10. Hukuk Dairesi 2017/4494 E. , 2018/2693 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ve davalı şirket ... Park ve Bahçe Peyz. Temsan Tic. Ltd. Şti. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dava, 30.06.2006 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 25,20 rürekli iş göremez hale gelen sigortalıya bağlanan gelir, geçici iş göremzlik ödeneği ve tedavi giderlerinden oluşan kurum zararının davalılardan rücuan tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26/1-2 87. maddeleridir.
506 sayılı Yasa"nın 26. maddesinde davalıların sorumluluğu kusur sorumluluğu ilkesine dayanmaktadır. 506 sayılı Yasa"nın 26/1. maddesinde, kastı, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi ya da suç sayılabilir bir eyleminin varlığı halinde işverenin rücû alacağından sorumluluğu olanağı tanınmıştır. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise “İş kazası veya meslek hastalığı, 3"üncü birkişinin kasıt veya kusuru yüzünden olmuşsa, Kurumca bütün sigorta yardımları yapılmakla beraber zarara sebep olan 3"üncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara Borçlar Kanunu hükümlerine göre rücu edilir.” hükmü getirilmiştir.
506 sayılı Kanunun 87. maddesi hükmüne göre aracı, bir işte veya bir işin bölüm veya eklentisinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran 3. kişidir.
Asıl işveren taşeron ilişkisinin varlığı için öncelikle, işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverenin işverenlik sıfatına devredilen iş dolayısıyla sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir.
İşin belirli bir bölümünde değil de, tamamının bir bütün halinde, ya da bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenler de asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir.
Aracı sıfatının kazanılmasında diğer koşullar ise, asıl işverenden istenilen işin, asıl iş ya da işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır.
Asıl işveren ile alt işveren arasında yapılan sözleşme ile iş kazası veya meslek hastalığına bağlı sorumluluğun alt işverene ait olduğunun kararlaştırılması ya da anahtar teslim iş olduğu ibaresinin konulmuş olması; bu sözleşmenin tarafı olmayan Kurumu bağlamaz.
İşin bütünü başka bir işverene bırakıldığında, madde anlamında bir alt işverenlik, dolayısıyla dayanışmalı sorumluluk söz konusu olmayacaktır. Benzer şekilde, işveren kendisi sigortalı çalıştırmaksızın işi bölerek, ihale suretiyle farklı kişilere vermişse, iş sahibi (ihale makamı), asıl işveren olmayacağından, alt - asıl işveren ilişkisi de bulunmayacaktır. Burada önemli olan yön “devir” olgusudur. Devirden amaçlanan, yapılmakta olan işin, bölüm ve eklentilerinden tamamen bağımsız bir sonuç elde etmeye yönelik, işi alana bağımsız bir işveren kimliği kazandıracak bir işin devridir. Diğer iş yerlerinde sigortalı çalıştırması nedeniyle “işveren” sıfatına sahip olan kişi, devredilen iş dolayısıyla işverenlik sıfatına sahip olmadığı için asıl işveren olarak sorumlu tutulamayacaktır. Aynı şekilde, işi alan kişinin de işverenlik sıfatını, alınan işte ve o iş nedeniyle sigortalı çalıştırması sonucunda kazanmış olması aranacaktır. Alınan işte sigortalı çalıştırmayıp, tek başına işi yürüten kişi alt işveren olarak nitelendirilemeyecektir. Bu kimsenin diğer bir takım iş yerlerinde çalıştırdığı sigortalılar nedeniyle kazandığı işverenlik sıfatının sonuca etkisi ise bulunmamaktadır.
Alınan iş, işverenin asıl işinin bölüm ve eklentilerindeki işin bir kesimi veya yardımcı işler kapsamında bulunmalıdır. Diğer bir anlatımla, bir işverene ait iş yerindeki üretim sürecine, başka bir işverenin dahil olması durumunda “aracıdan” söz edilebilecektir. Asıl işverenden alınan iş, onun sigortalı çalıştırdığı işe göre ayrı ve bağımsız bir nitelik taşımaktaysa, işi alan kimse alt işveren değil, bağımsız işveren sayılacaktır. Bu noktada belirleyici yön; yapılan işin, diğerinin yardımcı parçası olup olmadığıdır. İş yerindeki üretimle ilgili olmayan ve asıl işin tamamlayıcı niteliğinde bulunmayan bir işin üstlenilmesi durumunda aracıdan söz etme olanağı kalmayacak ve ortada iki bağımsız işveren bulunacaktır.
İşin bütünü başka bir işverene bırakıldığında, iş anahtar teslimi verildiğinde veya işveren kendi iştigal konusu olmayan bir işi kendisi sigortalı çalıştırmaksızın bölerek ihale suretiyle farklı kişilere vermişse, iş sahibi (ihale makamı) Yasanın tanımladığı anlamda asıl işveren olmayacağından, bir alt-üst işveren ilişkisi bulunmayacaktır.
İnceleme konusu davada; dava dışı ... Büyükşehir Belediyesi ile davalı şirket arasında yapılan sözleşme ile park ve ve refüjlerin temizlik ve bakım işini davalı şirketin yürüttüğü, kazazede işçinin davalı şirket çalışanı olduğu ve refüjlerin sulama işini yaptığı sırada davalı ..."nın kullandığı aracın çarpması sonucu yaralandığı, kazanın meydana geldiği alanda refüjlerin bakım ve temizlik işini davalı şirkete veren Büyükşehir Belediyesinin yukarıdaki açıklamalar ışığında üst işverenlik sıfatını taşıdığı somut olayda dava dışı ... Büyükşehir Belediyesinin kusurunun varlığını ve oranını irdeleyen bilirkişi heyet raporu alındıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup karar bozulmalıdır.
2- Davanın yasal dayanağı 506 sayılı yasanın 26. madesi olduğundan ilk peşin değerli gelirin esas alınması gerektiği dosya kapsamına gelen ilk peşin değerli gelir tablolarında miktarların farklı olduğu ( 66.465,82 TL, 66.945,31 TL ) yine alacak dosyasında gelen ilk peşin değerli gelir tablosundaki miktarın ( 50.055,95 TL ) farklı olduğu, mahkemece tablolar arasındaki bu çelişki giderilmeksizin karar verildiği görülmekle bu çelişkiyi gidermek üzere alacak dosyasındaki ilk peşin değerli gelir tablosuda eklenmek suretiyle kurumdan sorulduktan sonra çelişki giderilerek gelecek cevaba göre ilk peşin değerli gelir miktarı üzerinden değerlendirme yapılması gerekirken çelişkili ilk psd tablolarına göre karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı kurum ve davalı şirket vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... Park ve Bahçe Peyz. Tem. San. Tic. Ltd. Şti."ye iadesine, 29.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.