Günü : 20.09.2005
Sayısı :2005/427 E- 475 K.
Taraflar arasındaki “yargılamanın iadesi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kartal 1.İş Mahkemesince “iadei muhakeme talebinin kabulüne, kesinleşen 1997/252 Esas ve 2003/550 Karar sayılı hükmünün HUMY.nın 450.maddesi gereğince ortadan kaldırılmasına, davacı kurum tarafından davalı işveren hakkında açılan 1997/252 Esas sayılı rücu davasının kabul edilen iade-i muhakeme davası doğrultusunda reddine” dair verilen 23.11.2004 gün ve 2004/845-726 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 14.03.2005 gün ve 2004/13217-2005/2536 sayılı ilamı ile;
(...Davada öncelikle çözümlenmesi gereken konu, iade-i muhakeme talebinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 445. maddesi gereğince kabul edilmesinin mümkün olup olmadığına ilişkindir. Söz konusu maddede iade-i muhakeme sebepleri örnek yoluyla değil sınırlayıcı (tahdidi) şekilde sayılmış olup, ancak bu hallerden birinin varlığı halinde iade-i muhakeme talebinin kabulü gerekir. Dosya kapsamına göre başlangıçta meslek hastalığı olarak kabul edilen hastalığın iade-i muhakemeye konu dava sonucu verilen hüküm tarihinden sonra Kurumun 506 sayılı Yasanın 25. maddesi hükmüne göre sigortalıyı kontrol muayenesine tabi tutması ve bu muayene sonucu alınan raporda sigortalıdaki hastalığın meslek hastalığı niteliğinde olmadığının tespit edildiği ve bu sebebe dayanılarak iş bu davanın açıldığı bu halin ise HUMK. 445. maddesindeki sayılı hallerden hiç birine girmediği, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, belirtilen yasa hükmüne aykırı olarak iade-i muhakeme talebinin kabulüne ve daha önce kesinleşen 97/252 Esas sayılı hükmün ortadan kaldırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Kuşkusuz davacı 506 sayılı Yasanın 25. maddesi Hükmüne göre işgöremezlik geliri kesilen sigortalı için ödemekle yükümlü tutulduğu tazminat miktarından meslek hastalığının bulunmadığına dair 09.04.2004 tarihli rapora göre ve bu raporu takip eden aybaşı itibariyle sorumluluğu ortadan kalktığından bu tarihten sonrası için ortaya çıkan bu maddi olgu çerçevesinde açılacak bir dava ile hukuki dayanaktan yoksun kalan kesim için talepte bulunması mümkün görülmektedir.
Açıklanan nedenlerle mahkemenin iade-i muhakeme talebinin reddine karar vermesi gerekirken kabule karar vermesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...)
Gerekçesiyle bozularak dosya mahalline geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonucunda, mahkemece direnme kararı verilmiştir.
TEMYİZ EDEN :Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
A-Davacının isteminin özeti: Sigortalıda oluşan meslek hastalığı nedeniyle haklarında Sosyal Sigortalar Kurumu’nca açılıp kesinleşen rücuan alacak istemli davada, hastalığının mesleki olmadığına dair Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kuruluna itirazda bulunmalarına karşın, itiraz sonuçlanmadan davanın karara bağlanarak, sorumluluklarına hükmedildiği, sonrasında ise, sigortalının hastalığının mesleki olmadığının belirlendiği, bu nedenle kesinleşen karar nedeniyle yargılamanın iadesi koşullarının oluştuğu belirtilerek; “Hukuki sebep ve dayanağı kalmamış 1997/252 Esas sayılı kararın icrasının tehirine, sonuçta haklarında açılmış davanın reddine” karar verilmesi istenmektedir.
B-Davalının yanıtının özeti: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uyarınca yargılamanın iadesi koşullarının gerçekleşmediği savunularak, “davanın reddine” karar verilmesi istenmektedir.
C-Maddi olay: Sigortalıya, meslek hastalığına bağlı sürekli ve tam iş göremezlik nedeniyle bağlanan gelirler nedeniyle oluşan Kurum zararının tahsili istemiyle Anadolu Otomotiv San. ve Tic. AŞ. hakkında açılan rücuan tazminat davasının yapılan yargılamasında; işveren AŞ’nin SS. Yüksek Sağlık Kuruluna (sigortalıda oluşan hastalığın mesleki olmadığı yönünde) itirazda bulunduğu, itirazın sonuçlanmamasına karşın, “işverenin itiraza ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla” davanın kabulüne karar verildiği, Özel Dairece hükmün 23.3.2004 tarihinde onandığı, SS. Yüksek Sağlık Kurulunun 9.4.2004 günlü raporu ile sigortalıda oluşan hastalığın (Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesince düzenlenen 19.8.2003 günlü sağlık kurulu raporuna göre) mesleki olmadığına oybirliği ile karar verildiği, sigortalıya bağlanan gelirin ise bu rapor doğrultusunda kesildiği anlaşılmaktadır.
D-Yerel Mahkemenin kararının özeti: SS.Yüksek Sağlık Kurulu kararı ile davaya konu hastalığın mesleki olmadığının belirlendiği, bu nedenle söz konusu Kurum zararının 506 sayılı Kanunun 26.maddesine göre davalı işverenden talebinin mümkün bulunmadığı, yargılamanın iadesi isteminin HUMK. 445/1.maddesi doğrultusunda kabulünün gerektiği, Yüksek Sağlık Kurulu raporunun, 506 sayılı Kanunun 109.maddesi ve SSİY.nin açık hükümleri karşısında Kuruma bağlayıcı olduğu, davanın tarafları dikkate alındığında HUMY.nın 450.maddesi doğrultusunda işlem yapılmasına gerek bulunduğu belirtilerek;“Davacı vekilinin iadeyi muhakeme talebinin kabulüne, kesinleşen 09.12.2003 tarih 1997/252 Esas ve 2003/550 Karar sayılı hükmün HUMK. 450.maddesi gereğince ortadan kaldırılmasına, Kurum tarafından davalı işveren hakkında açılan 1997/252 Esas sayılı rücu davasının kabul edilen iade-i muhakeme davası doğrultusunda reddine” karar verilmiştir.
