23. Hukuk Dairesi 2015/5028 E. , 2015/6085 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27/03/2015
NUMARASI : 2014/113-2015/282
Taraflar arasındaki yargılamanın yenilenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacının S.S. Yapımcı ve Yönetmenler Konut Yapı Kooperatifi"nin üyesi olduğunu, bazı dönemlerde yönetim kurulu üyeliği de yaptığını, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2004/854 E. 2005/665 K. sayılı kararı ile davacının da yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde alınan 27.06.2004 tarihli genel kurul kararının iptaline karar verdiğini, bu iptal kararını davacının yeni öğrendiğini, mahkemenin kararına dayanak olan İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2006/210 E. sayılı kararı ile davacının beraat ettiğini, mahkemenin bu ceza davasını bekletici mesele yapması gerekirken sonucu beklemeden karar verdiğini, ceza davasının beraatle sonuçlanması nedeniyle mahkeme kararının dayanağının ortadan kalktığını, davacı aleyhine kooperatif tarafından İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2014/1571 E. sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasının 27.06.2004 tarihli genel kurul kararının gündem maddelerine ilişkin olduğunu ve verilen iptal kararının bu davayı doğrudan etkileyeceğini, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2004/854 E. 2005/665 K. sayılı kararının hak ve adalet duygularını zedeleyici nitelikte olduğunu ileri sürerek, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2004/854 E. 2005/665 K. sayılı dosyasındaki yargılamanın yenilenmesine, daha önce verilen davanın kabulüne dair hükmün kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davacının yargılamanın yenilenmesi talebinin HMK"nın 375/2-ğ maddesine dayandığı, HMK"nın 377. maddesine göre yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunma süresinin 3 ay olduğu, bu sürenin ceza mahkemesi kararının öğrenilmesi tarihinden itibaren başlayacağı, davacının taraf olduğu İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 05.03.2013 tarihli duruşmasında, İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2006/210 E. sayılı dosyasına ilişkin evrakların gönderildiği hususunun duruşma tutanağına geçirildiği, gelen evrakların kesinleşmiş mahkeme kararı olduğu, davacının da oturumda hazır bulunduğu, bu şekilde davacının ceza mahkemesi kararını 05.03.2013 tarihinde öğrendiği, ancak üç aylık süreden çok daha sonra 07.04.2014 tarihinde yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğu, talebin süresinde olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, genel kurul kararının iptaline yönelik yargılamanın iadesi istemine ilişkindir. İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2004/854 E., 2005/665 K. sayılı dosyası kapsamından, S.. K.. tarafından S.S. Yapımcı ve Yönetmenler Konut Yapı Kooperatifi aleyhine 27.06.2004 tarihli yönetim kurulu ve denetim kurulunun ibrasına ilişkin genel kurul kararının iptali istemiyle dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda mahkemece yönetim kurulu aleyhine iki adet ceza davası açılmış olduğu, ayrıca haklarında teftiş raporu düzenlendiği, ibranın TMK"nın 2. maddesi hükmüne aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle genel kurul kararının iptaline karar verildiği, kararın kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır.
HMK"nın 376. maddesi, "Davanın taraflarından birisinin alacaklıları veya aleyhine hüküm verilen tarafın yerine geçenler, borçluları veya yerine geçmiş oldukları kimselerin aralarında anlaşarak, kendilerine karşı hile yapmaları nedeniyle hükmün iptalini isteyebilirler." hükmünü içermektedir.
Davacının, iptaline karar verilen 27.06.2004 tarihli genel kurul kararında ibrasına karar verilen yöneticilerden biri olduğu, diğer anlatımla o davanın taraflarından biri olmadığı anlaşılmaktadır. Genel kurul kararının iptali davasına bakan bir mahkemenin yargılama sonucunda davanın kabulü gerektiği sonucuna vardığında, kararın iptali ile yetinmesi, diğer anlatımla genel kurulun yerine geçerek bir karar almaması gerekmektedir.
İbra kararının iptali üzerine kooperatifçe yönetici hakkında ayrı bir genel kurul kararı ile ibra etmeme ve sorumluluk davası açılması yönünde karar alınması gerekmektedir. Yani ibra edilme kararının iptali üzerine kooperatifçe doğrudan sorumluluk davası açılma imkanı bulunmamaktadır. Zira, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 98. maddesi yollaması ile kooperatiflerde de uygulanması gereken ve genel kurul ve ilk dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TTK"nın 341. maddesi hükmüne göre, genel kurul tarafından sorumluluk davası açılmasına özel olarak karar vermesi gerekir. Sadece bu karar, sorumluluk davasının dayanağı durumundadır. (Çamoğlu, Poroy/Tekinalp Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku 8. Bası, Sh. 330 No:599 vd., H. Pekcanıtez, Prof. Dr. Kudret Ayiter"e Armağan, Sh.479, Prof. Dr. Erdoğan Moroğlu, Türk Ticaret Kanunu"na göre Anonim Ortaklara Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, 3. Bası, Sh. 220 ve 221) Nitekim, Dairemizin yerleşik uygulaması da bu yöndedir.
Öte yandan, davacı tarafça HMK"nın 375/1-ğ maddesindeki karara esas alınan bir hükmün kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması nedenine dayanılmış olup, özetlenen İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2004/854 E. 2005/665 K. sayılı kararında ceza davasında verilen karar, davanın kabulüne esas alınmamış olup, esasen sonuçlanmasının beklenmesine dahi gerek görülmemiştir. Bu durumda mahkemenin HMK"nın 375/1-ğ maddesini ve dolayısıyla dava açma süresi yönünden HMK"nın 377/1-d maddesini değerlendirmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda, mahkemece davacının HMK"nın 376. maddesi uyarınca hükmün iptalini talep edebilecek kişilerden olmadığı gerekçesiyle, davanın davacının aktif dava sıfatı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, davanın süre yönünden reddine karar verilmesi doğru olmamış ise de, karar sonucu itibariyle doğru olduğundan, HUMK"nın 438/son maddesi uyarınca kararın gerekçesi değiştirilerek ve hüküm fıkrasında yapılan yanlışlığın
düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca kararın, hüküm fıkrasının 1. bendi çıkarılarak, yerine 1. bent olarak, "Davanın davacının aktif dava sıfatı yokluğu nedeniyle reddine" ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın gerekçesi değiştirilerek ve hüküm fıkrasının 1. bendi çıkartılarak, yerine "Davanın davacının aktif dava sıfatı yokluğu nedeniyle reddine" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.