Günü : 31.03.2005
Sayısı :2004/1021 E- 2005/213 K.
Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 15.11.2002 gün ve 2001/432 E- 2002/1161 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 01.07.2004 gün ve 2003/11514-2004/7330 sayılı ilamı ile;
(...Davacı vekili, Kanada" da öğrenci olan müvekkilinin vekil tayin ettiği babası tarafından davalı bankanın Kadıköy Şubesi nezdinde hesap açtırdığını, bu hesabın davalı bankaca off-shore bankası hesabına dönüştürüldüğünü, işlemin bankanın tek yanlı tasarrufu olması ve vekilin temsil yetkisinin İstanbul İl sınırları ile sınırlı bulunması, nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek, (495.000.000.000.-) TL.nın faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan, kanıtlara göre, Ziraat Bankası"ndan davalı bankanın Kadıköy Şubesi"ne 17.11.1999 ve 22.11.1999 tarihlerinde havale edilen meblağlarla ilgili olarak davacının vekilince imzalanan havale formu ile KKTC.de mukim dava dışı off-shore bankası nezdinde hesap açtırıldığı ve paraların da bu hesaba yatırıldığı, sözkonusu bankanın ayrı bir tüzel kişiliği bulunduğu sonucuna varılarak, husumet yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacının yurt dışında öğrenci olması nedeniyle dava dışı babasını vekil tayin ettiği 22.01.1998 tarih ve 3692 yevmiye nolu vekaletnamede vekilini sadece İstanbul ili sınırları içinde bulunan bankalarda adına vadeli veya vadesiz hesap açmaya yetkili kıldığı, oysa davalı banka aracılığı ile dava dışı KKTC"de mukim banka nezdinde açılmış bulunan hesabın vekaletname ile tanınan yetki kapsamı dışında kaldığından söz edilerek, davalı bankanın sorumlu olduğu iddiasına dayalı dava sonunda davanın temelini oluşturan bu hususlar tartışılıp değerlendirilmeden, vekaletname içeriğine ve işlem yapanın sıfat ve yetkisine göre, davalının sorumlu olup olmadığı irdelenmeksizin, salt husumet ehliyeti yönüne odaklanılıp, yazılı biçimde karar verilmesi eksik incelemeye dayalı olmakla doğru görülmemiştir...)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
A-ÖN SORUN VE DEĞERLENDİRMESİ:
Hukuk Genel Kurulu’ndaki görüşme sırasında, işin esasına girişilmeden önce, direnme kararının, gerekçedeki farklılıktan dolayı gerçekte yeni bir hüküm niteliğinde olup olmadığı hususu, ön sorun olarak incelenmiş ve aşağıdaki sonuca varılmıştır:
Dava,davalı Bankanın,sadece İstanbul ili sınırları içinde bulunan bankalarda vadeli veya vadesiz hesap açma konusunda yetkili kılınan davacı vekilinin talimatıyla, K.K.T.C."deki dava dışı bir bankadaki
hesaba para transfer ettiği, bu işlemin, vekaletname ile tanınan yetki kapsamı dışında kaldığı, dolayısıyla söz konusu paranın davacıya ödenmesinden davalının sorumlu bulunduğu iddiasına dayalı, alacak istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme, önceki kararında, vekilin talimatıyla paranın gönderildiği dava dışı EGEBANK Off-Shore Ltd. Şti.nin ayrı bir tüzel kişiliğe sahip bulunması nedeniyle, davalı Bankaya husumet düşmeyeceği gerekçesiyle davayı reddetmiş; Özel Daire, davacının vekilini sadece İstanbul İli sınırları içindeki bankalarda adına vadeli veya vadesiz hesap açmaya yetkili kıldığı, davalı banka aracılığı ile dava dışı K.K.T.C."de bulunan bankada açılan hesabın vekaletname ile tanınan yetki kapsamı dışında kaldığı ve o nedenle de davalı bankanın sorumlu olduğu yönündeki iddiası bakımından gerekli tartışma ve değerlendirme yapılmaksızın, vekaletname içeriğine ve işlem yapanın sıfat ve yetkisine göre, davalının sorumlu olup olmadığı irdelenmeksizin, salt husumet ehliyeti yönüne odaklanılmasının yanlışlığına işaretle kararı bozmuştur.
Yerel Mahkeme, direnme kararında, bu kez, bozma gerekçesi doğrultusunda, önceki kararında herhangi bir şekilde değerlendirmediği, davacı tarafından vekiline verilen vekaletname içeriğini değerlendirmiş, anılan vekaletnamede vekile ahzu kabz yetkisinin tanınmış olması karşısında, davalının sorumlu tutulamayacağını gerekçe göstermiştir.
B-ULAŞILAN ÇÖZÜM :
Bu durumda, temyize konu karar, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429/3. maddesi anlamında gerekçesi genişletilmiş bir direnme kararı değil; bozulan önceki kararda değerlendirilmemiş olan bir yönün, bozma çerçevesinde değerlendirilmesi suretiyle oluşturulmuş yeni bir hüküm niteliğindedir.
Dolayısıyla, kararın temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye aittir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenle, mahkemece kurulan yeni hükmün temyizen incelenmesi için dosyanın 11.Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, 28.12.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.