E-Temyiz evresi, bozma ve direnme: Davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Daire; yukarıda metni yazılı gerekçe ile hükmün bozulmasına karar vermiş, yerel mahkemece, önceki gerekçeler ile önceki kararda direnilmiştir. Direnme kararı davalı vekilince temyiz edilmektedir.
F-Gerekçe: Kural olarak, kesin hükme bağlanmış bir davada yeniden yargılama yapılamaz. Bunun en önemli istisnası, yargılamanın iadesi yoludur. Yargılamanın iadesi, bazı ağır yargılama hatalarında ve yanlışlıklarından dolayı, maddi anlamda kesinleşen hükmün ortadan kaldırılmasını ve daha önce kesin hükme bağlanan bir dava hakkında yeniden yargılama ve inceleme yapılmasını sağlayan olağanüstü bir kanun yoludur.
Yargılamanın iadesi nedenleri, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 445.maddesinde sınırlandırıcı olarak sayılmıştır. Buna göre, yeni bir senet veya belgenin ele geçirilmiş olması, hükme esas alınan senedin sahte olduğunun anlaşılması, hükme esas alınan bir ilamın kesin bir hükümle ortadan kalkmış olması, tanığın yalan tanıklıktan mahkum edilmiş olması, bilirkişinin gerçeğe aykırı rapor vermekten mahkum edilmiş olması, karşı tarafın yalan yeminden dolayı mahkum edilmiş olması, karşı tarafın hükme etkili hile kullanmış olması, vekil veya temsilci olmayan kişilerin huzuru ile davanın görülmüş olması, davaya bakması yasak olan hakimin hüküm vermiş olması, bir dava hakkında birbirine aykırı iki hükmün bulunması, alacaklıdan mal kaçırması amacıyla danışıklı bir biçimde hüküm tesisinin sağlanması ve 23.01.2003 tarih ve 4793 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle “hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararı ile tesbit edilmiş olması” yargılamanın iadesi sebepleridir.
Maddenin 1.bendinde belirtilen“Muhakeme esnasında esbabı mücbireye veya lehine hükmolunan tarafın fiiline binaen elde edilemiyen bir senet veya vesikanın hükmün itasından sonra ele geçirilmiş olması” hükmü, yeni bir senet veya belgenin ele geçirilmiş olması halini ifade etmekte olup, yargılamanın iadesi sebebini oluşturabilmesi için bir takım koşulların birlikte gerçekleşmiş olması aranmaktadır. Buna göre;
a)Bu senet yada belgenin davaya bakıldığı sırada mevcut olması,
b)Yeni ele geçirilmiş olan senet veya belgenin, hükmü etkileyecek nitelikte olması,
c)Bu senet veya belgenin hükmün verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması,
d)Bu yeni senet veya belgenin yargılama sırasında bir zorlayıcı nedenden (mücbir sebep) veya lehine hüküm verilen tarafın eyleminden dolayı elde edilememiş olması,
e)Yargılamanın yenilenmesini isteyen tarafın bu senet veya belgeyi yargılama sırasında elde edememesinde kusurlu olmaması gereklidir.
Belirtilmelidir ki; kendi kusuru ile bu senet veya belgeyi yargılama sırasında elde edememiş ve mahkemeye vermemiş olan taraf yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunamaz.
Yargılamanın iadesi istemine konu somut olayda; SS. Yüksek Sağlık Kurulunca, hastalığın mesleki olmadığına ilişkin görüş, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesince düzenlenen 19.08.2003 günlü Sağlık Kurulu raporuna dayanmaktadır. Anılan bu rapor, gizli kaydıyla düzenlenen Yüksek Sağlık Kurulu kararına dayanak oluşturduğundan, taraflarının bilgisine sunulmadığı, 506 sayılı Kanunun 26.maddesi uyarınca işverenin sorumluluğunun; iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya işçilerin sağlığını koruma ve işgüvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi veyahut suç sayılabilir bir hareketine bağlanmış olması karşısında, yeni elde edilen belgenin hükmü etkileyecek nitelikte bulunduğunda kuşku yoktur.
HUMK. 445/1.Maddesinde ifade edilen yargılamanın iadesi için gerekli olan koşulların somut olayda bulunduğu anlaşılmakla, yerel mahkemenin, yargılamanın iadesi isteminin kabulüne ilişkin direnme gerekçesi isabetli bulunmaktadır.
HUMK. 450.Maddesinin “İadei muhakeme talebi muvafıkı kanun ise kabul ve yeniden muhakeme icrasiyle tebeyyün edecek hale göre verilmiş olan karar tasdik veya kısmen veya tamamen tadil olunur.” Hükmü uyarınca yerel mahkeme, doğru olduğunu kabul ettiği yargılamanın iadesi sebebi gereğince, yeniden yargılama yaparak, “kesinleşen 09.12.2003 tarih 1997/252 Esas ve 2003/550 Karar sayılı hükmünün ortadan kaldırılmasına, Kurum tarafından davalı işveren hakkında açılan 1997/252 Esas sayılı davanın reddine...” karar vermiştir. Özel Dairece, bu yön bozma nedenine göre incelenmemiş olup, dosyanın buna ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için Özel Daireye gönderilmesi gerekmektedir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin, bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 10.HUKUK DAİRESİNE gönderilmesine, 21.12.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.