21. Hukuk Dairesi 2014/26835 E. , 2015/9488 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum ve ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 01.06.1973-15.07.1990 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü kısmen reddine, davacı ... "in 01/06/1973 - 01/07/1975 , 01/06/1977 - 01/04/1979 , 15/08/1979 - 15/07/1990 tarihleri arasında 7132 sicil nolu davalı ..."ya ait işyerinde kuruma bildirilen süreler dışında çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 04/05/1979 varide tarihli işe giriş bildirgesi ile davacının 10/04/1979 tarihinde ... Pavyon ünvanlı ve ... sicil numaralı İcadiye Mah. ... Sokak No 5 Elazığ adresinde bulunan işyerinde çalışmaya başladığının Kuruma bildirildiği, davacının 10/04/1979 tarihinde girişi yapılarak 1979/2. dönemde 12 gün ve 1979/3. dönemde 12 gün 7132 sicil numaralı işyerinden hizmlet bildiriminin yapıldığı, 7132 sicil numaralı pavyon işyerinin ... ait olduğunun, 01/06/1973-05/07/1990 tarihleri arasında ... adında bir kayda rastlanmadığının, 7132 sicil numaralı işyerinin 18/06/1978 tarihinde kanun kapsamına alındığının ve 20/06/1981 tarihinde kanun kapsamından çıkarıldığının bildirildiği, Elazığ Musiki Konservatuarı Başkanlığı ve Kültür Müdrü tarafından onaylanan 07/02/1995 tarihli belgede davacının 01/06/1973-01/07/1975, 01/06/1977-01/04/1979 ve 15/08/1979-15/07/1990 tarihleri arasında solist olarak Foliberjer Pavyonunda çalıştığının ve işyeri adresinin İcadiye Mah. Kuyulu Sok. No 5 Elazığ olduğunun bildirildiği, tanık beyanlarının alındığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddelerine göre Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır. Yasada yer alan 5 yıllık süre hak düşürücü olup mahkeme tarafından kendiliğinden nazara alınması gerektiği gibi davacının aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesinin veya 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının, hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağı ve hak düşürücü sürenin, kesilmesi ve durmasının mümkün bulunmadığı hukuksal gerçeği de ortadadır.
İşverenin, çalıştırmış olduğu sigortalılara ait hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanun"un 79/1.maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği"nin dördüncü kısmında işverence verilecek belgeler düzenlenmiştir. Bunlar, aylık sigorta primleri bildirgesi (SSİYön.Madde16) , dört aylık sigorta primleri bordrosu (SSİYön. Madde 17), sigortalı hesap fişi (SSİY. Yön. Madde 18) vs.dir. Yönetmelikte sayılan bu belgelerden birisinin dahi verilmiş olması halinde artık Kanun"un 79/10 (eski 8) maddesinde yer alan hak düşürücü süreden söz edilemez. Yargıtay uygulamasında anılan maddenin yorumu geniş tutulmakta; eğer sayılan belgelerden birisi işveren tarafından verilmişse burada Kurumun işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmektedir.
Maddede belirtildiği üzere yönetmelikle tespit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi çalışmaların sigorta müfettiş raporu ile saptanması durumunda da hak düşürücü sürenin geçtiğinden sözedilemeyeceği açıktır. Bir sigortalının askere gitmeden önce çalıştığı işyerini askerliğe müteakip girmesi durumunda hizmet akdi mecburi hizmet nedeniyle kesilmiş olduğundan artık hak düşürücü sürenin oluştuğundan bahsedilemez. Davacıya ödenen ücretten sigorta primi kesilen hallerde, davacının iş ve sosyal sigorta mevzuatının öngördüğü sigorta hak ve yükümlülüklerini yerine getirmesi nedeniyle Kurumun Yasa"dan kaynaklanan denetim ve inceleme görevini yapmaması karşısında hak düşürücü sürenin işlemeyeceği kabul edilmelidir.
Davacının sigortalı çalışmalarının Kuruma kısmen bildirildiği hallerde, eksik bildirimlere yönelik olarak açılan davada hak düşürücü süre işlemeyecektir. (Hukuk Genel Kurulunun 23.06.2004 gün ve 2004/21-369 E, 2004/371 K. sayılı kararı )
Ayrıca çalışmanın blok çalışma niteliğinde olması yani kesintisiz devam etmesi halinde hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi, mevsimlik çalışmanın bulunması ve bu çalışmanın yıllar itibariyle kesintisiz sürdüğünün kabulü halinde de çalışılmayan dönemde hizmet akdi askıda olduğundan hükme esas alınan 5 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak, mevsimlik çalışmanın sona erdiği yılın sonu esas alınması gerekir.
Somut olayda, mahkeme tarafından kabul edilen 01/06/1973 – 01/07/1975 ve 01/06/1977 – 01/04/1979 tarihleri arasındaki dönemler yönünden davacı için yönetmelikte belirtilen belgelerden herhangi birinin Kuruma verilmediği ve davacı için herhangi bir hizmet bildiriminin yapılmadığı anlaşıldığından bu dönemler hak düşürücü süreye uğramış olup mahkemece söz konusu dönemler yönünden kabule karar verilmesi hatalı olmuştur. Ayrıca, 15/08/1979-15/07/1990 tarihleri arasında kalan dönem yönünden de 10/04/1979 tarihinde başlayan bildirimlerinin olduğunu göz önünde bulundurarak kısmi bildirimlerine göre bu tarihler arasındaki çalışmalarının kesintisiz devam edip etmediğinin araştırılması gerekmektedir.
Yapılacak iş, 01/06/1973 – 01/07/1975 ve 01/06/1977 – 01/04/1979 tarihleri arasındaki dönemler yönünden hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar vermek, 15/08/1979-15/07/1990 tarihleri arasında kalan dönem yönünden de 10/04/1979 tarihinde başlayan bildirimlerinin olduğunu göz önünde bulundurarak kısmi bildirimlerine göre bu tarihler arasındaki çalışmalarının kesintisiz devam edip etmediğinin araştırmak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekili ile davalı ..."nun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan... iadesine
30/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.