olduğu 38, 35, 41 ve 42. sınıflar yönünden tanımlayıcı özellikte olup, tescilinin 556 s. KHK’nın 7/1-c m. aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile, davalı adına tescilli 2009/67971 no’lu markanın hükümsüzlüğü ve sicilinden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davacı-karşı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı-karşı davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı-karşı davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, istek halinde aşağıda yazılı 24,00 TL harcın temyiz eden davacı-karşı davalıya iadesine, 30.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.