11. Ceza Dairesi 2015/3707 E. , 2016/8889 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
I-Sanıklar müdafileri ile katılan vekili ve Cumhuriyet savcısının “nitelikli dolandırıcılık” suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların 5560 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231/12. maddesi uyarınca temyizinin mümkün olmayıp, itiraz yasa yoluna tabi olduğu cihetle, sanıklar müdafileri,katılan vekili ile Cumhuriyet savcısının vaki temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK"nın 264/2. maddesi uyarınca başvurularının itiraz dilekçesi olarak kabulü ile gereğinin mahallinde takdir ve ifası için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
II- Cumhuriyet savcısının, sanıklar ... ve ... hakkında, sanıklar müdafileri ile katılan vekilinin sanıklar ..., ..., ..., ... hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
1-... İlinde faaliyet gösteren ... Özel Cerrahi Tıp Merkezinde pratisyen doktor olarak görev yapan ... ile ..."nun mevzuat gereği uzman doktorların yazması gereken ilaçların eczanelerden verilebilmesini sağlamak maksadı ile kendi düzenledikleri reçetelere uzman doktor olan ..."ın azmettirmesi ve tıp merkezi sahibi ve sorumlu müdürü olan doktor ... nun bilgi ve talimatı doğrultusunda doktor ..."ın isim ve kaşesini basıp imzasını taklit ederek reçeteleri usulsüz olarak tekemmül ettirdiklerinden bahisle resmi belgede sahtecilik suçundan cezalandırılmaları istemiyle açılan kamu davasında;teftiş aşamasında dinlenen suça konu reçetelerde isimleri geçen hastalar veya bakımıyla ilgilenen yakınlarının reçetelerde adı geçen doktora muayene olmamakla birlikte diğer doktorlara muayene olduklarını ve reçetelerin muhteviyatındaki ilaçları eczaneden aldıklarını, reçetelerdeki imzaların kendilerine ait olduğunu beyan etmeleri, kovuşturma aşamasında bazıları dinlenen reçete sahiplerinin ise bu hususa ilişkin beyanlarının tespit edilmemiş olması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi ve sanıkların suç kasıtları ile hukuki durumlarının tayini bakımından, suça konu reçetelerde isimleri geçen hastalar veya bakımıyla ilgilenen yakınlarının tanık sıfatıyla dinlenerek, her bir reçeteye ilişkin hangi doktora muayene oldukları, reçetelerin muhteviyatındaki ilaçları eczaneden eksiksiz olarak alıp almadıkları, reçetelerdeki imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması, reçetelerdeki teşhise konu hastalıklarının bulunup bulunmadığı, daha önce ve halen bu hastalıklarla ilgili tedavi görüp görmedikleri hususlarında varsa laboratuvar kayıtları ile yapılmışsa tüm tahlil, tetkik evrakları ve sağlık raporları getirtilip, teşhislerin doğru olup olmadığı, hastalarda bu hastalıkların bulunup bulunmadığı, reçetelerdeki ilaçların teşhislerle uyumlu olup olmadığı ve doktor ... adına atılan imzaların sanıkların eli ürünü olup olmadığı hususlarında her bir sanık doktor tarafından düzenlenen suça konu reçeteler tasnif edilerek ayrı ayrı değerlendirilmek suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra sonucuna göre toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanıkların eylemleri nedeniyle 5237 sayılı TCK"nın 211. maddesinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı da tartışılarak hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
2-2006 yılının muhtelif aylarında tanzim edildiği anlaşılan suça konu reçetelerin hangilerinin hangi sanık tarafından tanzim edildiği belirlenerek buna göre ayrı ayrı suç tarihlerinin belirlenmesi yerine gerekçeli karar başlığına suç tarihinin “2008” şeklinde yanlış yazılması,
3-Sanık ..."ın UYAP kanalıyla mernis üzerinden temin edilen nüfus kayıt örneğine göre, hükümden sonra 18.10.2013 tarihinde vefat ettiği anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK"nın 64. maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesinde ve 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş,Cumhuriyet savcısı ve sanıklar müdafileri ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.