23. Hukuk Dairesi 2015/4302 E. , 2015/6086 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 23/06/2014 (Ek Karar :20.03.2015)
NUMARASI : 2014/48-2014/169
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmış sayılmasına yönelik olarak verilen hüküm davalı M.. D.. vekilince temyiz edilmiştir. Mahkemece 20.03.2015 tarihli ek kararla süresinde yapılmayan temyiz isteminin reddine karar verilmiş olup, ek kararın süresi içinde davalı M.. D.. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan S.S. Hanedan Konut Yapı Kooperatifi"nden 58. Blok, Zemin Kat, 2 numaralı taşınmazı satın aldığını, bu satışa ilişkin sözleşme imzaladıklarını, davacının bu satış karşılığında kooperatife özel üye olarak kabul edildiğini, davacının satış bedelini ve aidatlarını ödemesine rağmen taşınmazın tapuda davacı adına tescil edilmediğini, bu sürede kooperatifin kötü yönetimi nedeniyle borçlandığını ve taşınmazları üzerine alacaklıları tarafından hacizler konulduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazın davacı adına tesciline ve taşınmaz üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davacı vekiline, davalılardan H.. S.. ve Ş.. A.."ın tebligat adreslerini bildirmesi için verilen bir haftalık kesin süreye rağmen adresleri bildirmediği gerekçesiyle, HMK"nın 119/2. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararı, davalı M.. D.. vekili temyiz etmiş olup, mahkemece adı geçen davalı vekiline 21.07.2014 tarihinde kararın tebliğ edildiği, 18.09.2015 tarihinde yapılan temyizin süresinde olmadığı gerekçesiyle, 20.03.2015 tarihli ek karar ile davalı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine karar verilmiştir.
Ek kararı, davalı M.. D.. vekili temyiz etmiştir.
1) Davalı vekilinin 20.03.2015 tarihli ek karara yönelik temyiz itirazları yönünden;
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 17. maddesi “Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır." hükmünü; tebliğ tarihinde yürürlükte bulunan Yönetmeliğin 26. maddesi "Belirli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenlere, o yerde de tebligat yapılabilir. Muhatabın işyerinde bulunmaması halinde tebliğ, aynı yerde sürekli olarak çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.
Muhatap, meslek veya sanatını konutunda icra ediyorsa, kendisi bulunmadığı takdirde memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Bunlardan hiç birinin bulunmaması durumunda tebliğ, aynı konutta sürekli olarak oturan kişilere veya hizmetçilerden birine yapılır." hükmünü içermektedir. Bu madde hükümlerinde muhatabın bulunmama nedeninin araştırılması ve tebliğ belgesinde gösterilmesi gerektiğine yönelik bir düzenleme getirilmemiş ise de, önce muhatabın aranması, muhatabın tevziat saatinde o yerde bulunmadığının ancak,aynı gün tevziat saatinden sonra döneceğinin tespiti halinde daimi memur veya müstahdemlerden birine, işyeri ev ise memur ya da müstahdemlerden birine, bunlar da yok ise aynı konutta oturan kişilere ya da hizmetçilerden birine yapılır. Tebligat Kanunu"nun 20. maddesinde ise, tevziat saatinde o yerde bulunmayıp, aynı gün tevziat saatinden sonra dönmeyeceği belirlenen muhataplar için "13, 14, 16, 17 ve 18. maddelerinde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat, 21. maddeye göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13, 14, 16, 17 ve 18. maddelerinde yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarname kapıya yapıştırılışsa bu tarihten itibaren 15 gün sonra yapılmış sayılır. "hükmüne; Yönetmeliğin 29. maddesinde, " 21, 22, 23, 25, 26 ve 27. maddelerde yazılı kişiler, tebliğ yapılacak olanın geçici olarak başka yere gittiğini belirtirlerse, tebliğ memuru, muhatabın hangi sebeple adresten geçici olarak ayrıldığını, beyanda bulunanın adı ve soyadı ile sıfatını tebliğ tutanağına yazar. Tebliğ tutanağını beyanda bulunana imzalattırır ve tebliğ edilecek evrakı beyanda bulunana verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Bu kişilerin beyanlarını imzadan kaçınmaları veya tebliğ evrakını kabul etmemeleri durumunda, tebliğ memuru bu hususu tutanağa yazar, imzalar ve tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti üyesinden birine ya da kolluk amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve teslim ettiği kişinin adresini içeren ihbarnameyi gösterilen adresin kapısına yapıştırır." hükmüne yer verilmiştir.
Dosya kapsamından gerekçeli kararın davalı M.. D.. vekili Avukat Hüseyin Sarıca"nın işyeri adresine tebliğe çıkarıldığı, adreste " Adreste yetkili evrak memuru Hanefi Gödeş " imzasına tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Tebliğ belgesinde, muhatabın tevziat saatinde işyerinde bulunmadığına ve aynı gün döneceğine ilişkin bir tespite yer verilmemiştir. Tebligat Kanunu"nun tevziat saatinde o yerde bulunmayıp, aynı gün tevziat saatinden sonra dönmeyeceği belirlenen muhataplar için düzenleme içeren 20. ve Yönetmeliğin 29. maddesinde aranan, anılan belirlemeye ilişkin bir açıklama da tebliğ belgesinde bulunmamaktadır.
Davalı vekiline yapılan tebligat yukarıda açıklanan ilkelere göre Tebligat Kanunu"nun 17 ve 20. maddeleri ile Tebligat Tüzüğü"nün 26 ve 29. maddelerine uygun olmadığından davalı vekilinin 18.03.2015 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğunun kabulü gerekir.
Bu nedenlerle davalı vekilinin 20.03.2015 tarihli ek karara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile ek kararın kaldırılmasına karar verilerek, 23.06.2014 tarihli gerekçeli karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmiştir.
2) Davalı vekilinin 23.06.2014 tarihli asıl karara yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı M.. D.. vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin 20.03.2015 tarihli ek karara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile ek kararın kaldırılmasına, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle, davalı M.. D.. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.