11. Hukuk Dairesi 2016/4639 E. , 2017/3180 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen davada verilen 20/01/2016 tarih ve 2013/768-2016/11 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 30/05/2017 günü hazır bulunan davacılardan asil davacılar vekili Av. ... ile davalı vekili inlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirketin %17,16 azınlık hissesine sahip olduğunu, müvekkilleri dışındaki çoğunluk hisseye sahip bulunan diğer ortakların, yönetim kurulunun şirketi uzun zamandan beri ve hali hazırda kötü yönettiklerini, azınlık haklarını ihlal eden sürekli eylem ve işlemlerde bulunduklarını, müvekkillerinin şirket ile ilgili bilgi alma ve inceleme haklarının sürekli engellendiğini, belgelerin gizlendiğini, şirketi zarara uğratıcı eylem ve işlemlerin ısrarla devam ettirildiğini, yönetimin ortalık faaliyetinin devamını güçleştiren engelleri çözmekte yetersiz kaldığını, yönetimin yetersizliği nedeniyle bu yönetime müdahale edemeyen azınlık hisseye sahip müvekkillerinin menfaatlerinin zarar gördüğünü ileri sürerek, T.T.K"nın 531.maddesi gereğince haklı sebepler nedeniyle şirketin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın fesih talebinin haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, ayrıca davacıların fesih talebi yerinde olmadığından T.T.K"nın 531. maddesi son cümlesi kapsamında davacıların hisselerinin pay değerlerinin tespiti ile ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacıların davalı şirketin %17,16 pay sahibi olup muhik sebeplerden dolayı şirketin feshini talep ettiği, davacıların haklı sebeplerin mevcudiyetine dair somut olayları açıklamadığı, T.T.K’da anonim şirketlerin haklı sebeple feshine ilişkin olarak feshe karar vermek yerine yada feshi gerektirecek derecede haklı sebep olmaması halinde, fesih isteyen pay sahibinin çıkarılmasına karar verilebileceği, bu nedenle şirketin feshi talebinin yerinde görülmediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalı şirketin feshi talebinin reddine, davacı 2.287.566,66 TL, davacı ..."a 2.287.566,66 TL pay değerinin davalıdan tahsiline ve davacı pay sahiplerinin şirketten T.T.K. 531.maddesi gereğince çıkarılmalarına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
./..
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, 6102 sayılı TTK"nın 531. maddesi hükmü uyarınca davalı anonim şirketin haklı sebeplerle feshi istemine ilişkin olup mahkemece davacıların haklı sebeplerin mevcudiyetine dair somut olayları açıklamadığı, feshi gerektirecek derecede haklı sebep olmaması halinde fesih isteyen pay sahibinin çıkarılmasına karar verilebileceği, bu nedenle şirketin feshi talebinin yerinde görülmediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalı şirketin feshi talebinin reddine, davacıların pay değerinin davalıdan tahsili ile davacıların şirketten çıkarılmalarına karar verilmiştir.
6102 sayılı TTK"nın 531. maddesi “Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir” hükmünü havidir. Anılan hüküm uyarınca sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden pay sahipleri ancak haklı sebeplerin varlığını kanıtlamaları halinde şirketin feshine karar verilmesini isteyebileceklerdir.
TTK"nın 531. maddesi uyarınca şirketin haklı sebeplerle feshine veya fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının gerçek değerlerinin ödenip şirketten çıkarılmalarına karar verilebilmesi için öncelikle haklı sebeplerin gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu nedenle mahkemenin “davacıların haklı sebeplerin mevcudiyetine dair somut olayları açıklamadığı, feshi gerektirecek derecede haklı sebep olmaması halinde fesih isteyen pay sahibinin çıkarılmasına karar verilebileceği,’’ne yönelik gerekçesi yerinde değil ise de, bu hususun taraflarca temyize konu edilmemesi nedeniyle bozma sebebi yapılmamıştır.
Ne var ki, çıkma payının hesaplanmasında payın karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerinin belirlenmesi gereklidir. Mahkemece, hükme esas alınan 02.11.2015 tarihli ek raporda şirketin 31/12/2014 tarihi itibariyle öz kaynak tutarının 26.667.443,79 TL olduğunu, davacıların ortaklık pay değerinin ayrı ayrı 2.287.566,66 TL olduğu belirtilmiştir. Davalı vekili ek rapora itirazında, 30.09.2015 tarihli ara bilanço sunarak bu tarih itibariyle şirketin öz kaynak tutarında azalma olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece 20.01.2016 tarihli karar ile ek raporda belirtilen miktara hükmedilmişse de; davalının itirazları da değerlendirilmek suretiyle çıkma payının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerinin belirlenmesi ve bu bedele hükmedilmesi gerekirken, bu hususlarda yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın davalı şirket yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 30/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.