20. Hukuk Dairesi 2016/1594 E. , 2017/7090 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalılardan Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
... ili, ... ilçesi, ... köyü 118 ada 1 parsel ve 119 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar orman vasfı ile tapuda, ... ili, ... ilçesi, ... köyü 111 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ise mera vasfıyla özel sicilinde kayıtlıdır.
Davacı vekili 30/01/2013 havale tarihli dava dilekçesinde; ... köyü 106 ada 3 parsel sayılı taşınmazın zuhulen ... köyü sınırlarına katılarak orman parselinin içinde tespit gördüğünü, atalarından intikal eden 400 m² yüzölçümlü taşınmaza ilişkin tapunun iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile,
A) a- ... ili, ... ilçesi, ... köyü 118 ada 1 parsel sayılı orman parselinin fen bilirkişisi ... ... 18/03/2015 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (I) harfiyle gösterilmiş olan 2.098,07 m²"lik kısmının ifrazı ile davacı adına adına tapuya kayıt ve tesciline,
b- ... ili, ... ilçesi, ... köyü 119 ada 1 parsel sayılı orman parselinin fen bilirkişisi ... ... 18/03/2015 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfiyle gösterilmiş olan 2.176,78 m²"lik kısmının ifrazı ile ... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline,
c- ... ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan fen bilirkişisi ... ... 18/03/2015 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (C) harfiyle gösterilmiş olan 4.4438,55 m²"lik kısmının ifrazı ile ... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline,
d- ... ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan, fen bilirkişisi ... ... 18/03/2015 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (H) harfiyle gösterilmiş olan 5.644,18 m²"lik kısmının ifrazı ile ... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline,
e- ... ili, ... ilçesi, ... köyü 111 ada 1 parsel sayılı mera parselinin fen bilirkişisi ... ... 18/03/2015 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (J) harfiyle gösterilmiş olan 8.956,56 m²"lik kısmının ifrazı ile ... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline,
B) Davanın fen bilirkişisi ... ... 18/03/2015 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A), (D), (E), (F) ve (G) harfleriyle gösterilmiş olan taşınmaz parçaları yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece, (B), (C), (H), (I) ve (J) harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümlerinin orman sayılmayan yerlerden olduğu, Devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan yerlerden olmadığı, davacı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle mülk edinme şartlarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır.
Davacı gerçek kişi, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayalı olarak dava açmış olduğuna göre, öncelikle, dava konusu edilen yerin zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığının ve zilyetlik koşullarının davacı yararına gerçekleşip gerçekleşmediğinin usûlünce araştırılması gerekir.
Bu cümleden olarak; tespit tarihinden 15-20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ile bu fotoğraflardan elde edilmiş memleket haritaları ile topoğrafik fotogrametri yöntemiyle düzenlenmiş kadastro paftası örneği getirtilerek uygulanıp taşınmazların niteliği ile konumu ve o tarihlerde tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı saptanmamış, çekişmeli taşınmazlardan (J) harfiyle gösterilmiş olan 8.956,56 m²"lik kısım ... köyü 111 ada 1 parsel sayılı mera parseli kapsamında kaldığı halde mahkemece, usûle uygun mera araştırması yapılmamış, orman bilirkişi raporunda hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelemesine yer vermemiş, çekişmeli taşınmaz bölümleri dereye bitişik olduğu halde yapılan keşifte jeolog bilirkişi eliyle inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığına ilişkin rapor alınmamıştır. Eksik araştırma ve incelemeye, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bunun yanı sıra; dava konusu 111 ada 1 parsel sayılı taşınmaz genel arazi kadastrosu sırasında mera niteliği ile ... adına tesbit yapılıp özel sicile kaydedilmiştir. Davacı tarafından yalnızca ... hasım gösterilerek tapu iptali davası açıldığı anlaşılmaktadır. Tapu iptali davaları, kural olarak; tapu maliki ya da malikleri aleyhine açılır. Meraların kullanma hakkı, sınırları içinde bulunduğu köye; mülkiyet hakkı, Hazineye ait olduğundan, mera nitelikli taşınmaz yönünden köy tüzel kişiliğinin zorunlu dava arkadaşlığı vardır.
Bu hususlar, mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurularak, öncelikle, çekişmeli 111 ada 1 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu ... köyü tüzel kişiliği davaya dahil ettirilerek taraf teşkili sağlanmalı, sonrasında eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile tespit tarihinden 15-20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ve bu fotoğraflardan elde edilmiş memleket haritaları, topoğrafik fotogrametri yöntemiyle düzenlenmiş kadastro paftası örneği ilgili yerlerden getirtildikten sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, yerel bilirkişiler ile taraf tanıkları ve önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir jeolog bilirkişi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memuru ile yerel ve tespit bilirkişiler eşliğinde yeniden keşif yapılarak çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, bu belgelerde taşınmazların ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararlarıyla iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3.3.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanununun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü, ağaçların yaşı, cinsi, sayısı, kapalılık durumu, çevresi, incelenmeli, çekişmeli taşınmazın eylemli durumu incelenerek değerlendirilmeli; yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ve taşınmazların orman içi açıklık olup olmadığını değerlendirecekleri, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, yöntemince mera araştırmasının yapılması ve komşu köylerden yerel bilirkişi ve tanıkların dinlenmesi gerekir.
Dava konusu taşınmazın kamu malı niteliğinde mera olup olmadığı ve kural olarak bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için; taşınmazın yetkili ve idarî merciler tarafından mera olarak tahsis edilmesi ya da taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kamu malı niteliğinde mera olarak kullanılagelmiş olmasına bağlıdır.
O halde; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede yetkili idarî merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı kanunlar uyarınca mera (yayla) tahsisi yapılıp yapılmadığı Özel İdare Müdürlüğünden; 4342 sayılı Kanun uyarınca mera (yayla) tahsisi yapılıp yapılmadığı ise mülkî amirlikten ayrı ayrı sorulup saptanmalı, sözü edilen kanunlar uyarınca bölgede mera tahsisi yapılmış ise, mera tahsis haritası ve eki belgelerin tümü eksiksiz getirtilmeli; bundan sonra yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, dava konusu taşınmazın bulunduğu köye komşu köyler halkından seçilecek yerel bilirkişi ve tanıklar ve bir uzman orman bilirkişisi, tapu fen memuru ve uzman bir ziraatçi bilirkişinin tümü hazır olduğu halde, dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, bölgede mera tahsisi yapılmış ise mera tahsis haritasının ölçeği ile kadastro paftasının ölçeği eşitlendikten sonra yerel bilirkişi yardımı, fen memuru bilirkişisi eliyle yerine her iki harita çakıştırılmak suretiyle uygulanmalı, uygulamada haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktalar ile arz üzerindeki doğal ya da yapay sınır yerlerinden yararlanılmalı, bu yolla dava konusu taşınmazın mera tahsis haritasının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamaya meydan vermeyecek şekilde belirlenmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede yetkili idarî merciler tarafından mera tahsisi yapılmamış ise, yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera olarak kullanılıp kullanılmadığı yolunda olaylara dayalı bilgi alınmalı, öte yandan uzman ziraatçi bilirkişi marifetiyle taşınmaz bizzat mahkemece görülüp gözlenmeli, taşınmazın fiziksel yapısı, meyil durumu, taş ve toprak unsurundan hangisinin galip olduğu ayrıntılı şekilde keşif tutanağına geçirilmeli, komşu taşınmazların toprak yapısı ile dava konusu taşınmazın toprak yapısı mukayese edilmeli, bu fiziksel olgular da keşif tutanağına yazılmalı, yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği,sel basması nedeniyle zilyetliğin kesintiye uğrayıp uğramadığı, bu durumun ne kadar sürdüğü, en son olarak taşınmazlarda taşkın yaşanmasının üzerinden ne kadar süre geçtiği gibi hususlar sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; gerçek kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, jeolog bilirkişiye taşınmazların önceden ya da halen aktif dere yatağı olup olmadığı, taşkın tehdidi altında bulunup bulunmadığı gibi hususlar ayrıntılı ve açık bir şekilde açıklattırılmalı, özellikle fen memuru bilirkişisinden keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye, uzman ziraatçi bilirkişilerden ise mahkemenin keşif tutanağına geçen gözlemini yansıtmaya, taşınmazın niteliğini belirtmeye elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ve davalılardan Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 02/10/2017 günü oy birliği ile karar verildi.